MEHMET ALİ OKLAY
“Seçim Çalışmaları - 1”
2015 yılına hayırlısıyla başladık. “Yıla nasıl girersen öyle gider” diye batıl bir itikadımız var. Tatille başladık, peki hep tatil mi olacak? Tabii ki olmayacak. Tatile hiç giremeyen uğraşı alanlarından biri ülkemizde siyaset. Her şey yolunda giderse 2015 Haziran seçimlerinden sonra politika istirahate 4 yıl çekilebilir. Bu da AKP’nin gücüyle ilgili olacaktır kanaatimce.
Şimdi biz Haziran’a kadar ki bol siyasetli günleri kurcalayalım biraz. Bugünden yarına bu işlerin hız kazanacağı aşikâr. Malum ilçe kongreleri bitmek üzere. Sırada il kongreleri var. Büyük kongrelerin ise yapılıp yapılmayacağına büyüklerimiz karar verecek. Bekleyip, göreceğiz.
Söke’de İlçe Kurultaylarından çıkan sonuç; üç başat partide (AKP, CHP, MHP) ilçemizden seçilebilir sırada bir adayı listelere yerleştirebilmek için mücadele edeceklerini aşağı yukarı ifadelerle, satır başlarında veya aralarında vurguladılar. Kararlılık açısından, Söke’nin önüne bir vizyon koymak, bu amaç üzerine yoğunlaşmak elbette ki çok önemli.
Peki bu ideale ulaşılabilir mi? Elbette. Önceki dönemlerde zaman zaman bu mutluluğu yaşadık. Mustafa Kemal Bozkurt (ANAP) dışında hep muhalefet partilerinden vekil yollayabildik. Örneğin Mehmet Çelik, Hilmi Ziya Postacı, Mehmet Semerci aklıma gelenler. Bu büyüklerimizin de rutin dışına çıktıklarını pek söyleyemeyeceğim. Aklımızda hoş seda bırakan Hilmi Ziya Postacı’nın rahmetli Özal’la sözlü atışmalarıydı. Belki bizlerin bilemediği önemli işlere imza atmışlardır muhakak. Mamafih (bununla birlikte) ilimize, ilçemize katkılarını fazlaca anımsamıyorum. Rahmetli Mehmet Çelik dışında Allah ömür versin yaşıyorlar bizleri, bilmediklerimiz konusunda aydınlatsınlar lütfen.
Tabiidir ki burada konuşulması gereken, ön seçimler olmadan, liderlerin seçiciliğinde vekilin ne kadar yaratıcı, emir komuta zinciri (ki buna parti disiplini deniyor) dışında hareket edebilirliği olduğu. Ne kadar bizim vekilimiz olduğu. Yaklaşık bir yıl önce dar bölge sistemi rüzgar gibi konuşuldu geçti. Halbuki dar bölge Söke gibi bir seçim bölgesini oluşturabilecek yoğunlukta seçmen sayısına sahip yerleşim yerleri açısından oldukça cazip olabilirdi. Kuyruklu yıldız gibi göründü ve kayboldu. Muhalefet partileri de bu konuyu duymamış gibi yaptılar. Görmediler, duymadılar, bilmiyorlar...
Aydın ili açısından olaya bakacak olursak. Yine ANAP zamanında Cengiz Altınkaya, Yüksel Yalova; AP-DYP çizgisinde Nahit Menteşe, İsmet Sezgin ve dahi Başbakan olarak rahmetli Adnan Menderes’in Aydın açısından yükselttikleri çıtayı koruyabiliyor muyuz? Sizce? Maalesef bu soruya şu aşamada olumlu cevap veremiyoruz. AK Parti döneminde bir süre Turizm Bakanı olan Atilla Koç var, hafızamızda. Aydın’ın siyaseten hak ettiği düzeyden geride olduğunu bugün söylemek zor olmasa gerek.
Demem o ki; iktidar partisinden vekil çıkarabilmek kadar Aydın’dan yatırımcı bir bakan çıkarabilmek olmalı asıl vizyon! Aydın’ın ve ilçelerinin o kadar çok meselesi var; çözülmeyi bekleyen...
Gönlümüz her üç partiden de vekil, hatta bakan olabilecek adaylar çıkarabilmeyi arzuluyor ebette. Peki biz bunu istiyoruz da Aydın ve Aydın’ın doğusu ağırlıklı siyaset bu konu da ne der? Onlarla nasıl uzlaşabiliriz?
Aydın siyasetini bilenler bunun hiç de kolay olmadığını söylüyorlar.
Not: Bu konuya müsaadenizle bir süre devam edeceğim. Katkılarınız olursa, benimle paylaşırsanız daha nitelikli yazıların çıkacağını düşünüyorum. İstişarede hayır var...