Bugün neler olduğunu alamak için biraz geriye gitmek gerekiyor. Mesela 2 dönem önce, Sayın Bahçeli'nin tek aday olduğu kongreye bir bakalım. O kongrede ben de büyük kongre delegesiydim. Genel Başkanlık seçimi olmadığı için delegeler mesajlarını MKYK seçimlerinde vermek istemiş ve vermişti. Ben kendi payıma kendi yaşadığımı anlatayım size. Burdur, Antalya ve Aydın yaklaşık 110 delegeye sahipti. MKYK listesi de tabii olarak genel başkanın listesiydi ve kullanılan yüz oyun yarıdan fazlası ya boş atılmıştı, ya da çiziklerle doluydu. Listeye dokunmadan oy kullanan 20-30 delege ancak vardı bizim sandıkta. Mesaj güya verilmişti ama sonuç acımasızdı. Bir sonraki kongreye varmak nasip olmadı boş listecilere ve çizikçilere. Birinci tasfiye gerçekleşmişti.
Sonraki kongrede Koray Aydın Bey aday oldu. Dörtyüz küsür oy da aldı. Gelin görün ki sonrasında yaşananlar ikinci kıyımdı. Koray Aydın bünyede tutuldu ama onu destekleyen delegelerin büyük çoğunluğu tasfiye edilirken onun gıkı çıkmadı. Trabzon adaylığı ona yetti. Ama delegesine gösterdiği vefasızlık unutulmadı. Sonunda Trabzonlu da ona faturayı kesti ve seçilemedi. Bu saatten sonra ne İsa'ya, ne Musa'ya yaranamaz!
Sinan Oğan Bey'in tabanda karşılığı olabilir, ancak delege bazında pek etkili olacağını sanmıyorum.
Sayın Meral Akşener'in tabanda karşılığı kesin olarak var. Taban onu bir umut olarak görüyor, ancak Meral Hanım geçen günlerde hiç bir cemaatla işinin olmadığını söyledi. Ama görünen o ki; cemaatin onunla bir işi var. Yine sonrasında bir gazeteye verdiği beyanatta cemaatden değilim ancak olsa gururla söylerdim dedi. Meral Hanım tecrubeli bir siyasetçidir, dil sürçmesi olduğunu sanmıyorum ancak iki seçim önceki kasetler ve müsebbiblerini MHP tabanı asla unutmaz ve affetmez…Cemaate verilen bir mesajdan çok ben Meral Hanım'ın bilerek harakiri yaptığını düşünüyorum. Kendisi bu işe zorlanıyor ama onun gönlü yok bu işte gibi geliyor bana. Ben o gazetedeki söyleşiyi böyle okudum.
Sonuç olarak MHP hiç bir grup, taife, güruh tarafından teslim alınamaz, alınamayacaktır. MHP'yi teslim alıp, yönetecek tek güç ülkücülerdir. Bunun böyle olacağı da görülecektir. Olması gereken tek şeyin Devlet Bahçeli'nin ülkücülerin sesine kulak vermesi ve partiyi ülkücülerle birlikte yönetmesidir, vesselam...