FARUK HAKSAL
AMA TEKNE KÜÇÜK...
Demokrasi en iyi rejim.
Demokrasi, halkın yönetime katılmasına olanak sağlayan en adil sistem.
Demokrasi, düşüncelerin sorgulanarak ve birbirlerine eklenerek en iyinin, en doğrunun ve toplum için en yararlının ortaya çıkarıldığı yöntem; tamam…
Diyelim ki kafa salladık bütün bu sözlere… Ancak!
Demokratik mücadele adı verilen bu “meşru” kör dövüşün yarattığı insan müsvetteleri ne olacak?..
İktidar hırsının azdırdığı insan bencilliğine nasıl "dur" denecek?
Gerçekte pasta belli: Bir adet koltuk...
O pastadan nasibini alamamış ama didişmeyi yöntem bellemiş siyaset artıkları nasıl dizginlenecek?
O amansız "siyasi mücadele" içinde tüm insani değerlerini buruşturmuş, zembereği boşanmış insan profili nasıl tekrar rayına oturtulacak?
Sınırlı olan bu pasta [ve nimetleri], oynanan demokrasi oyununun sınırları içinde kalınarak, nasıl yeniden/sonra yine yeniden paylaşılacak?..
Koltuk tektir, ama mabadını o koltuğa değdirme özlemi ile yanıp/tutuşan “âdem“ çoktur…
Allah büyüktür, ama, tekne küçüktür.
Ve en kötüsü, siyasetçilerimizin çoğunun umudu yüce, ama erdemi cücedir.
Cücelerden oluşan toplumumuzun hemen yanı/başında karakol kuran ABD’nin silah dış-satımı, üçe katlanmıştır/beşe katlanmıştır.
Amerika en çok silahı, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine satmaktadır.
Ve işte bu diyar-ı âlemde parola:“Yurtta Savaş, Cihanda Savaş”
İşareti: Demokrasi olmuştur.
Ama ne gam?..
Önemli olan kişisel çıkarlardır; ötekilerin omuzlarına basarak tırmanılan üst-katlardaki didişmedir boğuşmadır!..
Halk, yoksulluk sınırının altında inim inim inlemekte ve oy verdiği kurtarıcılarından [hala] medet ummaktadır.
Ama politikacı evde yoktur!..
Politikacının temel hedefi, kişisel çıkar hesaplarını kapının ardına gizlemek ve yapıp/ettiklerini sanki halkın çıkarı(ymış) gibi ısıtıp ısıtıp demokrasinin vitrinine yerleştirmektir.
Bizlere gelince…
Bizler, demokratik sürecin işlemesini sağlayan koyunlardan ibaret bir sürü müyüz sadece?
Ak koyun muyuz?
Kara koyun muyuz?
Ya da ak koyunla kara koyununun birbirinden ayrıldığı yol ayrımındaki bir trafik lambası mıyız, sadece?..
Ak yandı, geç…
Kara yandı, dur!
Çoban kaldırdı değneğini, yürü…
Çobanın köpekleri kesti yolunu; dur…
Ya da celep biçti ömrünü, yürü ayaklarını sürüye sürüye mezbahaya…
Hayat mı bu? Kader mi? Gelenek mi? Kültür mü?... Nedir bu yerleşik kişilik bozukluğunun nedeni?..
Kabul edilebilir bir gerçek midir, lütfen söyleyin?
Yok mudur kurtaracak baht-ı kara maderini, Gazi Paşa?..
Bu rayından çıkmış düzeni tekrar rayına oturtacak güç gerçekten damarlarımızda akıyor mu biteviye?
Kaç kaç bitecek bu maç, bileni var mıdır?..
- Kaç kaç?..
www.soruyusormak.com
www.akceder.com