FARUK HAKSAL
ZINDIKLIK ETMEYİN, İMAN EDİN!
Amerika'yı Kristof Kolomp değil, Müslümanlar keşfetmiş...
Böyle buyurmuş halk-başkanımız.
Halkın büyük bir çoğunluğu ile başkanlığa layık görülen ustalık dönemindeki büyüğümüzün bir bildiği vardır elbet.
Ama bizim bildiğimiz kadarı ile, Kristof Kolomp Amerika kıtasına ayağını bastığında o topraklarda Amerikalı yerliler yaşıyordu.
Yani sözün özü, ortada zaten bir keşif yok.
Ya ne var?
Malumun ilanı var...
Yani zaten insanlar tarafından bilinen bir kıta, Kristof Kolomp tarafından taaa 1400'lü yıllarda "keşfedildi."
Batılı tarih kitapları böyle buyuruyor.
Bizim Halk-Başkanımız ise, başka türlü ferman yürütüyor.
Ama bu iki "bilimsel" görüşün bir orta yolu bulunabilir.
Tarihi gerçekler, kültürler arası diyalog gereği aynı noktada buluşabilir.
Nasıl mı?
Şöyle: Çünkü, Amerika gerçekte keşfedilmiş değil!..
Sadece, öteki yarısı tarafından fark edilmiş...
Batılı insan, Halk-Başkanımız da dahil, daha sonra Batılılar tarafından Amerika olarak isimlendirilen kara parçasını, içinde yaşayan yerli insanları ile birlikte fark etmişlerdir.
Hakiki ve sahici gerçek budur...
Peki, bu hakiki ve sahici gerçek düzleminde Halk-Başkanımızı haklı çıkartacak bir ihtimal ya da seçenek mevcut olabilir mi?
Olabilir.
Mesela... Yani örneğin, belki de, Amerika kıtasında ezelden beri yaşayan yerliler zaten Müslüman'dılar...
Yani, Batılılar; yani Kristof Kolomp, Hindistan'a gideyim derken yanlışlıkla Amerika kıtasına ayak bastığında belki de "Allahu Ekber" nidaları ile karşılandı...
Batılı tarihçi bu "gerçeği" niye yazsın?..
Yani belki de, bugünün zenci Amerikalı Müslümanlarının kökü işte böylece yıllar öncesinden geliyor.
Şimdi bizim medyamıza gözlerimizi çeviriyoruz. Adamların tarihi gerçeklerle hiç bir ilişkileri yok.
Varsa yoksa, işleri Sayın Halk-Başkanımızı karalamak.
Bir durun hele, heyecan yapmayın, ele güne karşı komik olmayın, ülkemizin kültürel zenginliklerini, Halk-Başkanımızın değerli tespit ve bilimsel ön-görülerini hafife almayın, harcamayın.
Önce anlayın. Kavrayın, seçenekleri sorgulayın.
Hazret bir bildiği olmasa konuşur mu?
Siz onun durup dururken, bilmeden, incelemeden, salâvat getirmeden konuştuğunu gördünüz mü? Tanık oldunuz mu?
Pirimiz iktidara geleceğim, diyor. Geliyor.
Başkan olacağım, diyor; hatta şimdiden, yasaları bile değiştirmeden En-Başkan oluyor, Saray'ını yaptırıyor, tahtına kuruluyor.
Taksim'e kışla yapacağım, diyor. Yapıyor. Açın bakın, İstanbul Büyükşehir Stratejik Planı'nı, okuyun.
Hem daha neler neler...
Ey yüce Türk halkı, lütfen olur olmaz dedikoduları bir tarafa bırakın, kanmayın.
Sayın hazret-i Recep Tayyip Erdoğan'ın önünde secde edin, saf tutun.
Zındıklık [asla] etmeyin, çarpılırsınız...
İman edin, iman!
www.soruyusormak.com
www.akceder.com