FARUK HAKSAL
ACEMİ SENARİSTLER
Siyaset, kitaplardaki teorik kılıflarından silkinip, çıktı ve günümüzün pratiğini adeta abluka altına aldı
Mili güç birliği, ulusal cephe ve emperyalizme karşı ortak mücadele gibi kavramlar artık dar kapsamlı bilimsel seminerlerin konusu olmayı gerilerinde bırakarak, geleceğimizi aydınlatan somut gerçekler halini aldı
Bir bakıyorsunuz bir televizyon kanalına Hüsamettin Cindoruk şöyle konuşuyor:
Askeri tenkit başkadır; tahkir başkadır Darbe sadece Birinci Ordu ile olmaz. Darbenin provası da olmaz Keşke biraz daha iyi bir senarist bulsalardı. Siyaset bu kadar düzeysiz hale gelmezdi
Atar mısınız bu sözlerin altına imzanızı?.. Atarsınız
Öte yandan Yargıtay Başkanımız;
Ateş bacayı sardı, diyebilmekte ve tüm yurtsever insanlarımızı uyarmaktadır
Danıştay, Anayasa Mahkemesi, Genelkurmay Başkanımız Hepsi, herkes hep bir ağızdan feryat etmektedir.
Tehlikenin büyüklüğünü, yakınlığını ve güncelliğini [özenle] gündeme taşımaktadır.
Yılların eskitemediği bir bilenimiz ise, daha ağır, daha anlamlı ve daha uyarıcı konuşmaktadır;
Bunların arkasında bazı güçler olmasa, bu işleri yapamazlar!..
Evet, saçını Türk siyaseti içinde ağırtmış, emperyalizmle kol kola yürümenin tüm sahnelerinde şahsen rol almış deneyimli bir siyaset adamı olarak Süleyman Demirel böyle konuşabilmektedir
Öte yanda Türkiyeyi bölme girişimleri Anayasa Mahkemesinin hukuk duvarına tökezlemiş olan ayrılıkçı akımın çok alkış alan bir belediye başkanı, Türkiyeyi yönetenlere meydanlarda alenen sövebilmekte ve hiç utanıp/sıkılmadan;
As git, diyebilmektedir!..
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine sövenler ellerini kollarına sallaya sallaya açılım ortaklığının tarafı olmayı sürdürebilmekte Öte yanda teröristlerle yıllardır silahlı mücadele yürüten Türk Silahlı Kuvvetlerinin generalleri, albayları, yarbayları, Hüsamettin Cindorukun deyimi ile, acemi senaristler eli ile tahkir edilmektedir
Emperyalizmin Tarafı, Hoca Efendinin Samanyolu ile kol/kola girmiş Her Allahın günü Türk Silahlı Kuvvetlerine saldırmakta, yeni yeni senaryolarla halkın moralini sıfırlamaya ve onun bağrından çıkmış ordumuzun mücadele yeteneğini yıpratmaya çalışmaktadır.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonel yeteneği zaafa uğratılırsa, bu olgu kimin işine yarayacaktır?..
Sorunun yanıtı basittir:
Doğal olarak, Türkiyenin düşmanlarının
Peki, Türk Silahlı Kuvvetlerini zaafa uğratmaya çalışanlar kimlerdir?
Bu sorunun yanıtı da zor değildir
O zaman, bu güçler Türkiyenin dostu mudur?. Düşmanı mıdır?..
İşte bu son sorunun doğru cevabı, Türkiyeyi bu karanlık dehlizden çıkartacak olan anahtarın ta kendisidir.