YUSUF GÜNAL ile söyleşi

YUSUF GÜNAL ile söyleşi

YUSUF GÜNAL ile söyleşi


K. Yalçınkaya : Sayın Yusuf Günal CHP İlçe Başkanlığı dahil partinin bir çok kademesinde görev aldığınız ve yine son olarak 1 ay önce ilçemizde düzenlenen “Milli Merkez Anayasa Formu"nun komite başkanlığını üstlendiniz. Okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?
Y. GÜNAL : 1955 yılında Avşar"da doğdum, 6 yaşına kadar köyde yaşadım. İlkokullu Çeltikçi okulunda, Liseyi Söke"de okudum. Üniversiteyi Ankara Ortadoğu İdare Bilimler Fakültesi, Ekonomi bölümünde okudum. 1980"de mezun oldum. 1981-90 yılları arasında Söktaş"ta çalıştım. 1990"dan sonra Pireli bayiliğini devraldım ve 23 yıldır bu acenteyi işletiyorum.
1992 yılında yenilenen CHP politikaya başladım. İlk yıllarda çok aktif bir politika sergiledim. 1994"de belediye başkan adayı oldum, kaybettim. CHP"de çeşitli görevlerde bulundum. 1999"da başkan yardımcısı, 2003"de Başkan oldum. 2004 seçimlerini kazandık. 2005"de kurultay delegesi oldum. Kısacacası CHP"den kopmadan bazen köşe yazıları, bazen de sosyal etkinliklerle toplum içinde var oluyorum.
K. Yalçınkaya : Sayın Günal siz ekonomi eğitimi gördünüz. Ne dersiniz, AKP"nin iddia ettiği gibi hükümet ekonomide başarılı mı?
Y. GÜNAL : Bana göre hükümet öyle çok iddia edildiği gibi başarılı değil, çünkü insanların şikayetleri eksilmiyor. Merkez Bankası güya özerk, ancak bankaların “gaz-fren” söylemlerinin etkisinde kalıyor. Türkiye çok enteresan bir ülke, işleri iyi giderse bunu kendilerinden bilir, kötü olursa suçu Merkez Bankası yöneticilerine atarlar. Türkiye uzun yıllar kur politikasının zararlarını çekti.
K. Yalçınkaya : Yani Türkiye"ye Kemal Derviş modelinin uymadığını mı söylemek istiyosunuz?
Y. GÜNAL : Ben Kemal Derviş"e sürekli haksızlık yapıldığına inan biriyim. Çünkü Derviş çağırıldığında ülke belli bir düzeye çıktı. Enflasyon kontrol altında alındı. Derviş"in politikası o dönem için önemli bir icattı. Fakat bu hükümetle beraber sıcak para politikası sürdürülmesi uluslararası güçlerin işine yaradı. Bunun yanında artan dış borç hiç konuşulmuyor. Sadece enflasyonun düştüğü konuşuluyor. Merkez Bankası rezervi konusunda halk yanıtlıyor. Rezervenin çok olması, her zaman vurgulanıyor. Oysa gerçek bu değil.. Bir kırgınlık söz konusu olduğu için rezerv daima yüksek tutuluyor. Üstelik bu para borç paradır. Ve maliyeti yüksek olan bir paradır.
K. Yalçınkaya : Peki izlenen politika Türkiye"yi ileriye götürür mü?
Y. GÜNAL : Götürmeyeceği açık… İthalata dayalı, üretimin fazla olmadığı bir sistem her an krizlere davetiye çıkarabilir. Şu an Yunanistan bir örnektir. Yanlız Türkiye"de ihracat potansiyeli gelişme gösterdi. Ancak ihracatın içindeki yüksek miktardaki ithal malı, ihracat rakamının inanırlığınını bir kenara bırakıyor.
Önemli olan üretim yapmadı. Ve ürettiğini dışarıya satacak özelleştirmelere de karşı değilim. Ancak kamu mallarının bir çoğu değerlerinin altında el değiştiriyor.
K. Yalçınkaya : Bundan yaklaşık bir ay önce Haymanlı Düğün salonunda Anayasa formunu gerçekleştirildi. Siz düzenlenen forumunun komite başkanıydınız. Ben Söke dışında olduğum için forumun ancak son bölümünü izledim. Fakat tam bilgi sahibi olamadım. Forumu biraz anlatır mısınız?
Y. GÜNAL : İlk başta şunu belirtmek isterim. Türkiye çapındaki bu toplantıları medyamız yeteri kadar önem vermiyor. Örneğin muhalif tavırlarını bildiğimiz bir Sözcü Gazetesi bile Türkiye genelinde yapılan forumları hiç haber yapmadı. Oysa işin çözümüyle ilgili olarak daha sonra Milli Merkez adını alan bu toplantıları çok önemsiyorum. Nitekim 23 Nisan"da Ankara"da yapılacak olan çok geniş toplantıya katılmayı düşünüyorum. Bu toplantılara, şu anda muhalif partilerin yanında, eski merkez savcıyı temsil eden politikacılar da destek vermektedir. Ayrıca sivil toplum kuruluşlarının desteklerini unutmamak lazım.
K. Yalçınkaya : Anayasa taslağı üzerinde çalışma yapan kurul var mı?
Y. GÜNAL :
Elbette. Bu arada daha çok yapılamak istenen yeni Anayasa ile ilgili kaygılar öne çıkmaktadır. Biliyorsunuz geçen referandum sonrası yapısı değiştirilen “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararıyla rahatsız olduğumuz hukuk iş sorunları yaşıyoruz. Değerli insanlarımıza haksızlıklar yapılıyor. Şimdi de ülkemizin geleceği ile ilgili, belki halkımızın çoğunun farkında olmadığı gelişmelere dur demek için toplantılar düzenlenmektedir.
K. Yalçınkaya : Hep politikadan söz ettik, oysa insanların hayatını olumlu yönden etkileyen sanat faaliyetiyle yakından ilgilisiniz. Biraz sanat faaliyetinizden söz eder misiniz?
Y. GÜNAL : Liseye başladığım ilk yıl rahmetli hocam Ahmet Kavruk"un tavsiyesi ile müziğe başladım. Resim yapamadığım için beni müzik bölümüne aldılar. İlk defa işi ciddiye alacak bir hoca ile karşı karşıya idim. Hoca sesimi dinledi. Kuracağı koraya beni alacağını söyledi. Dicle Sinemasında konsere çıktık. O dönemdeki çalışmalar beni müziğe yakınlaştırdı. Daha sonra Üniversitede koraya katıldım. Konsere çıktım.
Ortadoğu Teknik Üniversitesindeki Türk Sanat Müziği Topluluğu hocamız Erol Sayar"dı. Söke"ye kendi iş yerini açtıktan sonra Halk müziği korosunda yer aldım. Yaklaşık yedi yıldır Dr.Öztekin Yüce yönetimindeki Türk Sanat Müziği Korosunda yer almaktayım. Yılda iki-üç konserimiz oluyor. Solo da söylüyorum. Önümüzdeki konserimiz 31 Mayıs Cuma akşamı Recep Yazıcıoğlu Salonunda.Tüm Sökelileri konserimize davet ediyorum.
K. Yalçınkaya : Sayın Günal vediğiniz değerli bilgilerden dolayı size çok teşekkür ederim
Y. GÜNAL : Ben de en iyi dileklerimi şükranlarımı sunarım.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum