Son günlerin aktüel gündemi. Bir “üst akıl” söylemidir gidiyor. Belli ki bu akıldan murat edilen, kast edilen yerli olmayan bir us geçerliliği vaaz ediliyor. 
Geçerli, çünkü bu akıl bir yönlendirme yapıyor güç sahiplerine. Bu yönlendirme ile yerleşik güç odakları harakete geçiyor. Hareketlenen eylemci unsurlar gündemi derinleştiriyor. Siyasete yön vermeye çalışan odakların çoğu kez siyasetle ilgisi yok ama kararları ve eylemleri siyaseti derinden etkilemeye dönük ve çoğu kez siyaseti yeniden dizayn etmeye ve istikrarsızlaştırmaya dönük sonuçlar doğuruyor. Veya siyaset flu (belli-belirsiz) bir zemine kayıyor, zihinler karışıyor. 
Peki üst akıl yerli değilse, yerli olana hizmet eder mi? Yani sana, bana; bize ne faydası olabilir? Olayların sonuçları siyasi bir hesaba dayanıyor ise ki dayanıyor, bir plan-proje sonucu mu ortaya çıkıyor? Proje sahipleri tabidir ki, kendi emellerini gerçekleştirmeye çalışırlar. Projenin sonucu da kendi gayelerine hizmet eder. Kısacası millete hizmet etmesi beklenemez, beklenmemelidir. 
Ancak olaylar tam planlanan gibi sonuçlar üretmeden, toplumsal yararı olabilecek faktörler olgunun içerisinden çekip alınabilir mi? Bu yapılabilirse tahrip gücü olabilecek silahın şarjöründen mermiler boşaltılabilir. Silah ellerinde patlamasa da, karşı tarafa zarar verecek imha gücünü kaybedecektir. Veya ellerindeki aletin mekanizması bozulabilir. Karşı hamle yapıp, psikolojik üstünlük sağlanabilir.
Muhakkak ki, yaşadığımız süreç içerisinde hamleler bitmeyecektir. Bitmeyen hamleler sonuç almasa da muhataplarını ve milleti yormaktadır. Güç, nesnel olmayan düşmanın manevralarıyla gereksiz tükettirilmektedir. Dikkatler dağıtılmakta veya bitmesiyle tekrarlarla hedef şaşırtılmaktadır. 
Memleketini seven zinde güçler asla hedef saptırmaların aldatmaca oyunlarına düşmeden, oyunu bozmalıdır!
Muhakkak ki Allah (c.c.) doğrunun yanındadır. 
Oyun bozulacaktır.