MUTLU NAZLI
UĞUR(SUZ) GÜN
Yarın 24 ocak 2010...
İçimde bir hüzün...
Aklımda Uğur Mumcu!
"Gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir" dedi ve ne kadar doğru söylediğini kendisi kanıtladı.
Çoğu aydının bile yüzeysel bir bakış açısıyla ele aldığı Kürt sorununu, Abdullah Öcalan'ın iç ve dış ilişkilerini, Abdi İpekçi cinayetinin araştırılmasını, Ağca'yı, Papa suikastının perde arkasını yılmadan ve korkmadan araştırdı. 12 Eylül adaletini, Özal döneminin kural tanımayan uygulamalarını bıkıp usanmadan yazdı.
Yobazların, gericilerin, kaçakçıların, hırsızların, sömürücülerin emperyalistlerin ve gerçek vatan hainlerinin korkulu rüyası olan Mumcu, din maskesi altında Türkiye'yi emperyalizme teslim etmek isteyenlerin gerçek yüzlerini ve oyunlarını sergiledi. Bize gerçek olan gerçekleri yılmadan usanmadan anlattı.
Gerçeklerin dünyasında, bağımsız, ilkeli basının güçlü sesiydi, araştırmacı gazeteciydi.
Hep onuruyla yaşadı, yanlışlara karşı savaştı, yılmadı usanmadı,
korkmadı...
korkmadı...
korkmadı...
Ondan korkanlar haince saldırdı.
Geçekleri hazmedemeyenler hep onu suçlu saymaya çalıştı.
Bugün bize lazım olan senin düşüncelerinle anacağım seni;
"Ben Atatürkçüğüm
Ben cumhuriyetçiyim
Ben laik'im
Ben antiemperyalistim
Ben bağımsız Türkiye'den yanayım
Ben özgürlükçüyüm
Ben insan hakları savunucusuyum
Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım
Öyleyse vurun parçalayın beni
Hep parçamdan benim gibiler, beni aşarak çıkacaktır."
Ne kadar haklı olduğunu bize zaman gösterdi işte.
Düşünüyorsa bir insan öldürüyorlar benim ülkemde.
Bak hala öldürüyorlar bizleri.
Bu yüzden özlüyoruz seni ve koyamıyoruz kimseyi yerine.
Sen demedin mi bize
"ecelsiz vurulduk ey halkım, unutma bizi"