E. TURGUT TEKİN
Sökedeki kuraklık kaybı ortalama %60
2007 yılı gelir kaybı, ortalama %60. Köylerde, kentlerde, Aydın İli genelinde önemli ölçüde gelir kaybı yaşanıyor. Kuraklık Adan Zye herşeyi etkiledi. Buğday ve benzeri ürünlerde dane kaybı, pamuk ve diğer endüstri bitkilerinde randıman kaybı büyük rakamlarla ifade ediliyor.
Su ürünlerinde kayıp ise yüzde yüz. Otlaklar, meralar, yemişler, üzüm bağları ve zeytinbahçelerinde %75lere varan kayıplar yaşanıyor.
İncir ağaçları yemişleri ile birlikte kurumaya başlamış. Üzüm bağları sanki üzümler dalda değil de sergideki gibi sararıp solmuş. Pamuğun ne olacağı henüz belli değil. İkinci ve üçüncü ürün zaten ortada yok. Bizler kalkmış hala ürünün %40ının hesabını yapıyoruz. Bu yıl, buğday, arpa, patates, fasulye, domates, biber, bamya gibi yaz bitkileri bile yüzde 60ın üzerinde kayıp verdi. Biz sadece pamuğa endeksli değiliz ki! Çiftçinin asıl geçim kaynakları olan hayvancılık, tahıllar, mısır, ayçiçeği, fasulye, domates, biber gibi ürünler de kuraklıktan payını aldılar. Köylüler, domatesler sıcaktan yandı. Biberler çiçekte kurudu. Meralarda ot olmadığı için hayvanlarımızın çoğunu yok pahasına sattık diyorlar. Tespit yapılırken sadece pamuk ölçü alınmasın. Geleneksel bütün tarım ürünleri zarar gördüğü için, bu esas üzerinden düşünülsün. Arılar bile randıman vermemiş. Bal rekoltesi bile düşük geçmiş. Çevreden her yıl binlerce ton süt toplanırken, bu yıl süt toplama çok küçük rakamlarda kalmış.
Bütün bu olumsuzluklar, çiftçilerimizin ve ilçemizin belini kırmıştır. Vatandaşlar, geleceklerinden korkuyorlar. Ya güzün ve kışında yağmurlar yeteri kadar yağmazsa halimiz ne olur diyorlar? Afet kapsamına alınmayı, devletçe bazı desteklemelerden yararlandırılmayı talep ediyorlar. Banka borçları, kredi ve tohumluk borçları ertelensin diyorlar. Geliri tarıma dayalı olan Söke esnafı da perişan durumda. Tarım gelirleri olmayınca esnafta iş yapamıyor. Onlar da çiftçiden beklediğini alamayınca perişan olmuşlar. Onlar da afet kapsamından yararlanmayı, banka ve esnaf kefalet kredi borçlarının ertelenmesini talep ediyorlar. Sökede tarım ürünleri para etmezse, sanayisi, memuru, askeri, işçisi, turizmi olmayan Söke esnafı nereden para kazanacak? Taleplerinde haklılar. Onların da kayıpları, eski yıllara göre %50linin üzerinde seyrediyor.
Hani bir söz var ya, Keçi can kaydında, kasap yağ derdinde!± Hükümet bunca insanın feryadını duymuyor, hala cumhurbaşkanı seçimi ayaklarıyla oyalanıyor. Aydının bu hale gelmesinin tek sorumlusu bu iktidar ve hükümettir. Bile bile vatandaşı, bu kuraklığın pençesine attılar. Basının, halkın, sivil toplum örgütlerinin seslerine kulak tıkayıp, Çine Barajını bitirmediler. Şimdi de hiç umurlarında değildir. Geçen günlerde kaymaakamın yaptığı toplantıya siyasi parti ilçe başkanları ve özellikle iktidar partisi ilçe başkanı niye katılmadılar? Neden birtek keliime etmiyorlar? 2004 yılında su tutmaya başlaması gereken baraj, hangi gerekçelerle dört yıl ertelendi ve bunu da AKP hükümeti yaptı? Ama demek ki halk bu iktidardan memnun imiş ki, 22 Temmuz seçimlerinde bile her ikii kişiden biri oyunu bunlara verdiler. Versinler, işte görüyorlar ki kimseler ellerinden tutmuyor. İmamların, hocaların sözüyle oy verenler, şimdi imamlardan şikayetçiler. Niçin yağmur duası yapmıyorlarmış diye. İmamlar ise diyorlar ki Allah size bol bol verdiği zaman ne yaptınız? Malınızın zekatını verdiniz mi? Kuraklık olur diye, tarlanız için daha az su ile nasıl sularım diye önlem aldınız mı? Beşyüz milyara araba ve motor yenileyeceğinize, birer deriin yedek kuyu vurdursaydınız. Geçen cuma bir hutbe dinledim. Çok hoşuma gitti. Hoca doğruları söylüyor. Söylediklerinin hepsi doğrudur. Keşke böyle gerçekçi, mantıklı cesur hocalar çıksa da gerçekleri söyleseler. AKP İlçe Örgütü ve Aydın iktidar partisi milletvekilleri, Aydının bu duruma düşmesiinin tek sebebi barajı zamanında bitirmeyerek neden oldunuz. Şimdi hiç değilse mecliste ve hükümette Aydının sorunlarını dile getirin de, memleket daha çok zarar görmeden çareler arayın. Ağlamayana meme verilmez. Biz basın olarak yazıyoruz. Hiçbirşey yapmazsanız bile yazdıklarımızı hükümetin masasına koyun. Bunca telef olan canlının ve mağdur olan insanın vebali üzerinizdedir. Ya sebep olmasaydınız, ya da çaresine bakınız. Şöyle kırlara açılın da yemişlerin, zeytinlerin kuruyuşunu gözleriinizle görünüz. Diyeceksiniz ki, bunların barajla ne alakası var. Öyle değil. Aşırı çekilen yeraltı suyu rezervleri bu ağaçları kurutuyor. Bunların hepsi birbirine bağlıdır. Ova tam sulandığı zaman buradan oluşan nem bile bu ağaçları besliyordu. Şimdi ortada su yok ki, havada nem olsun. Nem olmayınca sıcak tüm gücüyle bitkileri yakıp kavuruyor.
Hükümetin zaman geçirmeden, genel durumu göz önüne alarak, Genel Afet Kapsamına Aydın İlinin tümünü alması şarttır. Yoksa bir milyon insanın beslendiği Aydın ili perperişan olur.