E. TURGUT TEKİN
SEÇİMLER BİTTİ- ÇALIŞMALAR BAŞLADI
Belediye Başkanlığı seçimleri, Söke ve Aydında tam anlamıyla bir kardeşlik havası içinde yapıldı. Bu da halkımızın demokrasiye olan öz güveninin, inancının bir göstergesidir. Başka illerde yaşanan aşırı partizanca tutumlar, çok şükür ilimiz ve ilçemizde yaşanmıyor. Demek ki Aydın insanı, adı kadar aydın!
Başka illerde çok hoş olmayan olaylar yaşandı. O güzelim seçim havasına kan bulaştı. Bu insanlar, demokrasinin hoş görü ve anlamını bilmiyorlar. Bakın bugün Mısırda huzur yok. Suriye kan ağlıyor. Ortadoğuda ise asla huzur yok. İnsanların oyları ile yapacakları iktidar değişikliklerini kan dökerek yapmaya çalışıyorlar. Buna gerek var mı? Demokrasinin olduğu yerde kılıca gerek yoktur. Ama ne yazık ki hala kılıçtan, zorbalıktan ve kan dökmekten medet uman biçareler var. Elbette yanlıştır bunlar! İnsanlar yeryüzünde yıllardan beri yönetme tekniklerini aramışlar, tartışmışlar, kendilerine ve insan onuruna yakışanı bulmuşlar. Bu yakışan yol hiç kuşku yok ki demokrasi yoludur. Bu yolu olgun ve saygın olarak kabullenir de uygulamaya hak ve adalet ilkesi içinde koyarsak, insanların barış ve kardeşlik içinde olmalarına yardım ederiz. Eğer koyamaz zor kullanırsak, başkalarının değerlerine saygı duymayıp, haklarına engel olmuş oluruz. Gönderdiğini hoşnut edersen, Allahta senden hoşnut olur.
Dünyadaki demokrasi ile yönetilen her ülkede seçim vardır. Seçim, vatandaşın özgürce iradesini sandığa atmasıdır. Sandık ise ulusal iradenin toplandığı bir güç kaynağıdır. Bu kutsal güce herkesin saygı gösterip, fanatikleşmeden boyun eğmesi gerekir. Bazı fanatik cahiller, bu gücü benimsemeyerek karşı çıksalar da, yaptıkları yanlıştır. Bunun kadar yanlış olan bir başka anlayışta, seçilen tarafın seçilemeyen tarafa yine fanatikçe bakmasıdır. Böyle karşılıklı inatlaşmalar, karşı çıkmalar, halkın ortaya koyduğu ulusal iradeye ters düşer. Çatışma ve terör yaratır. Uygulamaları ve yapılacak çalışmaları aksatır. Zaman zaman sokaklara taşarak, kardeşi kardeşe düşman eder. Olgun demokrasi çağına ulaşmış, modern demokrasi ile yönetilen ülkelerde bu sorun aşılmıştır. Halkın eğitim seviyesi ve politik anlayışı buna müsaade etmez. Ama halkının çoğunluğu eğitimsiz, politik yapısı farklı toplumlarda bu çatışmalar demokrasiye rağmen görülür. Seçilenler, her zaman seçilemeyenleri de kucaklamalı, halkın görev verdiği iktidar ve muhalefet görevini fanatik ve partizanca değil, demokrasi kuralları içinde birbirlerine saygı duyarak yaparlarsa o ülke her zaman kazanır. Zaten amaçta, ülkenin kazanmasıdır. İnsanlarının mutlu olarak yaşamasıdır. Biz Sökede yapılan 2014 seçimlerinde bu havayı yaşadık. Bu iradeyi ortaya koyan halkıma, ülkem adına teşekkür ediyorum.
Bir belediye yönetimi o yörenin yerel parlementosudur. İktidar ve muhalefet birlikte Söke ve Söke Halkının refah ve mutluluğu için çalışacaklardır. Muhalefet yan çizer, Belediye yönetimini engellerse, meclis oturumlarına katılmazsa, iktidara yardımcı olmazsa, projeler üretmezse o mecliste ne işi var? Aynı zamanda Belediye Başkanı yönettiği belediyenin sorunlarını ortaya koymayıp parti programlarını empoze etmeye çalışırsa onunda bu kente yararı olamaz. Demokrasi denge demektir. Bu dengeler mutlaka sağlanmalıdır. Bu konuda bu dönem Söke Belediyesi yönetimi çok şanslıdır. Belediye meclisini oluşturan üyelerin çoğunluğu uyumlu, ülkelerini seven ve kişisel çıkarlarını belediyeden beklemeyen insanlardır. Elbette yanlışlara karşı çıkacaklar, ama doğrulara da evet diyeceklerdir. Çünkü onların orada bulunmalarının amacı ve görevi bunu gerektirir.
Seçimler bitti-çalışmalar başladı. Belediyemizde görev bölümleri belli olan arkadaşlarımız görevlerine başladılar. Bazı görevlerde sahiplerini bekliyor. Benim sayın başkanımıza, meclisimize ve belediye personeline bazı önerilerim olacaktır. Eğer bu önerilerimi dikkate alırlarsa çok iyi olur. Bu öneriler şunlardır:
1- Belediye personeli işlerini yaparken dikkat etmediği ufak hatalardan dolayı başkan ve yardımcıları sorumlu tutuluyor. Yenicami Mahallesinde belediyenin de destekleri ile yapılan Kavas Dede Türbesinin bir çeşmesi var. Bu çeşme kentimize gelen yerli ve yabancıların elini yüzünü yıkadığı suyundan içtiği sayılı çeşmelerden biridir. Bu çeşme yapılırken, suyu kesme vanası konmadan direk bağlanmış. Musluk arıza yaptığında değiştirmek gerektiği zaman su kesilmiyor ki çeşme değişsin. Değiştirirken hem boşuna su akıyor ve hem de değişmesi güç oluyor. Çeşme arzalandığı zaman, gelen personele anlatmamıza rağmen, dedikleri söz şu : Buna ancak şefimiz karar verir! peki şefin haberi var mı? Varsa neden yaptırmıyor? Yoksa personel şefe oradaki hatayı neden rapor etmiyor? Durun daha bitmedi! Çeşme olur ya bazen tıkanıyor. Çevresindeki mermerleri iki yıl önce kırıp attılar, aleme ibret olsun diye öyle görüntü ayıbı olarak duruyor. Tanıdığım birkaç görevliye: Dedenin türbesini ziyarete günde bir çok insan yerli ve yabancı geliyor. Gelin şunu değiştirin, dedim. Gelip değiştirmediler. Bir ara birisi: Elimizde buna uygun malzeme yok, olunca gelip yapalım! dediler. Ben, bir hayırsever vatandaşa rica ettim, ölçülerini aldırdım, mermerlerini kestirdim, getirdim, malzeme hazır olmasına rağmen gelip yine yapmadılar. Bu bir örnektir. Gerçek örnektir. Sayın başkanımızın gelip görmesi bence doğru olur. Bunun sorumlusu her kimse sorumluluğunu bilmesi gerekir. Ya yap, ya da yapmıyorsan bırak! Bir başka örnek: belediye kirleten bir kurum değil, temizleyen bir kurumdur. Kentin sokaklarını, caddelerini temizlemekten sorumludur. Yine Yenicami Mahallesinden bir örnek vereceğim. Daha on gün evvel, bir eski binayı belediye ekipleri yıkarak enkazını kaldırdı. Kazı anında su patladı ve çamuru caddeye yaydı. Belediye işi bitirdi ve caddeyi çamur içinde bırakıp gitti. Allaha çok şükür belediyenin itfaiyesinde su sıkma ve yıkama araçları vardır. Bir tanesi gelse yarım saat içinde yıkar ve temizlerdi. Gelip yıkamadılar. O meydanda dükkanı olan esnafla birlikte ben temizledim. Peki senin kirlettiğini ben temizliyorsam, benden Çevre ve temizlik vergisi niye alıyorsun? Bunları hoca yalan yazıyor, diyen varsa yer belli, sokak belli ve çamuru temizleyenler belli. İtirazı olan gelsin önce bana sorsun göstereyim. Şimdi diyeceksiniz ki, Bu örnekleri neden verdin? Yanıtına gelelim:
- Ben, belediyedeki birimlerin birbirleri ile uyum içinde koordineli olarak çalıştıklarına inanmıyorum. Bunu zaten kendileri bile söylüyor. Zaten en önemli sorunda bundan kaynaklanıyor. Belediye Başkanımız ve yönetiminin önce bu birlik ve beraberliği sağlaması gerek. Bilmem daha başka yazmama gerek var mı? Herkes işini yapsa, sorun olmaz. Sayın başkanımızın bu konuları araştırıp, bu birliği sağlayacağını umuyoruz. Seçim bitti- şimdi çalışma zamanı.