FARUK HAKSAL
SADELEŞTİRELİM...
7 Haziran seçimlerine yaklaştığımızda [kaba bir tahlil ile] birbirine zıt iki cephe görüyoruz:
Bir tarafta Cumhuriyet rejimini kökten değiştirerek "yeni Osmanlıcılığı" hortlatmak isteyen "Başkanlık"çılar...
Diğer tarafta ise, bu yönelişe direnen ve geniş bir yelpazede birleşmek isteyen Cumhuriyet güçleri...
Ve bir de [her iki tarafla oynaşan] "nevi şahsına münhasır" ayrılıkçı akım...
Tabii ki, ayrıntılar saklıdır.
Tabii ki, bu geniş yelpaze içinde derin ve uzlaşması mümkün olmayan farklılıklar vardır.
Ama her genellemede bulunan hata payı misali, bu farklılaşmaları şimdilik kaydıyla yok sayıyoruz.
Çünkü yok saymak zorundayız.
Çünkü içinde bulunulan süreçte farklılıkları öne çıkartmak bize hiçbir şey kazandırmaz.
Birleştirici olmak için ortak paydalara ihtiyacımız var; farklılıkların ayrıştırıcı nüanslarına değil...
Ülke öyle büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır ki, birleşme ilkesi, en yüce değer haline yükselmiştir.
Bize göre birincil amaç, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerini korumak ve kollamaktır.
Hukuk Devleti'ne sıkı sıkıya sarılmaktır.
Rejimi kurtarmaktır.
Birleşmenin ortak paydası bu ilkeler olmalıdır.
Geniş kitleleri bu paydanın dışına itecek her türlü çaba-emek-çalışma-siyaset-ve hedef karşı tarafa hizmet eder...
Birliği bozar; beraberliği kemirir.
Ortak paydanın payında yer alan unsurların her biri ile, her konuda aynı düşünmeye/bilirsiniz.
Aynı siyasi partide bulunmaya/bilirsiniz.
Tıpa-tıp aynı hedeflere gönül vermemiş olabilirsiniz... Geçiniz!
Kendi kişisel ekseninizin dışına çıkınız.
Bastığınız yerin Dünya'nın merkezi olmadığını anlayınız.
Toplumsal hareketlerde bireyselliğin değil, toplumsallığın öne çıkması gerektiğini kavrayınız.
Birey kökenli farklı düşüncelerin toplumsal yönelişin mutfağında çok önemli bir değer olduğunu; ama bireysel davranışın toplumsal birlikteliğin ayrıştırıcı öğesi olduğunu [bir kez daha] düşününüz.
Önce parti değil; önce insan!
Önce bencillik değil; önce özveri, yardımlaşma, kitlesellik...
Ve illaki, yurtseverlik.
Kamu yararı, ülke çıkarı...
Çünkü en yüce değer insan, yani birey ve onun emeğidir.