PİSSSST!..

 

Kedi sever misiniz?

Ben sevmem.

Köpekleri çok sevdiğimden ve çocukluğumdan beri bu tür ile çok yakın ilişkiler kurduğumdan mıdır, bilemiyorum.

Köpek kediye düşmansa ve siz de köpeğin dostu iseniz, kediye karşı mesafeli duracaksınız…

Acaba bundan mıdır, kediye karşı olan husumetimin kökeni?

Tam olarak bilemiyorum.

Ama… Bir neden de sanıyorum kedinin kişiliğinden süzülerek geliyor.

Kedinin sizden bir çıkarı varsa yaltaklanması görülmeye değerdir.

Ama kediye kızıp üstüne yürümüşseniz, tırmalaması da bir hayli yamandır…

Kedi sadık değildir.

Dostluğun bu en kutsal niteliğinden yoksundur kedi…

Kediye arkanızı dönemezsiniz.

Kedinin kişiliğine güvenemezsiniz.

Kedi, kendisini tehlikede gördü mü ya da çıkarı ileriye dönük küçük bir ışık sezdi mi, ısırır, tırmalar; hatta hatta gözünüzü bile oyar, çıkarır.

Kedinin önüne bir lokma ciğer atınız, yalamadan yutar.

Bir lokma daha veriniz, hiç fark etmez, aynı telaş, aynı hırs, derhal midesine indiriverir.

Ama lokma lokma beslediğiniz bu aynı kediye doğru atın adımınızı: Kedi kamburunu çıkarır ve tehditkâr bir tavırla tıslamaya koyulur size doğru…

Kedi kedidir!

Kişiliği kedi soyuna uygundur. Tıpkı karga gibi…

- Besle kargayı, oysun gözünü, sözü boşuna edilmemiştir.

Omuz ver kediye, itsin seni deliğe!..

İşte size aynı kapıya çıkan iki söz.

Gelelim köşemize yansıttığımız bu kedi tefekkürünün “neden”ine ve “niçin”ine…

Bakın çevrenize…

Kaç kedi görüyorsunuz?

Kaçı sarmal, kaçı tekir, kaçı iki gözü farklı renkte olan Ankara kedisi?..

İşte biz de kendimizi tutamayıp, boşalan fren balatalarımızın cazibesine kapılıp oturduk klavyenin başına ve sabah sabah sokağın ortasında kedi kovalayama çıktık…

Ve böylece bir gazetede okuduğumuz bir “yazı”, birkaç tırmalama, ısırma ve tıslama düşüncelerimizi, “kedi”sel ilişki ve kişilikler ve bunlardan damlayan kedi üslup ve mizacı üzerine yoğunlaşmaya doğru itti… Ve sonuç olarak öyle bir noktaya vardık ki,

- Değmez!..

İyi ki sevmemişiz kedileri… İyi ki, mır-mırlarına kanıp, onların da bir yürek taşıdığına kanmamışız, dedik.

Ve bu faslı muhabbeti, daha fazla uzatmadan kesip, kediyi kapının dışına kovaladık. Evet, düşündüğünüz gibi hemen gitmedi, hala kuyruk sallıyor.

Ama niyetimiz ciddi:

- Pissssst!

Hepsi bu kadar.

Önceki ve Sonraki Yazılar