E. TURGUT TEKİN
Pamukkale Güneşi ve Ali Sarayköylü
Sökede bir PAMUKKALE GÜNEŞİ var. Şimdi diyeceksiniz ki, Pamukkale nire, Söke nire? Ne arasın lan burda Pamukkale!.. Ama doğrusu bu güneş Sökenin ufuklarından tüm parlaklığı ile doğuyor.
PAMUKKALE GÜNEŞİ -Ali Sarayköylünün ve Denizlililer Derneğinin elele vererek, Sökede çıkardıkları yayın organıdır. Çok kaliteli, sağlıklı ve dolu bir dergidir. Yörenin sorunlarını, kültürünü, artik varlıklarını, töresini ve daha birçok yönünü gündeme taşıyarak kucaklıyor. Bu dergi doğduğu zaman editörü sayın meslektaşım Ali Sarayköylünün bir sözü vardı. O diyordu ki, Bu dergi, Söke ile Denizli arasında bir köprü olacak, bu iki kenti her yönüyle birbirlerine bağlıyacaktır. Amacımız, Denizlili işadamlarının deneyimlerinden, sermayelerinden yararlanarak, Sökeyi de sanayileştirmeye çalışmak olacaktır
Gerçekten de Ali Sarayköylü, bu konuda sözünde durdu ve rahatsız olmasına rağmen, derginin çıkmasını sağladı ve aynı zamanda Denizlili İşadamları ile Sökeli işadamlarını belli amaçlar içeren bazı noktalarda birbirleri ile buluşturdu. Bu uğurda, kayda değer mesailer yaptı. Adımlar attı. Umarız bundan sonrası da gelsin. Elbetteki topu burada Ali Sarayköylünün üstüne atmayalım. Sökeli işadamları olarak da bu oluşumun üstüne gidelim. Biraz da olsa, bize düşen görevi yapalım.
Çünkü çok kısa zamanda Denizli gerçekten dikkate değer boyutlarda sanayileşti ve kendisini Türkiye dışında bile kabul ettirdi. Elbette ki bu kabul öyle kolay olmamıştır. Emeklerin, alınterinin, göznurunun, cesaretin, özeverinin kaynaşmasıyla ortaya konmuştur. Ben, Denizli yöresinde öğretmenlik yaparken bugünkü kurulu sanayinin ancak ellide beşi vardı. Diğerleri ise öyle kısa sürede gelişti ve çoğaldı. Bu çoğalışı sağlayan potansiyel güç, sadece Denizli insanlarının girişimcilik ruhundan kaynağını alıyordu. Başka hiçbir güç bu gücün üstünde Denizli sanayisi için etken olmamıştır. Girişimci, korkusuz ve kollektif çalışmanın ortaya koyduğu performansı yadsıyamaz.
Rahmetli Recep Yazıcıoğlu, Denizli Valisi olduğu zaman yanına ziyarete gitmiştim. Söke veya Aydın ile Denizliyi sanayileşme hamlesinde karşılaştırdık. Rahmetli bana ne dedi biliyor musunuz? Bana dediği aynen şu oldu:
Hocam, Denizlide doğal kaynaklar ve işlenecek hammadde Aydın ve Söke kadar bol değil. Ama adamlar herşeyden bir iş üretmeyi, sanayiye dönüştürmeyi çok iyi biliyorlar. Valiliğimin bu döneminde, tam yerimi buldum. Bu insanlar tam benim kafa yapıma uygunlar. Çalışmayı, üretmeyi, yaratmayı, tasarlamayı, düşünmeyi seviyorlar. Üç kişi yan yana geldikleri zaman, neden ne üretebiliriz diyorlar. Akıllarına yatınca da, gelin bir şirket kuralım diyorlar. Kollektif çalışmayı, birlikte üretmeyi, birlikte başarmayı çok ama çok seviyorlar. İşte bu insanlar örnek alınır. Bunların deneyimlerinden, iş güçlerinden, projelerinden yararlanılır. Ben, buraya geldiğimden bu yana bunlardan hep böyle laflar duyuyorum. Aydında ise böyle değildi. Üç kişi yanyana geldi mi söyledikleri laf şuydu: Bu akşam hangi meyhanede içeriz. Hangi meyhane daha iyi meze ve içki veriyor sözleri olmuştu. Bugün bile Aydında aynı sözler söyleniyor. Birlikte düşünme, üretme gücü ne yazık ki Aydında yoktur
Daha konuştuğumuz bir çok konu vardı. Beni Denizlili birkaç işadamı ile tanıştırdı. Onların üretim aracı olan dev fabrikalarını gezdirdi. İşlenen hammadde ve üretilen ürünleri gösterdi. Ülkeye ve yöreye sağladığı katma değeri açıkladı. Şaşırdım kaldım. Demek ki sanayi buymuş dedim. Çünkü biz dönüm dönüm pamuktan, bu değerleri elde etmek öte dursun kıyısından bile geçemiyoruz. Arı, çiçek çiçek dolaşır bal yaparmış. Ama kendisi yiyemez başkaları yermiş. İşte bizim de öyle oluyor. Ekiyoruz ama kaymağını başkaları yiyor. Neden? Çünkü ürettiğimiz hammaddeyi değişik sanayi ürünlerine dönüştüremiyoruz. Ama Denizli bunu yapmış. Şimdi biz dönelim Pamukkale Güneşine. Ne demiştik? Sökenin ufuklarında bir pamukkale güneşi doğacak mı? Yoksa bu güneş doğmadan sönecek mi? Umudumuz güneş sönmesin, parlasın ve Sökeliler aydınlansın. Sökeli işadamları ile Denizlili iş adamları birlikte düşünsün, birlikte tasarlasın, birlikte tasarlasın, birlikte çalışsın ve üretsin.
İşte Ali Sarayköylü ve arkadaşlarının bütün çbaları bu konu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Yayın organları olan Pamukkale Güneşi adlı dergide bu amaca hizmet etmek için vardır. Sanıyorum ki, dergi ve Ali Bey amaca ulaştılar. Bundan sonrası da artık iş adamlarının karşılıklı anlayışına bağlıdır. Sökede Denizlililer için yapacak çok iş alanları vardır. Haydi hayırlısı. Yeter ki ilk adım atılabilsin.