OKUL HAYATIM

 

 

Ge­çen gün bir ilkoku­lun bah­çe­si­nin ya­nın­dan ge­çer­ken, öğ­ren­ci­le­rin be­den eği­ti­mi der­sin­de ol­du­ğu­nu ve ara­la­rın­da fut­bol ma­çı yap­tık­la­rı­nı gör­düm. Bir an­da top dı­şa­rı çı­kın­ca, ara­la­rın­da yo­ğun bir tar­tış­ma baş­la­dı. Kor­ner­di, de­ğil­di kar­ma­şa­sı bir an­da ite­le­me­ye ve kü­für­leş­me­ye dö­nüş­tü. Ora­nın il­ko­kul ol­du­ğu­na inan­maz­sı­nız! Gün yü­zü­ne çık­ma­mış kü­für­ler... Ne­den­se ben be­den eği­ti­mi öğ­ret­me­ni­ni bir tür­lü or­ta­lık­ta gö­re­me­dim.

Eği­tim ver­mek ye­ri­ne, şim­di­den ge­le­ce­ğin ho­li­gan­la­rı­nı ye­tiş­ti­ri­yo­ruz ga­li­ba de­dim. İn­gil­te­re’ye it­hal...

Eğer bugün bu ço­cuk­la­ra doğ­ru yo­lu gös­ter­mez­sek, iler­de bun­la­ra kim, na­sıl öğ­re­te­cek!

Ağaç bi­le yaş­ken eği­lir de­miş ata­la­rı­mız.

Ben ken­di ço­cuk­lu­ğu­mu ha­tır­lı­yo­rum da, üç nu­ma­ra ka­fa, si­yah ön­lük­ler­le koş­tu­rur du­rur, adam akıl­lı kü­für et­me­yi bi­le ba­şa­ra­maz­dık.

O za­man­lar­da, gö­zü­müz­de ki en bü­yük yan­lış, eli cet­vel­li öğ­ret­men­ler­den ye­di­ği­miz ya­ra­tı­cı da­yak­lar­dı ya­nıl­mı­yor­sam. Ona rağ­men ço­cuk­luk iş­te, ya­pa­ca­ğı­mız­dan ge­ri kal­maz­dık.

Li­se yıl­la­rın­da ise ka­nı­mız kay­nı­yor iş­te an­la­sa­nı­za, Mir­ke­lam pop dün­ya­sın­da pat­lak ver­di, ver­mez olay­dı... Özen­dik, fa­ul­le­ri­mi uzat­tım, ay­nı Mir­ke­lam usu­lü kes­tim. Atöl­ye öğ­ret­me­ni­me ya­ka­lan­dım, ka­ça­cak yer yok. Elin­de te­si­sat bo­ru­su, ba­ca­ğı­ma al­dı­ğım üç dar­be...Bir de ha­ka­ret üs­tü­ne;

O ne lan öle! Ha­kan Şü­kür gi­bi!

Üni­ver­si­te­ye git­tik ge­ne ay­nı mu­hab­bet­ler.

Vay efen­dim sa­ka­lı­nı kes, kes­mez­sen sı­nav za­ma­nı mec­bur ke­se­cek­sin, hay­di sı­kıy­sa kes­me...

As­ke­ri di­sip­lin hâ­lâ.

Bas­kı üs­tü­ne bas­kı.

Öz­gür dü­şün­ce ve öz­gür eği­tim.

Mem­le­ke­tin ba­şı­na be­lâ...

Bir gün li­se­de­ki Ede­bi­yat öğ­ret­me­ni­mi­zi sı­kış­tır­mış­tık ders­te.

- Ho­cam ni­ye he­pi­miz bir ör­nek gi­yin­mek zo­run­da­yız!

- Mil­li Eği­tim Mü­dür­lü­ğü ka­nun­la­rı.

- İyi de ne­den!

- Pa­ra­sı olan var, ol­ma­yan var ev­la­dım! He­pi­niz ter­te­miz, ay­nı gi­yi­nin di­ye.

- İyi­ de ho­cam ar­ka­da­şın ki İtal­yan, be­nim­ki bil­me­di­ğim bir Türk teks­tili!

- Anar­şist mi­si­niz be­nim ba­şı­ma töv­be, töv­be!

Anı­lar iş­te...

En azın­dan az­da ol­sa, so­ran ve sor­gu­la­yan in­san­lar­da tek tip­ten çı­ka­bi­li­yor hâ­lâ.

Ya di­ğer­le­ri!...

Önceki ve Sonraki Yazılar