Kolay gelsin

Kolay gelsin

 

Adamın iki yatı denizlerde dolaşıyor.

 

Hem de yabancı bandıralı. Yatlarına mazotu, çiftçinin aldığı fiyatın üçte birine satın alıyor. Bütün denizleri, kıyıları mavi yolculuklarla dolaşıyor.                                   

 

Yaşam bu işte.

 

Çiftçinin acaba nasıl alıp da tarlamı işlerim dediği mazotu adam, yatlarının depolarına doldurarak gönlünce dolaşmaktadır.

 

Adamın oğlu ticari yaşamda o kadar başarılı ki; çocuklarını birilerinin vereceği bursa ihtiyacı varken, birden deniz taşımacılığına yöneliyor. Öyle az değil, iyi paralar ödeyerek, gemi alıyor. Bu arada da limanlarımız da yabancılara uzun yıllara dayalı özelleştirmelerle satılıyor.

 

Sanki birileri, birileriyle işbirliği içinde gibi.

 

Biride aynen şöyle diyor ;

 

“Bu ticari limanı alanlar herhalde limanı Singapur’a götürecekler değil ya!...” diyerek, ülkemizin en büyük limanlarından birini, yabancılara satılmasına taraf oluyor.

 

Sanki yeni keşfedilmiş gibi taraf olanların hepsi birden denizlerle ilgilenmeye başlıyorlar

 

                            *      *  * * 

 

Adam, eline birer litrelik üç tane, plastik şişe almış. Söke’deki yol üzerindeki petrol istasyonundan birinden, elindeki plastik şişelere mazot almaya çalışıyor. Perişan durumda. Belki de cebinde,  o bidonları dolduracak kadar parası ancak var.

 

Beraberce, kısa bir yolculuk yapıyoruz.

 

Birden konuşmaya başlıyor. “Bu gün ödemem gereken borcum var. Borcumu ödemek için pamuğu yükledim. Tüccar tüccar dolaştım. Ürettiğim pamuğa 650 lira fiyat verdiler. Bende satmadım. Dolaşırken traktörün mazotu bitti. Getirdim. Tariş’e vereceğim” diyordu.

 

Bin bir emekle ortaya çıkardığı ürünü yok pahasına vermeyi düşünmediği için böyle yapıyordu.

 

Adam üç yüz milyon liralık gübre almış. Elindeki faturayı gösterdi. Aldığı gübreye ilaveten elli milyon liralık KDV ilave edilmiş.

 

“Ben ağaçlarıma gübre vermeyeyim mi? “Diyerek soran gözlerle yüzüme bakıyordu!..

 

Üreten çiftçimizin temel girdilerini düşürmeyenler, çiftçiye ağza alınmayacak sözleri söylemekten çekinmemektedirler. AB ye girmek için halkımızı ve çiftçiyi uyutanlar, AB’de de  çiftçinin nasıl desteklendiğini bilmiyorlar mı?

 

Hepsini biliyorlar.

 

Çiftçilerin örgütü olan Ziraat Odaları’nın zaman zaman sesini yükseltmelerinden rahatsız olanlar, çeşitli yaptırımlar uygulayarak, çiftçileri susturmak istemektedirler.

 

Zor şartlarda üretim yapan çiftçilerimiz, traktörünün üzerine çıkamaz hale gelmiştir. Tarlasını gübreleyemez durumdadır. Birde kuraklık vurmuştur.

 

Kuraklık nedeniyle ürün kaybı olacağı kaçınılmazdır. Kuraklık nedeniyle bölgemiz afet kapsamına alınacak mı?

 

Göreceğiz.

 

Gemiler ucuz mazotla yüzmeye devam edecektir. İyi paralar kazanacaklardır. Varlıklarına varlık katmaya devam edecekler. Ucuz mazotla mavi yolculuklara çıkmaya devam edeceklerdir.

 

Ova ışıl ışıl. Çiftçiler tarlalarda toprakla, uğraşıyor. En kötü şartlarla bile üretim yapmaya çalışan çiftçimizin mücadelesi vatan sevgisinden kaynaklanmaktadır.

 

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününüzü kutlarım.

 

Saygılarımla. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar