Timur seferden döndükten sonra kalabalık fil ordusunun bakımını her köye bir fil yollayarak çözmeye çalışır. Nasreddin Hoca’nın köyüne de bakmak üzere bir fil yollanır.

Ama köy fakirdir, file bakmak da zorlanırlar. Aralarında konuşur, anlaşırlar. Bir heyet seçerler, başlarında da Hoca Nasreddin; Timur’un huzuruna çıkmaya karar verirler. Tam huzura çıkacaklar ki hoca arkasına döner, bakar yanında kimse kalmamış. Geri dönmek de imkansız. Karşısında Timur! İsteği sorulu Hoca’ya; “Efendim; bizim köye bir fil yolladınız çok memnun olduk, bir fil daha istiyoruz” der.

Dışarıdaki merakla hocayı beklemektedirler. Ne oldu diye sorarlar tabi. Ne olacak canımın korkusundan bir fil daha istedim der o da.

Şimdi, yola çıktığın arkadaşını korkudan yarı yolda bırakırsan, sen nasıl canını düşünüyor isen o da canını düşünecektir elbette. Toplumuna zarar verdiğini düşündüğün filin zararlarından kurtulmak için, filden kurtulmak kadar, fili sana yollayanla da mücadele etmelisin. Bu mücadeleleri yapması için arkadaşını ateşe atarsan eğer, iki file bakmaya mecbur olursun kardeşim.

Ya da iki dinazorla yaşamaya alıştır kendini…

Kıssadan hisse!