GÜNDEM
Değerli Dostlar,
Bilindiği gibi, küresel finans krizi ortaya çıktığı günden bu yana hepimiz için önemli sınamaları beraberinde getirmiştir.
Türkiye, bu sınamadan şimdiden başarıyla çıktığını ispat ettiği gibi, sergilediği ekonomik performansla bu krizin aşılması için de çok kritik bir rol oynayabileceğini göstermiş, dünyaya farklı bir umut ışığı yakmıştır.
Türkiyenin bu başarısının altında yatan iki kilit kavram var: Güven ve İstikrar Türkiye son 9 yılda AK Parti Hükümetiyle birlikte güven ve istikrar zemininde ilerleyerek bu başarı hikâyesini yazmıştır.
Güven ve istikrar ortamının güçlendirilmesine vesile olan en önemli husus ise AK Partinin 9 yıl boyunca demokrasiye yatırım yapması, antidemokratik urları sistemden temizleme noktasında kararlı bir mücadele ortaya koymasıdır.
Litvanya, İsveç, Letonya, Finlandiya, Almanya, İtalya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Estonya ve Birleşik Krallıkın Dışişleri Bakanlarının EU Observerda yayınlanan AB ve Türkiye: Fırtınaların içinde daha güvenli bir yola doğru başlıklı ortak makaleleri Türkiyenin bu vizyonunun Avrupa Birliği ülkeleri tarafından da imrenilerek takip edildiğini gösteriyor. Desteklerini her zaman şükranla karşıladığımız Avrupadaki dostlarımızın yükselttikleri bu sesin AB nezdinde karşılık bulup bulamayacağını merakla bekliyoruz.
Maalesef Avrupa Birliği, son dönemde yaşanan fırtınalarda, kolayca alabora olan bir görüntü sergileyerek hayal kırıklığına sebep olmuştur. Bu noktada, Türkiye rüzgarı, su almaya başlayan Avrupa Birliği gemisini sağ salim, en doğru limana ulaştıracak bir formül olarak ortaya çıkmaktadır.