GLOBAL EKONOMİ ÇÖKÜNTÜSÜNE BİR ÇENTİK DE BİZDEN…

İktisat Fakültesi yılsonu 1. sınıf imtihan sorusu:

- Bir ekonomi üretime yönelmez ise… Ne olur?

Yanıt:

- Tüketim dış mallara yönelir, ithalat artar, dış ödemeler dengesi bozulur ve “cari açık” önlenemez bir yükselişe kaptırır kendini…

Geçti mi bu öğrenci sınıfı?

Geçti.

Üretmeyen bir ülke, tüketmekte sınır tanımıyorsa, bataklığın dibine doğru adım atıyor demektir, debelendikçe batacaktır. Ve bu bir kader değil, ekonominin acımasız bir kanunudur.

Bir ülke ekonomisini dışarıdan gelen para ile kurguluyorsa, gününü gün etmeye bakıp, yarınları düşünmüyorsa, sonu mafiştir.

Sonu mafişe doğru seyreden ülkemizin pek sayın Merkez Bankası başkanı bakın neler söylüyor:

- Önümüzdeki yıl, TL’nin değer kazanacağı ve Dünya’nın önde gelen bir para birimi olacağı bir yıldır, yatırımlarınızı ona göre yapın…

Lütfen dikkat buyurun…

Yineliyoruz: Bu sözler Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın başkanına aittir.

Ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın başkanı bir “yatırımcı şirket” çalışanına benzer bir ağız kullanmakta hiçbir sakınca görmemektedir.

Merkez Bankası başkanı yatırımcıyı yönlendirerek, bu sapkın yöneltişten kar elde etmeye çalışan bir şirket simsarı gibi konuşmaktadır.

Merkez Bankası başkanı “Amerikan Doları’nı yeneceğiz,” buyurmaktadır…

Ancak bu iddialı sözü söylerken neye dayanmaktadır?

Artan üretime mi?

Kapanan fabrikalara mı?

Çöken tarıma mı?

Yoksa elden çıkarılan kamu işletmeleri ile mallarına mı?

Türk ekonomisindeki hangi yükselen dinamiğe arkasını dayamaktadır Merkez Bankası’nın sayın başkanı?

Oysa bizzat kendisi, 30 Aralık’tan beri Dövize sıcak para ile müdahale ettiklerini ve böylece piyasaya 15 milyar Dolar sürdüklerini açıklıyor ve ekleyerek birilerini tehdit ediyor:

- Bu 15 milyar doları yerliler aldı. Ve ben onların kim olduklarını biliyorum!..

Ve bir önemli söz daha;

- Türk Lirası kendiliğinden değerlenmez ise, eldeki tüm araçları kullanacağız…

Bırakın halkın anlayamayacağını düşündüğünüz şifrelerle konuşmayı da lütfen yanıt verin:

- Tüm araçlar, dediğiniz şeyler nedir sayın başkan?..

Bu açıklama önemlidir.

Ve sanıyoruz Türk halkının kaderi ile de yakından ilgilidir.

Kendi cebinin global ekonominin çizgisi ile bağlantılı olduğunu henüz tam olarak kavrayamamış olan Türk halkı, bu kaderin ne olduğu konusunda da her hangi bir bilgi ve düşünceye sahip değildir.

İt ürümekte ve kervan yürümektedir…

Ama gerçek tüm çıplaklığı ile ortada durmaktadır.

Türk lirasının değer kazanması demek, yabancı paralar önünde kıymetlenmesi demektir.

Ancak pek sayın Merkez Bankası başkanı Türk parasının yabancı paralar önünde kaybettiği değeri, görüntüde kurtarabilmek amacıyla piyasaya üç-beş gün içinde 15 milyar dolar sürerek, bu ülkenin döviz rezervlerini tüketmektedir…

Durum, iflasa giden bir tacirin görüntüyü kurtarmak için çevresine ziyafetler vermesine benzemektedir.

Ve Türkiye ekonomisi, böylelikle şaha kalkmış görüntüsü vermekte ve krizden boğulmak üzere olan global ekonomi cephesine bu cilalı görüntüsü ile bir çentik daha atmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar