Sevgili okurlarım, demokrasinin basit bir tanımla bir ailenin yaşamı için, geliri ile giderinin denkliği anlamına gelir. Yazımın başlığında bir karamsarlık göreceksiniz. Burada acı bir gerçeği ortaya koyacağım. Maalesef ekonomimiz bir çıkmaz içine girmiştir. Bu gerçeği ben değil, yabancı devlet adamları ve ülkemizin yetkili kişileri söylemektedir. Bunları sırası gelince aşağıda anlatacağım. Anadolu’da güzel bir deyim vardır: “Görünen köy kılavuz istemez.” derler. Ülkenin ekonomisinin kötü yönetildiğini bilmek için illa da Akademisyen uzman bir ekonomist olmak gerekmez. Aldığım maaşımın, evimin geçimini insan gibi yaşayacak gıda maddelerini alamıyorsam, ekonomim bozuk demektir. Maaşımın insan olarak sağlıklı yaşamaya yetmiyorsa ki, sağlıklı yaşamak bir insanlık hakkıdır.

* Belleğim beni yanıltmıyorsa 2009 yılında Türk Lirasının sıfırları atılınca bir Türk Lirası bir Dolara eşit olacağını Türk Maliyesinin yetkilisi beyan etmişti. Bugün 24 Ocak 2014 Cuma Televizyon haberlerinde bir ABD DOLARI= 2,33 Türk Lirasına eşit olmuştur. Bu duruma göre değer kaybeden Türk Lirası fakirlediğimizin bir ifadesidir. Bu fakirleşmemizin çok çeşitli nedenleri vardır. Bunları tek tek saymama gerek duymuyorum. Bir iki örnek vermek yeterlidir. Devletimizin politikası, Türk köylüsünü toprağını işleyip üretmekten vazgeçirmiştir. Ben 24 nüfuslu bir ailenin çocuğuydum. Sürüp, ekip biçtiğimiz ürünle geçimimizi sağlardık. Şimdi köyde bir yeğenim, eşi ve iki çocuğu geçinemiyor. Nedeni tarlaları sürüp, ekip üretmiyor. Köylü tembelliğe alıştırılmıştır.

* Öğretmenlik yıllarımda öğrencilerime, şunları gururla ve övünerek anlatırdım: “ Dünya ülkeleri içinde ürettiği ile geçinen 8 ülkeden biriyiz.” Derdim. “Yerli malı, yurdun malı, her Türk onu kullanmalı” der gururla ifade ederdik… Dış ülkeler, ülkemizin içişlerine karışır oldular. Türk köylüsünün neyi, ne kadar ekeceğine “kota” konuyor. Soframızda yediğimiz gıda maddelerinin pek çoğunu bugün ithal eder duruma düştük. Kurbanlık hayvan ithal ettik. Utanarak söyley4ceğim ama “samanı” bile ithal ediyoruz.

* SGB Faruk Çelik başkanlığında toplanan ülkenin açlık, yoksulluk ve askeri ücret komisyonu 6.12.2013 tarihinde toplanıp 4 kişilik aile geçimi için şu kararı almışlardır:

*Açlık sınırı= 1998 tl.

* Yoksulluk sınırı=  2913 tl.

* YA Askeri ücret =  ?...

Şimdi de Türk ekonomisinin olumsuzluğu üzerine bilgi veren yetkili devlet görevlileri ve yabancı ülkelerin ekonomist yetkililerinin beyanlarını sunayım.

* 7 Ocak 2014 tarihli Sözcü Gazetesinde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: “Türk lirasının değer kaybetmesi ve Doların değer kazanması, Türk ekonomisini olumsuz etkilemiştir .” demiştir.

* TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, “ Cari Açık” 55 milyar doları aştı. Hukuk Devleti 10 yılda bir arpa boyu yol alamadık.” Demiştir. 15 Ocak 2014 Sözcü Gazetesi.

* Merkez Bankası eski başkanı Cumhurbaşkanı ekonomi baş danışmanı Durmuş Yılmaz, “Mart 2014 tarihinden itibaren Türk Ekonomisi sıkıntılı bir devir geçirecek demiştir.”

* İngiliz Ekonomist Dergisinin “ 17 Aralık 2013 tarihinde Türkiye’de o0lan yolsuzluklardan dolayı Türk ekonomisinin maskesi düşmüştür.” Şeklinde tanımlama yapmıştır. Ülkemizde yaşanan bu yolsuzlukların temelinde AKP hükümetinin 9 Ocak 2003 tarihinde çıkardığı  “ Nereden Buldun” kanununu iptal etmiştir. Bu nedenle de Devletin üst düzey yetkililerinin mal varlığı sorulamaz olmuştur.

* Sevgili okurlarım belleğim beni yanıltmıyorsa, 1923-1938 yılları arasında Büyük Atatürk 15 yıl yurt dışı gezisi hiç yapmamıştır. Bütün Dünya Devlet Adamları, Ankara’ya gelerek Atatürk’ü Makamında ziyaret etmiştir. Her gelen konuk O’nun düşüncesinden ve feyzinden yararlanmışlardır. Hatta mağrur İngiliz Kralı bile Atatürk’ün ayağına kadar gelmiştir. Atatürk’ün buradaki amacı, ülkenin ekonomisini düşünerek masraftan kaçınmıştır. Şimdiki yöneticilerimiz, basın mensupları, iş adamları ile yapılan gezilerin gider masrafını siz okurlarımın yorumuna bırakıyorum…

* Sevgili okurlarım, ekonomi üzerinde sürçü lisan ettimse afola. Duygularımı paylaşan okurlarımı saygı ile esenlerim.