ÖZCAN PEHLİVANOĞLU
DOKUNULMAZLARA DOKUNMAK...
Uzun yıllardır ülkemizde milletvekillerinin dokunulmazlıkları ile ilgili tartışmalar yapılır. Siyasi partiler bu dokunulmazlığın kaldırılması hakkında parti programları ve seçim beyannamelerinde türlü vaadlerde bulunurlar. Ancak bu güne kadar her nedense (!) bir adım mesafe kat etmek mümkün olmamıştır.
Şimdi BDP PKK buluşmasının gün ışığında fiiliyata dönüşmesi üzerine bir fırsat doğmuş ve MHP, milletvekili dokunulmazlıklarına sınırlama getiren bir Anayasa değişikliği teklifini kamuoyuna açıklamıştır.
MHPnin tek başına bir Anayasa değişikliği teklif etme şansı, milletvekili sayısı nedeni ile yoktur. Bu sebeple, teklifin AKP ve CHP tarafından yada milletvekillerinin hür iradesi (!) ile desteklenmesi gerekmektedir. Milletvekillerinin hür iradesi, siyasetimizde pek görülen bir şey olmadığı için iş partilere yani AKP ve CHPye düşmektedir.
MHP, ağır cezayı gerektiren suç üstü ve terör eylemlerine katılma vede terörü destekleme halleri ile Anayasanın 14. maddesi yeni Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz... diye devam eden maddeye göre; suç işleyen milletvekilleri hakkında, dokunulmazlığın kaldırılması gerektiğini ve bu suçlara ilişkin zaman aşımının milletvekilleri için işlemeyeceğini teklif ediyor.
MHP, burada doğru bir teklif yapmaktadır. Kimsenin buna bir diyeceği olamaz. Ancak kanaatime göre bu yeterli değildir. Doğrusu, milletvekili dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılmasıdır. Şimdi top, demokrasi havarisi olmakla övünen AKP ve CHPnin elindedir. Gelin MHPnin teklifini bir adım daha ileri götürerek, genişletin. Milletvekilliğini, yasa ve mahkeme kararlarından kaçışın veya bir zırha bölünmenin adresi olmaktan çıkartın.
Ancak gördüğüm kadarı ile her zaman olduğu gibi AKP ve CHP bu konuda samimiyetsizdir.
Her geçen gün, PKK ve terör konusunda AKP ve BDP ile aynı çizgiye yaklaşan CHPnin sözcüsü olarak Haluk Koç; MHPnin teklifini bir hamaset olarak nitelerken, AKPde gündemi değiştirmek için TBMM Başkanı Cemil Çiçek aracılığıyla Teröre Karşı Ulusal Mutabakatı kamuoyuna açıkladı.
Cemil Çiçek bu mutabakatı açıklarken, Turgut Özala da atıfta bulunarak, onun teşhis ve tespitlerinde haklı olduğunu söyledi.
Doğrudur... Teröre verilen tavizler ve terörle müzakere yürütme konusunda AKP ve ANAP arasında pek fazla bir fark yoktur. Ancak halkımız bunu bir türlü görememiştir. AKP ve ANAP sorunu hiçbir zaman bir terör ve bölücülük sorunu olarak değil bir kürt meselesi olarak görmüştür. Şimdi bu konudaki politikaları iflas etme noktasına gelince, meseleyi Türk Milletinin kucağına ulusal mutabakat diye atarak sorumluluktan kaçma yoluna girilmiştir.
Teröre ve bölücülüğe karşı milli bir mutabakat elbette gereklidir ve mesele partiler üstü bir meseledir. Fakat sorun siyasetin vereceği karar ve buna uygun izleyeceği politikalarla çözülecektir. O sebeple Cemil Çiçekin Teröre karşı ulusal mutabakat önerisi, bu konuda AKPnin acze düşerek iflas ettiğinin bir göstergesi ve MHPnin teklifini gündemden düşürme çabasıdır.
Sıradan vatandaşlarımız yıllardır bu milletvekili dokunulmazlıklarından şikayet edip durur. Alın size bir fırsat... MHP ve Bahçelinin bu teklifini iyi değerlendirin. AKP ve CHPye baskı yaparak kamuoyu oluşturun ve milletvekili dokunulmazlıkları kalksın. Demokrasi hakkını aramaktan ve hakkını arayanı desteklemekten geçer. Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması hakkında nasıl bir demokrasi sınavı ve terör ile siyasetin kucaklaşmasına ne cevap vereceğimizi, doğrusu ben de merak ediyorum.