BUNUN ADI İŞGAL GİRİŞİMİYDİ...

(Bu yazının sonunda, darbeci ve itirafçı bir komutanın sözleri var. Benim yazımı okumasanız da komutanın itirafını mutlaka okuyun. İRKİLECEKSİNİZ...)
Kimse darbe girişimini "tezgah, tiyatro, senaryo, aldatmaca" diyerek kendisini kandırmaya çalışmasın!
Bakınız; ne Chp ne de Mhp liderlerinden darbe girişimini eleştiren açıklama gelmedi. Akp Hükümetini destekleyen açıklamalar geldi. 
Bu da çok ciddi ve önemli bir mesajdır. 
Çünkü tehlike tahmin edemeyeceğimiz kadar büyük ve korkunçtu. Olayın üzerinden zaman geçtikçe tehlikenin boyutu da yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
ABD destekli, İran ve Suriye'nin de yer aldığı bir saldırı ile karşı karşıya kaldık. 
İtirafçı ve darbeci komutanların tüyler ürperten açıklamalarından anlaşıldığı kadarıyla girişimin adı kalkışma ve darbe değildi. 
TÜRKİYEMİZİN İŞGAL EDİLMEK İSTENMESİYDİ. 
Yaşananlar işgal edilen TÜRKİYEMİZİN dış güçlerce paylaşılması girişimiydi. Bugünümüzün kıymetini bilelim. 
Birbirimize düşmeyelim. 
Zaman düşmanlık zamanı değil. 
Belayı savuşturalım sonra yine siyasi çekişmelere kaldığımız yerden devam ederiz.
"Ülkeyi biz kurtardık siz seyrettiniz!
Biz sokaklarda ülkemizi kurtarmak için can verirken, siz evlerinizde ülkemizin işgalini seyrettiniz!" gibi yaklaşımlar devam ettiği sürece çok ihtiyacımız olan şu günlerde birlik ve beraberliğimizi tesis edemeyiz. 
TÜRKİYEMİZİ işgal etmek ve bizi vatansız bırakmak isteyen güçler, 15 Temmuz'da TÜRK HALKININ kararlılığını gördü.
Vatanı ve milleti için nasıl ölüme gittiğini gördü ve gözleri korktu. 
AKP'lisi, CHP'lisi ve MHP'lisi günlerdir meydanlarda ve herkesin elinde şanlı TÜRK BAYRAĞI. 
YURDUMUZUN her yeri kırmızı ve beyaza büründü. 
Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi hep birlikte tüm yurda yayılmış halde DÜŞMANA KARŞI NÖBET TUTUYOR. 
Farkında olmayanlar olabilir ama günlerdir süren bu nöbetle TÜRKİYEMİZİ işgal etmek ve paylaşmak isteyenlerin yani güzel ülkemizde gözü olanların yanısıra böl, parçala ve yönetçi ABD ve de müslüman Türkiye'yi bir bela, kirli emellerini yaşama geçirmede bir engel olarak gören İsrail'e de mesaj veriliyor. 
...Ve mesaj da alınmıştır. Büyük ve küçük Amerika Türkiye'nin yağmaladıkları ülkelere benzemediğini gördü.
Her gün en geç 01:00'de yatar ve sabah 06:30'da kalkarım. 15 Temmuz'dan beri sabaha karşı 05:00'e kadar yazı yazarak ve sosyal medya üzerinden FETÖ ve diğer tehlikeler konusunda kendimce paylaşımlar yaparak, evimde hazır kıta nöbet tutuyorum. Şuanda yaptığım gibi.
Tehlike anında, "Cumhurbaşkanımız sokağa çıkın dediğinde" ilk ben meydanlarda olacağım.
15 Temmuz'da çağrıya uymayan milyonlarca insan şimdi sabahlara kadar nöbet tutuyor. 
Ogün sokağa çıkmayanlar, ikinci bir tehlike anında herkesten önce kendilerini vatan için siper edeceklerdir. Çünkü başka TÜRKİYE yok ve bizim Suriye halkı gibi gidebileceğimiz bir başka ülke de yok. Şimdi dış güçler bizi bölmek için daha çok istekliler ve fırsat kollayacaklar. 
Şuna inanın!
Hiç birimiz hâlâ daha (atlattığımız diyemediğim!) tehlikenin ne boyutta olduğunu bilemiyoruz. Gün geçtikçi netlişiyor ve öğrendiklerimiz karşısında ürküyoruz.
Bu darbe kalkışması önceki darbelerden çok farklı bir girişimdi. Yönetime el koymayla sonuçlanacak bir darbe girişimi değildi.
Komşu ülkeler yani bir İran bir Suriye'nin desteğiyle başarılacak darbe o ülkelere acaba ne sağlayacaktı?
Hep düşmanlık gördüğümüz bu ülkeler, her gün yaşanan şehit haberlerinden rahatsız oldukları için mi ülkemizde yönetim değişikliğine yardım etmek istediler? 
TÜRKİYEMİZ ikiye bölünecekti?
Parsel, parsel paylaşılacaktı!
ABD başta BOR olmak üzere değerli maden kaynaklarımızı alacaktı!
Haçlı zihniyetine İstanbul vaad edilmişti!
Sanıyor musunuz ki; darbe gerçekleşseydi molla Türkiyesi veya dini lider FETÖ'nün İslam Devleti olacaktık?
Amaçları bizleri yeryüzünden silip, ilelebet TÜRKİYEMİZİN sahibi olacaklardı. 
Bunu da bizi Suriyeliler gibi vatansız bırakarak yapacaklardı. 
Yaşamamıza izin verilenler olarak kendi ülkemiz Türkiye'de sığınmacı olacaktık. 
Darbeye karışan komutanların bile zaman içerisinde pişman olacakları bir son yaşanacaktı. 
"Biz ne yaptık?" diyerek dövünecekleri, TÜRKİYEMİZİN sonunu hazırlayacak bir darbe yaşanacaktı. 
Bu iş için de Haşhaşi Fethullah Gülen'i kullandılar. 
Haşhaşileri iyi okuyun. 
Sünni inancındakilere neler yaptıklarına bir bakın. 
Abbasi Halifeliği ve onun koruyucusu Büyük Selçuklu Devletine düşmanlığını okuyun. 
Ne demek istediğimi o zaman anlayacaksınız. 
Bir de teslim olan ve itirafta bulunan komutanın şu açıklamasını okuyun.
***
KOMUTANIN YÜYLER ÜRPERTEN İTİRAFI...
Darbenin ilk saatlerinde TC istihbaratı tarafından Kilis'te tutuklanıp, acilen İstanbul'a intikal ettirilen Hatay bölgesi askeri komutanı yapılan sorgulamasında korkunç itiraflarda bulunmuştur;
ŞÖYLE DİYOR KOMUTAN!!!
İncirlik ABD Hava Üssünde 12 haftadan beri ABD'den gelen özel ihtisas sahibi subaylarla gizli toplantılara katıldık. 
DARBE OLUNCA NELER YAPILACAKMIŞ!!!
İtirafları askeri darbenin başarılı olmasından sonra yapılacaklar hakkında.
İlk planda 24 saat içinde 8.000-10.000 Daeş militanı Türkiye'ye sokulacakı. İkinci günde ise; Daeş'den sonra Irak'ın Şii milislerinden 5.000 kişi ve Suriye muhaberatından 1000 ajan Türkiye'ye sokulacaktı. Bunlar hep beraber İskenderun'a hücum edeceklerdi. Bu karar bir İran temsilcisinin de İncirlik'de yapılan gizli bir toplantıya katıldığında verilmişti. Bu İran'dan gelen kişi darbeci Türk subaylarından birisi ile beraber toplantıya katılmıştı. Toplam 50.000 Şii milisi silahlandırıp, gereken para transferini sağlayacaklardı. Bu 50.000 militan öncelikle İstanbul ve Ankara'ya daha sonra Türkiye'nin her tarafına doğru peşpeşe harekete geçeceklerdi. Ancak İstanbul Boğazından Avrupa tarafına geçmeyecek, Avrupa yakası Türk darbecilerin idaresine verilecekti. Bundan sonra ABD'li unsurlar Kürt milislerini silahlandıracaklarını şart koştu. 
***
Bu Türk subayının Türk istihbaratıyla iletişime geçmesinin ve teslim olmasının sebebi şudur.
İncirlik Hava Üssü komutanının kendisine darbenin başarısız olması halinde ailesi ile beraber İncirlik üssünde karşılayacağını ve yine ailesi ile beraber ABD'ye gizlice kaçıracağını vaad etmiştir. Bunun için hava üssüne sivil kıyafet içinde gelmesi gerektiği söylenmiştir. Bu subay ailesi ile beraber İncirliğe doğru geldiğinde, Türk milli muhafızları gösterilen bütün çabalara rağmen onu ve ailesini engellediler. Bunun üzerine kaçışlar olmasın diye İncirlik hava üssünün elektriği kesildi. Üstteki yabancı aileler. "Elektrik kesilmesi ile korku vb. endişe duyuyoruz" diyerek elektriği açtırmaya çalıştılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İncirlik Hava Üssünün uçuşlara kapatılmasını, giren ve çıkanların tespit edilmesini emretti. 
Buna darbe demek az olur.
Bu resmen TÜRKİYE'yi İŞGAL hareketidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar