ABDULLAH ZİYA KABAK
BİZİM KAHVEHANE
Zühtü Bey, ev ihtiyaçlarını gördükten sonra kahvehaneye gitti. Cep telefonu ile arkadaşlarına çağrı gönderdi. Yalnızlığı gidermek için günlük gazeteleri göz gezdirmeye başladı. Gazetelerin arasında, Sökenin yerel gazetelerinden 09 haber gazetesi gözüne ilişti. Diğer gazetelerden hiçbir eksiği yoktu. Sadece, boyut ölçümlerinde değişiklik vardı. Ne de olsa ismi üstünde yerel gazeteydi. 09 gazeteyi bakarken, iç sayfasında bir öykü ilişti gözüne. İsmi iç gıdıklayıcı idi. TUZAK öyküyü bir solukta okudu. Önce birşey anlayamadı. Tekrar baştan okudu. Anladı ki bu öyküyü, yetişkin çocuğu olan tüm ebeveynlerin okuması gerekmektedir diye düşündü. Kendi kendine yorum yaparken, Söke medyasını yakından takip edenlerden bir vatandaş, selam verip masaya ilişti. Karşılıklı giriş konuşmalardan sonra, vatandaş soru sormaya başladı:
Üstadım. Belediyenin edebiyat etkinliğini nasıl değerlendiriyorsun? dedi.
Zühtü Bey, vatandaşın sorusu karşısında donakaldı. Bir sağına bir soluna baktı. Çayından bir yudum alıp boğazını nemlendirdi. Vatandaşa karşı mahcup olmamak için cevap bulmak istiyordu ama bulamıyordu. Çünkü etkinliğe gitmemişti. Ne var ki dostlarından duygusu vardı. Vakit kazanmak üzere ona da bir çay söyledi. Ve konuya girdi.
Beyim. Belediye, altı yıldan beri bu etkinliği yapmaktadır. Ama istenilen bir düzeyde değildir. Altı yıldan beri, kendin söyle kendin dinle oluyor. Edebiyat bölümü öğrencileri, boş sandalyeleri dolduruyorlar. Onların olmadıkları zaman, konuşmacılar, boş sandalyelere konuşuyorlar. Bir etkinlik, etkinlik yaptım diye yapmaz. Hele edebiyat etkinliği asla yapılmaz. Edebiyatın ayrı bir özelliği ve güzelliği vardı. Edebiyatçının ideolojisi olabilir. Ama edebiyatın ideolojisi asla olmaz. Ne çare ki Söke'de edebiyatın kökten yok olduğunu bu etkinliklerde yeniden öğrenmiş olduk. Bu olumsuzlukların tek sebebi, bizim oğlan deyiminden geçiyor olmasıdır. Söke de herkes birbirini tanıdığı için, birçok icraat, icraatçıdan dolayı basit görülmektedir. Bu imajı yıkmak için illaki mahalle muhtarlarını, belediye başkanını, parti başkanlarını, vb diğer seçilmişleri dışarıdan mı transfer etmek lazım? Oysa yıllardan beri Sökenin edebiyat ve basınının gücünden övgüyle bahsedilir. Ama hepsi bir balonmuş meğer. Oysa her bölge, kendi edebiyatçısını ve sanatçısını ön plana çıkarmak için uğraşır dururlar. Söke, nedense bu konuda bir türlü kendisini aşamamıştır. Oysa bu şehirde yaşayan, onlarca edebiyatçısı vardır. Her birinin birçok basılmış eserleri vardır. Bu edebiyatçıları kimse yok sayamaz. Ama nedense yok sayanlar olmuştur. Söke de sadece, Mustafa Kavruk kardeşim, elinden geldiğince, Söke medyasının magazin bölümünde, Sökenin yetiştirdiği tüm zanaatkârlarını ve sanatkârlarını ön plana çıkarmıştır ve çıkarmak için uğraşıp duruyor. Kendilerini buradan tebrik ediyorum dedi.
Zühtü Bey, misafirini ikna etmiş olacak ki, vatandaş, memnun olduğun belirtip masadan ayrıldı. Zühtü Bey, arkadaşları gelir umuduyla birkaç dakika bekledi. Hava yağmura dönüştüğünü görünce, haftaya buluşmak üzere eve gitti.