ABDULLAH ZİYA KABAK

ABDULLAH ZİYA KABAK

BİZİM KAHVEHANE

Zühtü Bey, fırına gitmek üzere evden ayrıldı. Mahmur gözlerle yol alırken, peşinden gelen bir araç, yol üzerinde biriken su ile onu güzel bir yıkadı. Zühtü Bey, geriye dönmek zorunda kaldı. Adeta burnundan soluyordu. Çatacak birilerini aradı ama bir muhatap bulamadı. Homurdanarak kıyafetlerini değiştirip tekrar fırının yolunu tuttu. Fırından siparişleri aldıktan sonra, somurtan bir surat ile eve döndü. Öfkeden kahvaltı yapmadı. Arkadaşları ile buluşmak üzere kahvehaneye gitti. Kahvehaneye varınca şaşırıp kaldı. Her hafta, oturacak sandalye ile boş masa bulunmazken, nedense masalar ve sandalyelerin boş olduğunu gördü. Zühtü Bey, bu işte bir tuhaşık var diye, garsonu yanına çağırıp sordu:

- Evlat, söylermişsin bugün kahvehane niçin boş?

- “Hocam, bugün Bağarası’nda deve güreşi var. Galiba herkes deve güreşine gitti” dedi.

Zühtü Bey, genç delikanlıdan bir çay istedi. İlk kez, gürültüsüz ve nikotinsiz bir ortamda çayını içerken, gazetesini okuyordu. Bu esnada bıyıksız geldi. Onu takip eder gibi peşinden gümüş saçlı adam geldi. Üç arkadaş, bir taraftan çaylarını yudumlarken, diğer taraftan da gazetelere göz gezdiriyorlardı. Zühtü Bey, bıyıksıza hitaben: "ne var ne yok" dedi.

Bıyıksız:

- Size yepyeni iki haberim var. Birincisi, eski belediye başkanlarımızdan ve aynı zamanda yazarlarımızdan olan ustamız, ilerlemiş yaşına rağmen bilgisayar kullanmasını öğreniyor. Onun bu davranışı, tüm gençliğe bir örnektir. Kendilerine buradan tebrik ediyorum. İkinci haberim ise, edebiyatçı ve yazarlarımızdan olan başka bir ustamız, çok yakında kitabının çıkacağıdır. O, ustamıza da yeni çıkacak kitabını şimdiden tebrik ediyorum dedi.

Onun temennilerini, diğer arkadaşları da katıldılar. Zühtü Bey, gümüş saçlı adamın yüzüne bakınca gümüş adam, konuşma sırası kendisine verildiğini anladı:

- Beyler, konuşulacak o kadar önemli konular var ki, inanın hangisinden bahsedeceğimi şaşırıyorum. Sökenin ekonomisinin dibe vurduğu gibi siyasette de dibe vurmuş gibi görülüyor. Medyanın içinde olduğumuz için, bazı tarafsız kesimlerin nabzını tutmaya çalıştım. Aldığım yanıt ise, gerçekten çok üzücüdür. Birçok kişinin oy kullanmayı düşünmediklerini öğrendim. Vatandaşlık görevlerden birisi olduğunu hatırlatınca, ben ne haldeyim. Ne yiyip ne içtiğimi, soframda ekmeğimin olup-olmadığını bir vatandaş olarak soran oldumu ki biz vatandaş olarak oy verelim dediler. İnanın ki bu söze verecek cevap bulamadım. Özür dileyerek yanlarından ayrıldım dedi.

Masada bir sessizlik hüküm sürerken, garson çayları tazeledi. Düşünce içersinde çaylar yudumlanıyordu. Zühtü Bey, konuşmadı denmesin diye söz aldı:

-Uzun zamandır takipçisi olduğum Çeltikçi Mahallesi’nin muhtarlık binası, belediye tarafından tamamlanacak olması, mahalle sakinlerini sevindirdi. Bundan beş yıl önce, Sökeli bir hayırsever, muhtarlık binasını yaptırmaya söz vermiştir. Geçen süreç içinde Ufuk İnşaatla anlaşarak, binayı onlara verdiğini öğrendik. Her mahalle gibi Çeltikçi Mahallesi de muhtarlık binasının bitimini merak içinde beklemeye başladılar. Diğer mahalle muhtarları, peş peşe yeni yapılan muhtarlık binalarını taşınırlarken, Çeltikçi Mahalle muhtarlık binası nedense bir türlü bitmiyordu. Yetkili zatlara gidilip konuşuldu. Muhatap, Ufuk İnşaat olduğunu belirttiler. Uzun beklemeden sonra, binanın Ufuk İnşaat tarafından bitirilmeyeceğini duyurulunca, sn Belediye Başkanı Necdet Özekmekçi, Çeltikçi Mahallesi’nin muhtarlık binasını kısa zaman içinde belediye tarafında tamamlanıp Çeltikçi Mahallesi muhtarlığına teslim edeceğini söyledi. Kendilerine bu masadan, çeltikçi mahallesi sakinlerinin namına teşekkür ediyorum dedi. Zühtü Bey, sakin geçen haftalık oturumu, haftaya görüşmek üzere kapattı.


Önceki ve Sonraki Yazılar