DURMUŞ TUNA
BAŞKAN OLAMAZ VE OLMAMALI…!
Söke Ticaret Odası seçimi 7 Nisan Cumartesi günü yapıldı.
STO üyelerinin seçime katılımı çok yoğun oldu.
Seçim sistemindeki son değişilikler nedeniyle ve de borçlu şirketlerin oy kullanma haklarının düşmesi bile seçime olan ilgiyi azaltmadı.
Oy kullanabilecek veya kullanamayacak herkes son ana kadar seçim mahallindeydi.
Merak ve heyecan, sonucun açıklandığı ana kadar hep hissedildi.
897 üye oy kullandı.
Bu sayının 300 kişisini, 3 listede yer alan adaylar oluşturmuştu.
Üyeler adeta yıllardır süren sessizliklerini sonlandırdılar.
Bir haykırışa şahit oduk.
STO üyeleri; Haluk Kutlay liderliğindeki oturma, yerleşme, eskimişliğe karşı baş kaldırdılar.
Erkan Kaçar liderliğinde "yenilik" dediler, Metin Sakalar liderliğinde de "değişim" istediler.
Sonuç!
20 kişiden oluşan meclis üye sayısının 9'unu Kaçar'ın sarı listesi, 6'sını Kutlay'ın beyaz listesi ve 5'ini de Sakalar'ın mavi listesi kazandı.
Anlayacağınız kimse salt çoğunluk olan 11 üyeyi elde edemedi.
Şimdi ise; iki listenin birleşimi koolisyon için yeterli olacak.
Bu durumda üç liste de aynı şansa sahip.
En çok üyeye sahip olanla, en az üyeye sahip olan arasında hiç bir fark yok.
Bu seçenek şimdiden içinden çıkılmaz bir hale dönüştü.
İki listenin birleşimi salt çoğunluk için yeterli ve ittifak dedikoduları yapılmaya başlandı.
9 üyeye sahip sarı listenin dışlanarak, beyaz ile mavi listenin birleşimiyle yönetim kurulu başkanlığı ve meclis başkanlığı paylaşılmak isteniyormuş.
Bu seçenek ne kadar sağlıklı olur?
Yönetim Kurulu ve Meclis başkanlıkları konusunda yok sayılacak 9 üyeli sarı listenin bu formüle yaklaşımı ne olur?
Etik olmayan bu yaklaşım, ahlaki bulunur mu?
İnanıyorum ki; sarı listenin dışarıda kalması, beyaz ile mavi listeye oy veren STO üyelerinin nazarında da karşılığı olmaz ve destek görmez.
İki listenin ittifak yapmasıyla sağlanacak oluşumun uzun ömürlü olamayacağını görmek için ama olmak gerekir.
Sağlam bir temele sahip olmayan her türlü seçenek kaosa neden olacaktır.
Üç başkan adayından sadece Kutlay grubundan çıkabildi.
Kaçar ve Sakalar gruplarından çıkamadıkları için Yönetim Kuruluna ve Meclise başkan olma gibi bir şansları kalmadı.
İddialar şu yönde!
Beyaz ile Mavi listeyi temsil eden bazı isimler ve bazı siyasiler; Haluk Kutlay'ın Yönetim Kurulu Başkanlığında karar kılmışlar.
Sakalar'ın işaret edeceği bir ismin de Meclis Başkanı yapılması bekleniyormuş.
Ya da tam tersi bir plân zulada bekliyormuş!
Yani; yönetim kurulu başkanlığı mavi listeye verilirken; Meclis de Kutlay'ın oluyor.
Her iki seçenek de sığ düşüncelerin eseri olur.
Kutlay başkan olamaz ve olmamalı da...
Onun isminin geçtiği hiç bir seçenek maya tutmaz.
Nedenine gelince!
Yazımın başında ne demiştim?
STO üyelerinin 897'sinin oy kullandığını belirtmiştim.
Bu oylardın 380'ini sarı liste ve 329'unu mavi liste almış.
Geriye kalan 188 oyu da beyaz liste almış.
Tablo ortada!
En az oyu alan beyaz listenin başkan adayı Kutlay'ın yönetim kurulu ya da meclis başkanlığı görevlerinden birini istemesi ne derece doğrudur?
Diktacı bir zihniyete "evet" demek acizlikten başka bir şey değildir.
Tepeden inme buyruklarla oluşturulacak yönetim biçimini hiç bir STO üyesi kabul etmez ve etmemelidir.
Kutlay'ın yapması gereken en sağlıklı davranış şekli istifasını vermesidir.
İstifayla 19 kişiye düşecek üye sayısı da yedeklerden takviyeyle 20'ye tamamlanmalıdır.
O 20 kişi; hem yönetim hem de meclis başkanını hür iradeleriyle belirlemelidirler.
Sarı, beyaz ve mavi liste liderleri, birlikte yol yürüdükleri arkadaşlarını bu dakikadan itibaren özgür bırakmalıdırlar.
Önümüzde üç listenin üyelerinden oluşan karma bir liste var.
Çok güçlü bir oluşumdan söz ediyorum.
Güzel işlere imza atacak değerde isimler göreve hazır.
Söke kamuoyu; Erkan Kaçar, Haluk Kutlay ve Metin Sakalar'ın ortak deklarasyonla veya ayrı ayrı yapacakları açıklamalarla arkadaşlarının önünü açmalarını bekliyor.
Zincirler kırılmalı ve yönetim ile meclisi oluşturacak üyeler prangalarından kurtulmalıdır.
Bu yönde atılacak adımı bekliyor ve destekliyoruz.
Aksi yaklaşımlar yani en az oyu alan Kutlay'ın başkanlığında oluşturulacak yönetim veya meclis herkesi üzer.
Görev süresi bitmeden işleyemez hale getirilen bir STO'da kimsenin işine yaramaz!!!
Bunun sorumluluğu da büyük olur...