DURMUŞ TUNA
"Allah seni islâh etsin, islâh edemezse kahrı perişan etsin"
Dün saat 11:30'da cep telefonum çaldı. Açayım derken parmağım kapatma tuşuna deydi ve arama reddedilmiş oldu. Arama kaydına baktım ve arayanın AK Parti Aydın Milletvekili Mehmet Erdem olduğunu gördüm. Birkaç gündür kendisini eleştiren yazılar yazdığım için de "aklına yanlış şeyler gelmesin" diye hemen aradım. Kendisinden kaçtığımı düşünmesini istemedim. Aramızda geçen telefon konuşmasını aynen yayınlıyorum.
D.T.- Sayın vekilim beni aradınız!
M.E.- Gerçek Gazetesi'nin ekini sen mi çıkarıyorsun?
D.T.- Evet sayın vekilim.
M.E.- Sen nerede gördün benim Cumhurbaşkanını eleştirdiğimi?
D.T.- Sayın vekilim! ASKİ Genel Müdürü sayın Mithat Emre'nin bu göreve getirilmesini eleştirmiştiniz. "Aydınlı değil. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Ankara'dan insanları getirip genel müdür yapıyor. Bu yanlış." demediniz mi? Cumhurbaşkanı 30 Mart yerel seçimlerinde başbakan iken Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak sayın Mustafa Savaş'ı atamadı mı? Siz Belediye Başkanı sayın Çerçioğlu'nu eleştirmek isterken dolaylı yoldan Cumhurbaşkanı sayın Tayyip Erdoğan'ı da eleştirmiş oluyorsunuz. Sonuçta sayın Mustafa Savaş'ta Ankara'da yaşıyor ve dışarıdan gedi.
M.E.- Allah seni islâh etsin, islâh edemezse kahrı perişan etsin.
Milletin vekili yani vekilim Mehmet Erdem ile aramızda geçen telefon görüşmesini bu köşeden paylaştım. Ne bir fazlası var ne de bir eksiği. Aramızda geçen topu topu 1 dakikalık bir görüşme. Vekilimden ne bir selam ne de bir kelam. Bodoslama girdi konuya, bedduayla bitirdi konuşmasını ve bir şey dememe fırsat bırakmadan da kapattı.
Anlaşılan o ki, sayın vekilimin canını çok sıkmışım.
Milletvekili Erdem ile 2009 yılında bir yakınlaşmamız olmuştu.
Kendisini Atatürk gibi lanse eden ama yüreksiz ve cesaretsiz bir kalleşin organize ettiği bir saldırı şahsıma vuku bulmuştu. O olay sonrası tanıma fırsatım oldu sayın Erdem'i.
Gecenin 01:00'inde hatta yanımda kızım ve yeğenim olduğu halde yaklaşık 15 kişinin demir çubuklarla saldırısında kolum kırılmıştı. Bu olaydan sonra hastanede yatıyordum ve vekilim Erdem ziyaretime geldi. Ziyaretle kalmadı bir de basın açıklaması yaparak, bu işin arkasındaki asıl suçluların yakalanması için ne gerekiyorsa yapılacağını söyledi.
Tabii ki, öyle birşey olmadı. Maşalardan 4 kişi hapis cezası aldı. Organizasyonun arkasındaki asıl kalleş ise bir kere hakim karşısına çıkmadı. Hem de Söke polisinin itirafçılardan aldığı ifadelerde ismi geçtiği halde. Milletvekili Erdem şovunu yaptı ama bir daha da arkası gelmedi.
Ben de, sırf bu girişimi nedeniyle (şov yapmış olsa da) 5 yıldır vekilim Erdem'den gelen haberleri bıkmadan, usanmadan kullanıyorum. Okuyucu Erdem haberlerinden dolayı kusacak hale geldi.
Benimkisi de nasıl bir vefaysa, 5 yılda 50 bin tane haberini kullandım gazetemde ve gazetenin web sayfasında. Sırf bu yüzden bile sizin bana beddua okumaya hakkınız yok sayın Erdem. Bilâkis üzerinizde ben denizin kul hakkı bulunmaktadır.
Ben size beddua okumayacağım ama Yüce Allah'ıma havale ediyorum. Sizi bildiği gibi yapsın...
Şimdi bir haber yaptım ve vekilim kızdı. Bana telefon açıp, bela okuma hakkını kendisinde gördü. Günlerdir Aydın'ın sorunlarıyle ilgili haberler yapıyorum ve sayın Erdem'i eleştiriyorum. Özellikle Kuşadası çevre yoluyla ilgili olarak yaptığım yayında sayın Erdem'i hedef aldım ve kendisinden yayın yoluyla cevap istedim. Sayın vekilimden 15 gündür ses çıkmazken, sonunda aramızda geçen üzücü bir telefon görüşmesiyle ortaya çıktı.
Toplumsal konularda soracağız, eleştireceğiz cevap verme tenezzülünde bulunmayacaksınız, konu kendiniz olunca arayıp beddua okuyacaksınız.
Olmadı sayın vekilim olmadı…
Çevre yolu ile ilgili olarak açıklama beklerken bedduanız ile karşılaşmayı beklemiyordum doğrusu.
Dün nasıl ki, sizin için övücü yazılar yazdıysam, siyasi rakiplerinizin karşısına dikildiysel şimdi de görevinizi yapmadığınızda en ağır şekilde eleştiririm. Bundan sonra daha çok eleştireceğim sizi. Söke için ne yapıyorsunuz halkın vekili sayın Erdem! Ya Kuşadası için!
Çalışmıyorsunuz sayın vekilim, çalşmıyorsunuz.
O bulunduğunuz makam yan gelip yatma makamı değildir.
Bu köşeden Başbakan sayın Davutoğluna da seslenmek istiyorum:
"Sayın Başbakanım!
Aydın insanı için milletvekili olarak görevlendirilen vekilimiz sayın Erdem günü geçiriyor. Sosyal medyada sörf yapıyor. Geyik takılıyor. Şu anki görüntü sayın Erdem'in emekliliğinin geldiğini göstermektedir. 45 yaşındayım ve 9 yaşında gazete dağıtıcısı olarak başladığım bu meslekte böyle bir olay görmedim. Çocuk gibi internet başında zaman geçiren bir vekil ne gördüm ne de duydum. Lütfen gereğini yapın sayın Başbakanım. 2015 yılında yapılacak genel seçimlerde Aydın için gecesini gündüzünü harcayacak isimleri milletvekili adayı gösterin. Saygılarımla arz ederim."
Sayın Erdem, bir de yazılı basın açıklaması yapmış ve beni yalancılıkla suçlamış. Konu kendisi olunca küplere bindi. Dolaylı yoldan Cumhurbaşkanını eleştirdiğini yazdığım için değil, milletvekilliği koltuğu tehlikeye girdiği için feryat figan!
Siz değil misiniz! Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu için yalan haberler yayan! Hiç sıkılmadan sosyal medya üzerinden paylaştığınız mesajlarla Başkan Çerçioğlu AK Parti'ye geçiyor yalanını kim kamuoyuna servis yaptı? Başkan Çerçioğlu AK Parti'ye geçsin mi, geçmesin mi? anketlerini yaparken hiç atlınıza Allah korkusu gelmedi mi? Size de birilerinin beddua okuyabileceği aklınıza hiç gelmedi mi?
İşte başkan Çerçioğlu'nu sırf bu yüzden destekliyorum. Siz ve sizin gibi siyasetçiler yüzünden. Başkan Çerçioğlu'nun Aydın'a kazandırmak istediği hizmetleri engellemeye çalışorsunuz. Kazandırdığı her hizmeti kıskanıyor ve ucube yakıştırması yapıyorsunuz.
Siz ve sizin gibiler böyle yaptıkça da sayın Çerçioğlu büyüyor, büyüyor. büyüyor. İlk adaylığında yüzde 20 küsur ile kazandığı belediye başkanlığı seçimini ikinci adaylığında yüzde 40 küsur ile kazandı ve büyükşehir belediye başkanı olmayı başardı. Sayenizde halkın gözünde büyüdü. "Topuklu Efe" diyorlardı şimdi de "BÜYÜK BAŞKAN" yakıştırmasında bulunuyorlar.
Bence de çok yakıştı BÜYÜK BAŞKAN'a bu sıfat.
Ne diyeyim, hayırlısı olsun... Size de Allah'ım akıl ve fikir versin...