ABDULLAH ZİYA KABAK
AKİLLER VE TÜRK TOPLUMU
Son günlerde akil kişiler gündem yaratmaya devam ediyorlar. Yedi bölgeye yayılan bu akil adamlar, analar ağlamasın tezini ortaya atarak, belirli bir kitleyi ikna yoluyla Türk toplumunu, barışa yönlendiriyorlar. Bu akiller, gittikleri ilin toplantı salonunda, davetli oda başkanlarını ve meraklı davetlilere, Türk toplumunu, terör yaratanlarla barıştırma yollarını anlattıkları biliniyor. Ne var ki Türk toplumu, toplantı salonlarına gelen bir avuç meraklı kişilerden ibaret değildir. Bu asırda, tüm dünyanın bildiği bir gerçeği, akiller aracıyla ikna çalışmaları Hiçbir kimseyi inandıramıyorlar.
Tezleri analar ağlamasın. Analar sadece terörde ağlamıyorlar ki. Bir hafta önce ellinin üzerinde ana yüreği kan ağladı. Ondan önce ki günlerde, Suriye sınır kapısında bomba yüklü bir araç imha edilmesiyle onlarca sivil insan öldü. Onların da ağlayan anaları vardı. Akiller bundan söz ediyorlar mı acaba? Her gün trafik canavarı, onlarca can alıyor. Ölenlerin anaları ağlamıyorlar mı? Elbette ki ağlıyorlar. Sizin anlayacağınız analar, akillerin dediklerinin aksine, anaların ağlamaları durmadı. Aksine analar her gün ağlıyorlar ve daha çok ağlayacaklardır.
Öte yandan Türk toplumu, Kürt vatandaşlarıyla hiçbir sorunu yoktur. Vardır diyenlere şunu hatırlasınlar. Bin yıldan beri karşılıklı evlilikler ne olacak? Şu anda bile binlerce Kürt delikanlısı Türk kızlarıyla sözlü veyahut nişanlıdırlar. Evliler hariç. Hal böle iken kim kiminle kavgalı ki bizi birileri barıştırmak istiyor?
Her yerde birbirimizle komşuyuz. Karşılıklı alış veriş yapıyoruz. Birbirimizin cenazesini kaldırıyoruz. İbadetlerimizde, Cami saflarında beraber saf tutuyoruz. İsimlerimiz aynı. İnançlarımız aynı. Daha nice benzerlik yanlarımız vardır. Türk ve Kürt ve diğer yurttaşlarla akrabalık bin yıla dayanır. Bunu bozmak kimsenin gücü yetmeyecektir. Gerisi teferruattan ibarettir.