AKBÜK’ÜN ORTADAN KALKACAĞINI SÖYLEMEK KUYRUKLU BİR “SÖYLEM”DİR...

 

Duygu sömürüsü yalanın, kandırmacanın en kirlisi ve en çirkinidir.

İlk cümlemiz bu.

Sonrakilere gelelim:

Bir “yazar” arkadaşımız TBMM’de kabul gören Büyükşehir Yasası’nın sadece Akbük’e olan etkilerini eleştirirken şöyle yazıyor:

“Herkesin üzerinde durması gereken durum ise “ Akbük ” isminin tarih olacağı. Evet, yasa yürürlüğe girip, belediye kapanınca artık Akbük diye bir yer olmayacak. Yasaya göre beldeler mahalle oluyor, ama yasa koyucunun dikkate almadığı bir durum var. Akbük zaten üç mahalleden oluşan bir belde, bu üç mahalle Didim’in mahallesi olacak ve Akbük adı yok olacak.”

Sonra… Duygu sömürüsü yöntemi daha da gelişiyor:

“1930’lardan beri var olan Akbük adı, belki de hiç Akbük’ü görmemiş, adını bile duymamış birilerinin parmak kaldırılması ile yok ediliyor. Tam dört kuşağın doğum yeri, nüfusa kayıt yeri olarak kimliklerine işlenen “Akbük” yok ediliyor, “Akbüklü” kavramı yok ediliyor.”

Hayır Akbük yok olmuyor!.. Akbüklü kavramının üstü çizilmiyor!

Bu gerçek önemli.

Çünkü duygu sömürüsü bu varsayıma dayandırılıyor.

Yeni Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 1. maddesinin 3. bendi aynen şöyle diyor:

“Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.”

 

İşte gerçek bu!

Peki ya hani Akbük ortadan kalkacaktı?..

Kalkmıyor, kalkmayacak… Tam aksine şu andaki üç mahallenin yerine geçecek ve büyük bir mahalle olacak.

Ama işte tam da bu noktada çok önemli bir “öz” yatmaktadır.

Ve bu öz, kıyı köşe kendi niyetini, kendi amacını ve sonuç olarak kendi eylemini bir yerlere saklamaya çalışmaktadır.

Anlayabildiğimiz kadarı ile bu “arkadaş”ımızın niyeti, birileri hesabına birilerine saldırmaktır…

Saldırıya karar verilmiş ise, ondan sonrası tufandır.

Bu “bab”da gerçeğin lüzumu yoktur!

İnsanlığın âlemi yoktur!

Doğruluğa, dürüstlüğe yer yoktur, söz yoktur!

Meclisten yeni çıkan henüz dumanı üstündeki Büyükşehir Kanunu’nun Türkiye’yi bölünmeye götüren yanı, özü, içeriğinin önemi yoktur…

Önemli olan birincil mesele, birilerine vurmaktır!

Amaç budur, niyet bu yöndedir; karalamanın enerjisi bu kaynaktan güç almaktadır.

Oysa Akbük yerli yerindedir.

Akbük’e önem verenler, Akbük’ü gerçekten sevenler Akbük için dişini tırnağına takmış insanlara yalan yanlış bilgilerle vurmanın hesabı içinde olmamalıdırlar…

Bu arkadaşa hatırlatacağımız önemli bir gerçek vardır:

Eğer kurtarılacak bir şey varsa, o da, yerel anlamda Akbük; ulusal anlamda ise, ülkedir, vatandır, üniter devlet yapısıdır, bağımsızlıktır!

Bu yasa “şundan bundan kurtulma” yasası olarak değerlendirilemez.

Bu yasa ciddidir.

Sonuçları bu ülke için vahim sonuçlar doğurabilecek bir nitelik taşımaktadır.

Gerçeği ters yüz ederek duygu sömürüsüne malzeme yapmak ve hedef gösterilen insanları karalamak için bazı “getiri”lerin üzerinde yürüme cambazlığına kendini kaptırmak doğru bir tavır değildir.

Nokta!

Önceki ve Sonraki Yazılar