E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

Ağlamak öleni diriltmez!

Ağlamak öleni diriltmez!

 

Bazen acısına dayanamaz, ölülerimizin arkasından ağıtlar yakarak, gözyaşı dökerek ağlarız. Ne kadar ağlasakta, gözyaşı döksekte öleni ne diriltebiliriz ve ne de geri getiririz. Ağlamakla ancak kendimizi avutur, içimizdeki volkanın lavlarını püskürtüp rahatlarız.

 

Tanrı dünyayı iklim iklim yaratmış. Biliyoruz ki, Karadeniz iklimi yağmurlu, Akdeniz iklimi kuraktır. Özellikle yaz aylarında gökten damla bile düşmez. Karadeniz ikliminde çay, fındık gibi ekonomisi yüksek değer ifade eden endüstri bitkileri yetişir. Akdeniz ikliminde pamuk, zeytin  Karadeniz’in alternatifidir. Zeytin ne ise de, özellikle pamuk yaz aylarında hem sıcak ve hem de su ister. Pamuk, çay, fındık, zeytin ise ülkemizin can damarlarıdır. Bunlarsız ekonomi olmaz. Bu dört ürünü herkes bilir.

 

Türkiye gerek yeryüzü şekillerinin ve gerekse iklim benzerliklerinin verdiği ortak özelliklerine bakılarak yedi coğrafi bölgeye ayrılmıştır. Özellikle güneybatı ile güney bölgelerimiz kışın yağışlı, ılık ve yazın sıcak ve kurak geçen Akdeniz iklimine tabidir. Bu bölgede akarsular kışın gür akarken, yazın ise kururlar. Özellikle Ege Bölgesi ırmakları hem dar havzalı ve hem de kısa akışlıdır. Coğrafi yapı olarak, bu ırmakları doyuracak, yazın karsuyu vererek suların debisini güçlendirecek kaynaklar yoktur. Fırat Irmağı’nı besleyen karlı dağlar ne yazık ki Ege ırmaklarına nasip olmamış. Bu nedenle de, Ege ırmakları sulamada yetersiz kalmaktadır. Bu yetersizliği ancak, kışın yağan yağmur sularını toplamakla giderebiliriz. Bunun tek yolu ve yöntemi ise baraj ve gölet yapmaktan geçer.

 

Bu gerçeği bilen Aydın DSİ Bölge Müdürlüğü, birbirine entegre olan Denizli, Aydın ve Muğla İlleri’nin su kaynaklarını araştırmış, incelemiş, ön fizibilite raporlarını hazırlayarak, adım adım hayata geçirmiştir. Bu amaçla Denizli ve Aydın Ovaları’nı sulamak, kurak geçen kışların zararını azaltmak için akarsular üzerinde gölet ve barajlar kurulmuştur. Bunlarda biriken sular gerekli alanlarda kullanılır. Hele bunlardan biri var ki, gerçekten yapımı devam eden ve ona ihtiyaç duyulan Çine Barajı’dır. Koçarlı, İncirliova, Germencik, Baarası, Sarıkemer Ovaları bu verimli barajla berekete dönüşecek. Ben, Söke’ye gelmeden önce bu barajın yapılacağını duyardım. 32 yıl oldu ben geleli. Hala bu barajın kavgasını veriyoruz.

 

Erdoğan, “Ulusa Sesleniş” konuşmasında, “Karadeniz’e otoyollar yaptık” diye övünüyor. Doğrudur birçok yere, birçok şeyler yaptılar. Ama ne yazık ki beş yıla yaklaşan iktidarları dönemindeyapımı çok önce başlamış olan Çine Barajı’nı bitiremediler. Dileseler bitirirlerdi. Ama, Aydın Milletvekillerini de, AKP İl ve İlçe Örgütlerini de uyuttular. Uyuttular deyince anımsadım. Telefonda bir AK Partili, daha önceki yazımdan dolayı gücenip, kırıldığını söylüyor. Ama, “AKP döneminde Söke’ye devlet eliyle kazandırılmış bir eserin yapılmamış olması da üzücüdür” diye ekliyor. Oysa bu hükümet çok rahat bir dönemde yürütmede bulundu. Bunlardan önceki hükümet döneminde, Türkiye Marmara depremi gibi büyük bir deprem felaketi yaşadı. Çok büyük ölçüde manevi ve maddi kaybımız oldu. Büyük krizin temelinde bu deprem ve bu depremin açtığı yaralar yatmaktadır. Ayrıca ilköğretimin beşyıldan zorunlu sekiz yıla çıkarılması da etken olmuştur. Birdenbire fiziki mekan donatımı, öğretmen temini, araç gereç temini Türkiye’yi tökezletti.

 

Bu hükümet döneminde önemli boyutlarda deprem, sel, kuraklık, yangın gibi doğal afetler olmadı. Özelleştirmeden büyük paralar kasaya girdi. Türkiye genelinde rutin sayılacak işlerden fazla da birşeyler yapılmadı. Özel sektör ile dış sermaye sahiplerinin başarısını üstlenmekte hiç doğru değildir.

 

Aydın’da benim gördüğüm kadarı ile İsmet Sezgin, Nahit Menteşe, Cengiz Altınkaya gibi devlerin yanında hem AKP iktidarı ve hem de AKP Aydın Milletvekilleri birer cüce olmaktan ileri gidemediler. Türkiye erken seçime gideceğe benziyor. Ama ne yazık ki ortada, ne sağda ve ne solda tabanları kucaklayacak ne parti ve ne de lider yoktur. DYP ve ANAP’ın birleşip yıpranmamış bir lider çerçevesinde yeniden toparlanması şarttır. Yoksa ağlamak öleni diriltmez.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar