“ZAMANAŞIMI KARARI ÜLKEMİZE HAYIRLI OLSUN!..”

 

 

Zamanaşımı müessesinin varlık nedeni, muhakematın çok uzun sürmesidir.

Kanun koşucu düşünmüştür ki, suçun işlenmesi ile hükmün verilmesi arasına çok uzun bir süre girerse [artık] sanığa ceza vermek toplum vicdanında anlamını yitirebilir.

Diyelim ki, suç sanık 20 yaşındayken işlenmiştir.

Aradan yıllar geçmiş ve yine diyelim ki sanık 40 yaşına gelmiştir.

Aradan geçen bu uzun süre içinde yaşamını sürdürmüş ve belki de işlediği suçun bilincine varmış nadim olmuş, yaşamını bir şekilde değişik bir mecrada kurmuştur.

Ayrıca bir sanığı, bu kadar uzun bir süre ceza tehdidi altında yaşatmanın da bir anlamı yoktur.

Davanın bu kadar uzamasının nedeni ya da suçlusu sanık değildir. Duruşmalar hukuki gerekçelerle ertelenmekte ve bir türlü sonuca varılamamaktadır.

Parmaklarının ucunu kaldırarak yasaları yapan milletin vekilleri bu durumda düşünmüşler/taşınmışlar ve sonunda zamanaşımı nedeniyle davaların düşmesi, dosyanın kapatılması ve mahzene gönderilmesinin doğru olacağına karar vermişlerdir.

Zamanaşımı hukukumuzda sadece şimdi uygulanmıyor…

Ama konu Sivas katliamına gelip dayanınca durum çok farklı bir anlam kazanmıştır.

Sayın Başbakan’ın olaya yaklaşımı oldukça ilginçtir:

-Memleketimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun!..

Sivas’ta katledilenler bu ülkenin aydınlık düşünceden yana mücadele veren aydın insanlarıdır.

Sivas davasının sanıkları ise, bu insanları diri diri yakabilecek kadar gözleri dönmüş irtica unsurlarıdır.

Sayın Başbakan, Anayasa Mahkemesi tarafından “laiklik karşıtı eylemlerin odağında yer alan siyasi partinin başkanı/ve başbakanıdır.

Ve bu vahşi irtica saldırısının sanıkları hakkındaki davanın zamanaşımına uğrayarak sanıkların yargılanmaktan paçalarını sıyırmalarını, “memleket için hayırlı olmasını” biçiminde değerlendirmektedir…

Bu ülkenin gerçekten çivisi çıkmıştır!

Atatürk devrimleri ile ülkenin merkezine çakılan çivi yerinden oynatılmıştır.

Soruna biçimsel bir yaklaşımla ve ülkemizin koşullarını bir yana bırakarak salt düşünce özgürlüğü açısından yaklaşıldığında laiklik karşıtı olmanın da [sonuç olarak] bir düşünce olduğu ve bu düşünceyi ileri sürmenin bireysel bir hak olduğu ileri sürülebilir.

Ancak…

Sivas’ta yapılan bir düşünce açıklaması değildir.

Düşüncelerini açıklamaya çalışan insanların hunharca katledilmesidir.

Örgütlü bir terör eylemidir.

Onca insanın öldürülmesi ile sonuçlanan [tasarlanmış] kolektif ve örgütlü bir saldırıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın bu nitelikli saldırı sanıkları ceza almaktan kurtaran zamanaşımı kararının ülke için hayırlı olmasını dilemesi ise, bizzat o kararın kendisi kadar vahim ve düşündürücüdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar