Yüreklerimizi sıfırlayalım

 

İnsan beynini sıfırlayabilir mi? Sabah kalktığınızda örneğin, yeni doğmuş bir çocuk kadar saf ve temiz olabiliyor musunuz?

 

Yeniden başlasak yaşama, tüm olumsuzlukları silsek. Savaşların acıların, yoklukların ve yolsuzlukların olmadığı bir dünyada merhaba desek. Bütün insanlarımız kardeşimiz diyebilsek ve paylaşsak elimizde avucumuzda ne varsa. Sömürüyü, sömürme güdüsünü yedi kat yerin dibine gömsek.

 

Her sabah uyanıyoruz, dünyamızı değiştirip, dönüştürmeye. Fakat, her sabah yeni esorunlarla karşılaşıyor, yeni engellere takılıyoruz. Yıllar boyu bir arpa boyu yol alamamışız. Yıllardır hep aynı söylem, aynı kafalar.

 

Üretmeden, tüketmeyi-üretmeden daha çok kar elde etmeyi düşünüyor ve bu yolda insanlarımıza öğütler veriyoruz.

 

Sabahın saat dokuzu. Gazetemiz Gerçek’in haberlerine bakıyorum. Söke’mizin ticaretinde söz sahibi, Söke’mizin yönetiminde söz sahibi insanların eylem ve söylemleri karşımda.

 

SÖGİAD’ımız fakülte binasının yapımı için balo düzenlemiş. Gecenin biletleri 75 YTL, çekiliş kuponları 25 YTL imiş. Bu yemeğin gelirinin ne kadarının fakülte binasına kalacağı belli mi? Ya da balolarda toplanacak para ile binanın bitirilmesi ne kadar mümkün? Fakülte için daha etkin ve uzun verimli bir oluşuma gidilmesi daha kalıcı olmayacak mıdır? Eğlence karşılığı yardım yapmak kültürüne artık son verilmelidir. Bu tür organizasyonlar geçici kalmaya mahkümdur. Ve reklam ağırlığı ön plana çıkmaktadır. Bunun yerine daha kalıcı eylemlere gereksinim vardır.

 

Söke Ticaret Odası Başkanı Sayın Süleyman Toyran, Söke’mizin sosyal ve ekonomik yaşamının canlanmasını fakülte binasına ve bu binada öğretim görecek olan 3.000-4.000 öğrencimize bağlayan açıklamasında çok ilginç gözükmektedir.

 

Bu bakış tarzı ile fakültede okuyacak öğrencilerimize ne kadar değer verileceği açıkça gösterilmektedir.

 

Anadolu’nun bir çok köşesinden gelecek olan öğrencilerimiz, anne babalarının kıt kanaat yardımları ile öğrencilik yaşamlarını idame ettirmeye çalışırlarken, biz onlardan ekonomimizi nasıl düzlüğe çıkarırız düşüncesiyle dört gözle para kazanmaya çalışacağız ve ekonomimizi düzelteceğiz.

 

Dünyanın neresinde böyle bir ticari bakış tarzı olabilir. Ticaret üretimle olur. Söke’mizin ticari yaşamında bir sıkıntı varsa bu durum üretimin yeterince olmadığından kaynaklanmaktadır. Yeni fabrikalar açılmadığı, farklı mal üretimine geçilmediği sürece bu sıkıntı artarak devam edecektir.

 

Sıkıntıyı ortadan kaldıracak olan, küçük ve orta ölçekli işletmeler ile Organize Sanayi Bölgesi’nin faal hale geçmesi ile olacaktır. Üretimi ve istihdamı arttıramadığınız, üretimi çeşitlendiremediğiniz ve ürettiklerinize pazar bulamadığınız sürece ekonomik sıkıntı bitmeyecektir. Söke Ticaret Odası’nın üretim ilişkilerini ve doğaldır ki Ar-Ge yatırımlarını çok iyi bildiğini düşünüyorum. Bence sayın toyran’ın fakültenin ekonomik sıkıntıyı gidermesi yönündeki beyanı sadece fakültenin açılmasının önemine dikkat çekme amacını taşımaktadır. Yoksa 250 YTL olan ev kiralarını öğrencilere 500 YTL uygulayarak sıkıntıyı gidermemiz mümkün değildir. Bu durum olsa olsa öğrencilerin sırtından para kazanmak olur ve bu durum tam bir acımasızlıktır.

 

Bir ilginç yönü daha var insanlarımızın; Hiçbir şekilde Söke’de yapılan kültür-sanat,edebiyat ve sosyal etkinliklerine katılmazlar. Ancak öbür taraftan Söke’mizin kültürel,sanatsal etkinliklerinin azlığından söz ederler.

 

Oysa yaşadığı kente duyarlı olan insanların etik-estetik değerleri çokta sorgulamadan amatörce yapılan tüm etkinliklere sahip çıkmaları ve desteklemeleri gerekmez mi?

 

Sadece bildik, kalıplaşmış söylemlerle bir yere varamadığımızı artık öğrenmiş olmalıyız.

 

Bunu öğrenemediğimiz sürece Söke’mize 100 tane daha fakülte açalım hiçbirşey değişmeyecektir.

 

Artık gerçekleri görme zamanı gelmedi mi?Artık, birlikte elele yürümek ve mavi bir dünya yaratmak için yüreklerimizi ayarlama zamanı gelmedi mi?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar