ÖZCAN PEHLİVANOĞLU
YENİ ALİ KEMALLER ORTADA DOLAŞIYOR...
Osmanlı Türk İmparatorluğu denilince hemen aklımıza Fatih, Kanuni, Yavuz Selim ve yükseliş dönemi gelir. Kimse yıkılma ve dağılma günlerinden bahsetmez.
Nasıl ki yükseliş günlerinin önemli insan figürleri varsa, yıkılma ve dağılma günününde hatırlanması gereken karakterleri vardır. Bunlardan biri de İngiliz Muhipbi gazeteci ve siyasetçi Ali Kemaldir. Ali Kemal, yaşadığı dönemde ne kadar milli bir iş varsa hepsine ve tabii ki Mustafa Kemal ve Kuvay-ı Milliye mücadelesinede karşı çıkmıştır. Hemde ağır sözlerle...
Ancak Batıl karşısında Hak galip gelmiş ve Müslüman Türk Milleti ebediyyen bu topraklarda var olacağını, düşmana ve onun yerli işbirlikçilerine ispatlamıştır.
Gelgelelim bu toprakların suyundanmı yoksa Türk Milletinin gafletindenmidir bilinmez yine yüz sene önceki durumlara benzer haller başımıza gelmiştir. Eh! olaylar benzer olur da yeni Ali Kemaller olmaz mı? Elbette onlarda, fırsattan istifade etrafta cirit atmaktadır.
Gazete köşeleri, televizyon ekranları, siyaset, sermaye, bürokrasi, din adamları ile aydın müsveddeleri arasında inanılmaz sayıda Ali Kemaller vardır. Ali Kemalin doksan küsur yıl önce söylediği Hala kırmakla dökmekle, vurmakla bu devleti kurtarabileceğini sanan yontulmamış kafalar var. Bu zırtopuzların kafasına hakikati sokmak mümkün değil. Bunlar, sizi düşmana satılmakla suçlar sözleri bugün birilerinin söyledikleri ile ne kadar benzer değil mi?
Yine PKK ile barışın küresel güç odaklarını memnun edeceğini, gelişimi hızlandıracağını ve ülkenin bölünmez bütünlüğünün ihanetle barış yoluyla korunacağını iddia edenlerin atası sayılabilecek Ali Kemal: Düveli Muazzama ile eski dostluğumuzu devam ettirseydik değil İzmirden hiç bir taraftan mahrum kalmayacaktık diyebilmiştir. Bu gün Türk Milletinin adını anmayanlarla, Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına alanların söylediklerinin bunlardan ne farkı var? Bunlarda bugün; barış, demokrasi, özgürlük, insan hakları kavramlarının altında bölünmeyi ve kardeş kavgasını teşvik etmektedir.
Türk Milleti ve içinden çıkmış Türk Ordusu ve Türk bürokrasisi bitap ve çaresiz durumdadır. Yeni Ali Kemaller bu çaresizlikten faydalanarak patronlarının amaçlarını tahakkuk ettirmek için vargüçleri ile çabalamaktadır. Geçmişte de böyle olmuştur. Türk Milleti çaresiz görülerek sadece doğu ve güneydoğu Anadolunun değil tüm Anadolunun üzerine el konulmak istenmiş fakat Türk Milleti bu planı parçalayarak söküp atmıştır ve yine öyle olacaktır. Bunlar tarihten ders almamış ve Ali Kemalin akibetini unutmuş görünüyor. Öyleyse tarihin tozlu sayfalarını açsınlar ve bir daha okusunlar.
Tarih yazıyor; Türk Milleti ve Türk Devleti müzakerelerde hep kaybetmiş buna karşılık mücadelelerde hep kazanmıştır. Türk Milletine düşman olduklarını her fırsatta ifade edenler, bölücü terörü devraldıkları sıfır noktasından müzakere noktasına taşımakla övünüyorlar. İhanetle Barışı çözüm diye Türk Miletinin önüne getiriyorlar. Ali Kemalde buna benzer şeyler teklif ediyor ve söylüyordu. Ali Kemali; Türk düşmanları unutmadı ama Türk Milleti bir çok şeyi olduğu gibi onu da çabuk unuttu. Onun için Türk Milleti, Ali Kemali acilen öğrenmeli ve Yeni Ali Kemallerin teşhisini vakit çok geç olmadan yapmalıdır.
Son söz; herkes şunu iyi bilmelidir ki; bu memlketten Ali Kemaller eksik olmadığı gibi Mustafa Kemallerde eksik olmaz.