FARUK HAKSAL
YEMİN ETSELER NE OLUR?...ETMESELER NE YAZAR?..
Engin Alan bir general
Üstelik terörle mücadelede ün yapmış, adı efsane komutana çıkmış bir Türk Silahlı Kuvvetler mensubu
Ne yapmış bu adam?..
Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü sağlamak için canını dişine takmış, göğsünü terörist kurşunlarına siper etmiş!..
Ve sonra millet, onu kendisine vekil atamış Meclise göndermiş.
Ama Ergenekon mahkemesi, Hayır! diyor
- General [milletvekili] Engin Alan TBMMne giremez.
O çatı altında Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü koruyacağı üzerine yemin edemez!..
Silahlı terör örgütünün temsilcilerinin etmemekte ısrarcı oldukları yemini, onlarla yıllar yılı göğüs göğse savaşmış bir Türk Silahlı Kuvvetler mensubu general edemez!..
Peki soruyoruz: Niçin edemez?.
Çünkü diyor, tahliye talebini ret eden mahkeme;
- General [milletvekili] Engin Alana atılı suç, Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne karşı işlenmiş bir suçtur!..
El insaf!..
Adam, Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü sağlamak için yıllardır verdiği savaşta efsane komutan payesine ulaşmış
Ancak,
Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne karşı bir suç işlediği konusunda hakkında [asla ispatlanmamış] bir iddia var diye
Halkın iradesi ile seçildiği TBMM kürsüsüne çıkıp
Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü koruyacağı üzerine yemin edemez!..
Böyle bir çelişkiyi tarihin sayfaları arasında sanırım bulamazsınız
Böyle bir adaletsizliği, Türkiyenin hukuk belleği içinde de bulamazsınız
Böyle bir talihsizliği, bu milletin geçmişi içinde de bulamazsınız
Hem de yıllar yılı Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne karşı kurşun atanların temsilcileri TBMMde Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü korumak üzere yemin etmeyi ret ettikleri bir ortamda, böyle bir çelişki, bu nitelikte bir adaletsizliği ve bu ölçüde bir talihsizliği bir arada yaşamak her kuşağa nasip olmaz
Ancak o mecliste kürsüye çıkarak yemin edecek olan çok sayıda milletvekilinin dokunulmazlık dosyaları Meclis Başkanlığının sumeni altındaki derin uykularını mışıl mışıl sürdürmektedirler
Sözünü ettiğimiz dokunulmazlık dosyalarında sözü edilen suçlar arasında dolandırıcılık, emniyeti suistimal, ihaleye fesat karıştırma gibi adi suçlar vardır
Ama bu kişiler Meclistedir.
Bugün Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü koruyacaklarına yemin edeceklerdir!..
Yıllardır o çatının altındaki koltuklarda keyifle oturmaktadırlar.
Üstelik ileride bir gün seçilemezlerse de, ömür boyu alacakları milletvekili emekli maaşları vardır
Ama öte yanda, Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü koruyabilmek için dağ başlarında yıllar yılı terörist kovalayan ünlü bir general, Dünyaca ünlü bir bilim adamı ve aydınlanma cephesinde kalemi ile savaşan yiğit bir yazarımız vardır
Ama bu kişiler Meclis kürsüsüne çıkarak yemin edemeyeceklerdir
Bir başka açıdan olaya yaklaştığımızda ise, görünen gerçek şudur:
- Bu kişilerin kürsüden yemin etmeleri gerekmez
Çünkü;
- Onlar zaten bu ülkenin bağımsızlığına, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacaklarına, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacaklarına, toplumun huzur ve refahına, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanma ülküsüne ve Anayasaya sadık kalacaklarına iman etmiş kişilerdir!..
Çünkü onlar zaten bu ilke ve esaslar uğruna sürdürülen mücadelenin sade bir neferi olmayı kendilerine şeref sayan yurtseverlerdir.
TBMM kürsüsünden bir kez daha yemin etseler ne olur?
Etmeseler ne yazar?..
Gerçekte kaybeden bu ulustur, bu halktır.
Ve bu gerçek er veya geç, ama mutlaka anlaşılacaktır