Yaşanmış bir anı

 

Yıl 1942-1943 yılı. İzmir'in Buca Ortaokulu'nda yatılı olarak tahsil görüyorum. Öğretmenlerimiz seçkin kişilerden oluşuyor.

Okulumuz 42 dekar bahçe içinde 4 dersin ayrı ayrı deneme labaratuarı mevcut olup, okulun bahçesi bronz heykeller ve envai çeşit lale ve çiçeklerle donatılmış, adacıklar içinde tavşanlarla, taus kuşları ile ayrı bir güzellik vermekteydi. Böylesine güzel bir okulda 120 yatılı öğrenci içinde 6 adet parasız yatılı arkadaşımız mevcuttu. Bunların hepsi de okulun en çalışkan talebeleriydi. Ayrıca bu parasız yatılı öğrenciler içinde Denizli Ortaokulunun 1. sınıfında Buca Ortaokuluna gelen Hüseyin Yılmaz, okulun en çalışkan ve benim de en samimi dostum ve arkadaşımdı.

Hüseyin Yılmaz 2. yılın başından son sınıfa gelinceye kadar derslerimiz haricinde her gece ve gündüz fizik labaratuarında çalışarak, bugün evlerimizde kullanılan teybin planını yaptı. Sayfalar dolusu bu planları yaptıktan sonra, Ankara Devlet Atölyesi'ne göndermemezi istiyordu.

Devletten ayda 1 lira harçlık alan Hüseyin Yılmaz bu planları taahhütlü olarak nasıl gönderebilirdi?

Yaşamımızın müşterek olduğu bu çalışkan arkadaşımızın planlarını devlet atölyesine gönderme imkanımız yoktu, fakat her türlü zorluğa rağmen bu planları Ankara'ya gönderme imkanını bulduk.

Aradan 4 ay geçtikten sonra cevap geldi. Bu alet bir müzik parçasının notalarını çıkaran bir makine olduğu tespit edildikten sonra, ihtira beratını alabilmemiz için 36 lira pul parası almamız isteniyordu. Devlet tarafından ayda 1 lira alan Hüseyin Yılmaz için imkansız bir istekti. Bana da ayda 8 lira gelmesine rağmen destek olamıyordum.

Buca Ortaokulu'ndan mezun oluncaya kadar, ihtira beratını alamadık.

İdare tarafından kayıtlarımız Atatürk Lisesi'ne gönderilince, lise tedrisatını Atatürk Lisesi'nde başladık. 1. sınıf ortalarında Hüseyin'in ihtira beratı mevzuunu fizik öğretmenimiz Haydar Çağlayan'a açtık. Haydar Bey, devlet atölyesinden gelen yazıyı okuduktan sonra öğretmenlerden 36 liralık pul parasını toplayıp, Ankara'ya gönderince, 1 ay içinde Hüseyin Yılmaz'ın ihtira beratı fizik öğretmenimize teslim edildi. Bu olaydan sonra müdürümüz Raşit Mocan ve alakalı öğretmenlerimiz Sanayi Bakanlığına ve bazı iş adamlarına mektuplar yazdılar ve bu buluşun Türkiye'de yapılmasını istediler.

İstanbul gazeteleri de (Bir Türk Çocuğunun Dehası) başlığı ile bütün Türkiye'ye duyurdular. 3-4 ay içinde hiçbir talep gelmeyince Amerikalılar o zamanın parası ile 15.000 lira vererek ihtira beratının bütün haklarını satın aldılar ve kısa bir zamanda müzik aleti olan teybi Amerikan piyasasına sürdüler.

Amerikalılar Hüseyin Yılmaz'a sahip çıkarak İstanbul Teknik Üniversitesi'nde okuttular. Hüseyin Yılmaz mezun olup, vatani hizmetini yaptıktan sonra, Amerikalılar kendisini Amerika'ya götürdüler. Şu anda kendisi Atom alimi olup, o günden beri Amerika'da yaşamaktadır.

20 yıl evvel İzmir Sanayi Odası'nın resmi olarak tertip ettiği bir aylık Amerika gezisinde kendisini görmek istedim. Hürriyeti kısıtlı olduğu için göremedim, ancak telefonla konuşabildim. O zamanın parası ile 50.000 $ aylık almasına rağmen memnun olmadığını ve vatan hasreti çektiğini söyledi.

Arkadaşım ve dostum için bu kadar kıymetli bir görev dolayısıyla sevinmekle beraber, böyle bir dahiyi kaybettiğimiz için de hayıflanıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar