MUSTAFA AÇICI
YARINLAR 11 ARALIK
Bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü. Bu yazıyı okuduğunuzda dün olacak ya da önceki gün. Bugüne bakın. Bugün on aralık insan hakları gününde, herkes insan hak ve özgürlüklerinden dem vuracak, eşitlikçiliği, demokrasiyi, barışı ön plana çıkartacak.
Süslü söylemler, nutuklar, belki de göstermelik etkinliklerle gün kutlanacak. Dünya tiyatro sahnesi olacak herkes kendisine düşen oyununu oynayacak.
Ya ertesi gün. Yani 11 Aralık ve sonrası. Söylenenler unutulacak, haklar/halklar unutulacak, barıştı, kardeşlikti, eşitlikti unutulacak ve yine savaş çığlıkları, terör, yağmalamalar devam edecek.
Uzak ve yakın tarihimize baktığımızda, klasik deyimi ile doğu sorunu neredeyse 800 yıldır çözümsüz bir şekilde kalmıştır. Osmanlı çok uluşlu bir imparatorluk olduğundan dolayı, tarihin en uzun döneminde yaşamış ancak gelişen Dünya ve ulusculuk akımları karşısında varlığının bitirmek zorunda kalmıştır.
Genç cumhuriyet döneminde, tek parti iktidarı, çok partili döneme geçiş derken, doğu meselesi yine çözümsüz kalmış ve antidemokratik tutum ve uygulamalarla sorun günümüze kadar taşınmıştır.
Bugün mevcut siyasi iktidar, kendi özgür insiyatifi ya da bir takım dayatmalarla da olsa, ortaya bir açılım planı sunmuş ancak açılımın ne olduğunu tam olarak kendiside bilmediği için plan belirsizlikler içerisinde toplumun önüne atılmıştır. Bu belirsizlik içerisinde muhalefet partileri, belirsizliği giderecek öneriler sunmak yerine zaten belirsiz olan açılımı daha belirsiz hale getirmek ve ikitidarı ve muhalefeti ile siyasi rant elde etmek için ellerinden ne geliyorsa yapmışlar ve yapmaya devam etmektedirler.
Bu kaos içerisinde kimin neyi ne için yaptığı yada yapmaya çalıştığı sisler içerisinde kalmıştır.
Çok geçmeden, her türlü savaş ortamından ve tabiki karanlıktan beslenen bir takım güçler insiyatifi eli geçirmek ve asimetrik savaş ortamının devam etmesi ve barışın yok edilmesi için faliyetlerine başlamışlardır.
Sokaklara çocuklar, gençler salınarak, sokaklar molotof ateşine dönüştürülmüş ve puslu havalarda kanlı pusular ortaya çıkarılmıştır.
Tüm bu gelişmelere rağmen, iktidarı ve muhalefeti halen daha durumdan siyasi rant elde etmek için var güçleri ile çalışmaktadırlar.
Siyasi iktidar, açılım yapmak istiyor ise bu açılım öyle ulu orta, halk birbirine kırdırılarak yapılmaz. Açılım yapacak iseniz, bu hususta, iktidarı ve muhalefeti ile, sivil toplum örgütleri ve sendikaları ile ve sair tüm toplumsal kesim in önderleri ile gerekli ve yeterli görüşmeler yapıldıktan sonra bir plan dairesinde işleme konulur. Artık bu plan demokrasi planı olacağından toplumun bir takım kesimleri karşı çıksa bile,meçliste yeterli çoğunluk sağlanacağından DEMOKRASİ AÇILIMI, YA DA DEMOKRASİ EYLEM PLANI YADA ADINA KÜRT AÇILIMI DEMEK İSTİYORSANIZ KÜRT AÇILIMI FALİYETE GEÇMİŞ OLUR.
Çok iyi biliyoruzki, insanlık tarihinde gelişme bazen alttan yukarıya doğru ve bazende yukarıdan aşağıya doğru gerçekleşmiştir. Bunun içerisine insan hak ve özgürlükleride dahil.
Bilgi ve kültür birikimi, demokrasi birikimi olmayan toplumların her zaman gelişmeden, insan hak ve özgürlüklerinden yana olduğu söylenemez.
Bu konuya en güzel örnek İRAN'dır. Şah düzenini devirmiş ancak, devirdikten sonra önce devrimcileri yok etmiş ve bilahere daha geri bir düzen olan islam rejimini toplumun önüne koymuştur ve toplumun ezici çoğunluğu bunu kabul etmiştir.
Bizde de, yakın tarihimizde 12 Eylül Anayasası toplumun çoğunluğu tarafından kabul edilmiştir.
Şunuda belirtmek gerekir ki,
Siyasal üst yapıyı belirleyen ekonomik alt yapıdır. Ekonomik alt yapı düzeltilmediği sürece siyasal üst yapıda yapılacak bir takım iyileştirmeler toplumların kurtuluşu olmamıştır. Ancak bu husus ayrı bir yazın konusu olacak konudur.
Bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü, yarın 11 Aralık. Bu iktidarın ve bu muhalefetin olduğu bir ülkede barışı etkin kılmanın mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Yarın ne olacak.
ALİ ler gidecek VELİ ler gelecek. Sivil toplum örgütlerinde, sendikalarda ve partilerde dün olduğu gibi yarında koltuklar hep birilerin yada bir takım grupların kişisel hırslarına bırakılacak, barış isteyenler , kardeşlik isteyenler yeni on aralıkları bekleyecek.