Bugün sabah "güzel bir kahvaltı yapayım" diye çarşıya çıktım ve alışverişimi yaptım. Simit alırken, Manşet gazetesi gözüme ilişti. Adını daha önce hiç duymadığım Mehmet Çetin isimli bir köşe yazarının yazısı dikkatimi çekti. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ve CHP’liler hakkında bir metin kaleme almış.
Çirkin bir yazıydı.
Mehmet Çetin kardeşim! sen psikolog musun?, anketör müsün?, sosyolog musun?, mesleğin nedir?
İnanıyorum ki, yazıyı okuyanlar sizi esefle kınamıştır. Böyle bir yazıyı kaleme aldığınız için esefle kınıyorum.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu seçimlerde her zaman iddialı olmuştur. Halkın Başkanı Çerçioğlu her seçim öncesinde "kazanacağım" diyerek ve kendinden emin bir şekilde aday olmuştur. Girdiği her seçimi ciddi oy farkıyla kazanmıştır. AKP adayı Mustafa Savaş'ı yarıştıkları iki seçimde de sandığın dibine gömmüştür.

Halkçı Başkan Özlem Çerçioğlu'nun bir kez daha karşılarına aday çıkmasından çok korkuyorlar. Başkan Çerçioğlu "aday çıkmasın" diye yapılmadık çirkinlik kalmadı. Bir kez daha hüsran yaşayacaklarını bildikleri için Aydın'daki (sizin de dahil olduğunuz) havuz medyasının yapmadığı tezgah kalmadı.

Halkın nazarında zerre kadar değeri olmayan bu havuz medyasının çirkinlikleri saymakla bitmez.
Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Aydın Valiliği’ne ÖZLEM ÇERÇİOĞLU ile ilgili sahte iftira mektupları gönderen bunlar.
Sahte diploma düzenlemekten yargılanan ve ceza alan bunlar.
Daha bir sürü çirkinliklere sahipler.
Aydın'ın dürüst ve çalışkan başkanı Özlem Çerçioğlu hakkında Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı'na 12 tane sahte ihtira dilekçel?si veren de bunlar.
Kendilerine ait otomobilin camını kırdırıp daha sonra da "bu çirkin eylemi Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı ÖZLEM ÇERÇİOĞLU'nun adamları yaptı" diye iftira atan yine bunlar.
Aydın Emniyet Müdürlüğü'nün yapmış olduğu araştırmalarda görüldü ki, çirkin eylem kendileri tarafından yaptırıldığı ortaya çıktı.
Bunlar kumpas değil mi?, Bunlar iftira değil mi?
Tüm bu çirkinliklerin hepsini tek tek açıklayacağım.

Değerli okurlar.
Bir süredir dikkat çektiğim bir husus var.
Belediye başkanları ve milletvekillerinin seçilmeden önce ve seçildikten sonraki mal varlıklarının iyice araştırılması gerektiğini belirtiyorum. Belediye başkanı olmadan önce 0,05 TL. parası olmayanlar, belediye başkan olduktan sonra milyonluk mallara ve servete sahip oluyorlar.
"Nasıl kazanıldığı belirsiz bu paranın vergisini veriyorlar mı?" bilmiyoruz. Bu değirmenin suyu nereden geliyor? bilmek istiyoruz. Diyelim ki, esnaf değillerdi ve milletvekili veya belediye başkanı oldular. Seçilmiş olmadan önceki mali durumları da belliydi. O zaman dikkat çeken yaşam tarzının ve harcanan para nereden geliyor?
Bana sakın sakın, paranın kaynağı için "anamın çıkısından kaldı" demeyin çünkü halk kaynağın ne olduğunu tahmin edebiliyor.