VATANDAŞIN DERDİYLE DERTLENMEYİ DENE
Aydın'da son aylarda bir gölge oyunudur gidiyor. Perde önünde iki üç dengesiz ve kendileri uyduruyor, kendileri oynuyorlar, sonra bir de inanıyorlar..
Aydın'da son aylarda bir gölge oyunudur gidiyor.
Perde önünde iki üç dengesiz ve kendileri uyduruyor, kendileri oynuyorlar, sonra bir de inanıyorlar..
Tabiki de sadece kendileri…
Özlem Çerçioğlu'na ve bürokratlarına iftiraları atıyorlar sonra da kendi yazdıkları senaryoya “aa öyle miymiş” deyip şaşırıyorlar…
Sonra da millete dönüp "siz neden inanmıyorsunuz?” diye soruyorlar.
Herkes sizin gibi meczup mu inansın?
Bu safsatalarınıza inansa inansa sizin gibi meczuplar inanır.
Gittiler sahte ihbar mektubu yazdılar.
Sanki itfaiyeden bir muhbir gibi davrandılar.
Belediye İtfaiye Daire Başkanlığı personelinin ifadeleriymiş gibi kendileri bir mektup yazıp ihbarda bulundular.
Masum bir itfaiyecinin gizli kişisel bilgilerini çaldılar.
Düzmece mektubu yanlarında çalışan personellerinin eline tutuşturup, postaneden Aydın Valisi ve Aydın Cumhuriyet Başsavcısına bir güzel iadeli taahütlü yolladılar.
Sonra ne mi oldu?
Kişisel bilgileri izinsiz olarak ele geçirilen ve sahtekârlıkta kullanılan itfaiyecinin bir anlık dikkatiyle suçüstü oldular.
Emniyet mensupları bu sahte mektubu postaneden Valiye ve Savcıya gönderen kişiyi kıskıvrak yakaladı.
Peki o ifadesinde ne mi dedi?
"Mektubu patronum verdi ve bana postaneden göndermemi söyledi…” itirafında bulundu.
Düzmece mektubu yazan vatandaş da “kapımın altından bırakmışlar, damdan atmışlar, ne bileyim ben…” şeklinde ifadesinde kıvırtmaya çalıştı.
Sayın Gökhan Ökten, siz bunları bilmezsiniz.
Belki anlatmamışlardır bunların ne mal olduğunu!
Tüm rezilliklerini anlatıyorum işte bak, benden öğren.
Bunlar kumpasçı, bunlar müfteri sayın Ökten.
Bunlarla yol yürürsen yolun başında kalırsın.
Sayın Çerçioğlu’nun avukatıyla görüştüm!..
12 şikayet dilekçesi, uydurma iftiralar var.
Tabiki kimse iftiradan sonuç alamaz ancak medet umar ve bunlar da öyle.
İftirayı üretmiş üretmiş yazmışlar, üretmiş üretmiş yazmışlar.
İnsan duyunca "olmaz bu kadarı da" diyor!..
"Otomobilimize ait kelebek camını kırdılar" deyip, iftira attılar. Emniyet teşkilatının yaptığı araştırmada görüldü ki, kelebek camını kıran kendi arkadaşları. Farklı algı yaratmak için binbir hileli yola başvurmuşlar.
Yakalanınca "aman şikayet etme" diye ulak aramalar, şanzıman kıran geri vitesler.
Ne ararsan bunlarda.
Bunların hamuru bu kadar, tıyniyyetlerinin rakımı bu!..
Biri de sahte diplomadan sabıkalı.
Anlayacağın o yolun yolcusu hepsi.
Aklıma gelmişken! dünkü açıklamasının üzerine CHP Aydın İl Başkanını aradım.
Ne dedi biliyor musunız?
“İnsanlar geçinemiyorlar. Ailelerin ekonomileri bitmiş, tükenmiş. 'Ekonomistim' diye gezinen vekilleri jantın üzerine inen ekonomiyi nasıl gölgeleriz, iki seçim mağlubiyetimi nasıl örteriz derdinde. Gündem değiştirmek keşke milletin karnını doyursaydı, ama nafile!..” dedi.
Ne kadar samimi ve ne kadar bugünkü sokağı özetliyor değil mi sayın Ökten?
İşte sayın Ökten, durum ne yazık ki böyle!
Sizden de biraz böyle şeyler bekliyor insan. Azıcık milletin derdine kulak kabartın, "bu millet ne çekiyor" diyerek "biraz da iğneyi kendimize batıralım" demelisiniz.
İnanın küçülmez hatta tam aksine yücelirsin.
Bırak şu entrikacı meczupları da AKP Aydın İl Başkanı olarak vatandaşın derdiyle dertlenmeyi bir dene...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.