E. TURGUT TEKİN
Türkiyenin Kafkaslar Politikası
Bugün Türkiyenin kuzey doğu komşusu olan Kafkaslarda çok çeşitli insanlar yaşamaktadırlar. Bunların başında Azeriler, Gürcüler, Ermeniler, Çerkezler, Çeçenler, Abazalar, Osetler, Acarlar, Yahudiler, Ruslar, Türkler, Farslar gelmektedir. Diğer küçük grupları da sayarsak bu mozaiğin taşları daha da çoğalır. Çünkü biz Dağıstanlıları ve Lezgileri, Türkmenleri, Karapapakları da saymadık. Bu guruplar, organize olmuş, ulusal bilince sahip devletler gibi vatandaşlık bağları ile birbirlerine bağlanamamışlardır. Fırtınalı bir deniz gibi dalgalanıp çalkalanıyorlar. İçlerinde Azarbaycan, Ermenistan, Gürcistan bağımsız devlet özelliğini kazanmalarına rağmen deneyimleri, oturmuş organları henüz yoktur. Azarbaycan ile Ermenistan arasında Karabağ sorunu varken, Gürcistan ile Osetler arasında Güney Osetya ve Acara sorunu varken bu Güney Kafkaslarda barıştan söz etmek zordur. Ruslar, enerji koridorlarını kaptırmamak için, buralarda at oynatmaya, üsler kullanmaya devam edeceklerdir. İşte son günlerde bomba yağmuruna tutulan Gori ve Tiflis buna bir örnektir.Bu bombalama ABD ve TC.nin enerji hatlarına karşı bir göz dağı niteliğindedir. Bugün Türkiye, Orta Asya Türk DEVLETLERİNE YETERİ KADAR GÜVEN VEREMEMİŞTİR. BUNLARIN HEPSİ HALA RUSYADAN ÇEKİNMEKTEDİRLER. DURUM BUYKEN BATIDA BİZE GÜVENMEMEKTEDİR. Bu durum karşısında Türkiye hala istikrarlı bir dış politika izleyemiyor. Bir koltuğun altına kaç karpuz sığarsa onu taşımak en uygunudur. Biz gücümüz oranında değil de, gücümüzü aşan problemler peşinde koştuğumuzdan, Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da oluyoruz. Oysa amaç, yakından uzağa doğru istikrarlı bir açılım sağlamak. Şimdi bu konu üzerinde biraz durmak istiyorum:
Bugün aslında Türkiye ile Ermenistan arasında önemli bir sorun yoktur. Bize sorun yaratan, 1915 olayları da değildir. Bugünkü olayların ve sorunların gerçeğinde Azeri-Ermeni çatışması vardır. Biz bu savaşta Azerilerin tarafını tutunca, sınır kapılarını kapatınca, Ermenilerde I9I5 olaylarını getirip önümüze koymuşlardır. Diyeceksiniz ki bu olay yok mu idi. Tarihte bu ve buna benzer binlerce olay vardır. Ama onlar tarih mezarlığına gömülüp kalmışlardır. Bugün bunları hortlatmanın hiçbir anlam ve manası yoktur. Eğer öyle olsaydı, bugün Almanya, İngiltere ve Fransanın birbirleri ile yan yana gelmeleri söz konusu bile olamazdı. Demek ki teşhisimiz doğrudur. Ermenilerin bizimle savaşacak güçleri ve orduları yoktur. Ancak, Fransa, ABD ve oralarda yaşayan Ermenilerin güçlerini kullanarak Türkiye aleyhine lobiler oluşturuyor. Eğer biz Türkiye ile Ermenistan arasın da barış köprüsünü kurarsak bu olaylar, bitecek, bu iki ulus arasında tarihte sağlanmış olan dostluk bağları yeniden kurulacaktır. Bu dostluğun kurulması için Azeri engeli vardır. Zaten bizim sınırları kapamamızın başlıca nedeni de, Ermenilerin Karabağı işgaline karşı bir misillemedir.
Burada Türkiyeye düşen görev, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki bu problemi iki tarafı da memnun edebilecek bir barış ve çözümü sağlamak olacaktır. Bu barış sağlandıktan sonra TÜRKİYE-AZERBAYCAN-ERMENİSTAN-GÜRCİSTAN arasında dörtlü bir işbirliği kurmak olmalı. Bu ortam yaratılmadan, Kafkaslarda barıştan söz etmek yalan olur. Bunun böyle olduğunu bu dört devlette biliyor, buna inanıyor, ama bunu oluşturacak lideri ne yazık ki bulamıyor. Bugün Türkiyenin başındaki hükümetin bu konuya önem vererek, bölgemiz için çok hayırlı olabilecek bu oluşumu ufak hesaplara feda etmemesi gerekir.