E. TURGUT TEKİN
TÜRKİYEDE NELER OLUYOR
Türkiye'de neler oluyor? Bu günkü yazımın başlığı bu.
Doğrusu neler olduğunu kimse bilmiyor? Ben, bir rüya görür veya tarihten bir sayfa okur gibiyim. Dönem mi değişti, yoksa ben mi serap görüyorum. Doğrusu hiçbirşey anlamıyorum. Dönem ne padişahlık ve nede krallık dönemi. Dünyanın en iyi idaresi olan cumhuriyet ve demokrasi ile yönetiliyoruz. Daha iyisi henüz yoktur.
Devlet ise vatandaşlarının ortak malıdır ve herkesi eşit koşullarda kucaklar. Cumhuriyet yönetimlerinde, egemenlik hakkı Atatürk 'ün deyimi ile, "EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR. "Bunu milletin elinden alacak, başka usullerle kullanacak başka ikinci bir kuvvet yoktur. Atatürk bu devleti, hukuk üzerine kurmuş ve Türk Ulusu'na emanet etmiştir. Her Türk evladı vatanını, devletini korumak için asker olur, çalışır ve vergi öder. Amaç devleti ve vatanı ile bir bütün olduğunu ve bunu bölecek hiçbir kuvvete imkan vermeyeceği içindir.
Tarih, geçmişin iyi ve kötü sayfalarını önümüze koyar. Koyar da, mal gibi bu sayfalara bak demez. Ne der? Der ki beni oku ve anla, bak sizlerden önce kimler neler yapmış ve sonları ne olmuş? İşte tarihi bunun için okuruz. Tarihten dersler alırız. Tarih bize doğruları gösterir. Makam, para, şan ve egoist duygular uğruna halkına, vatanına ihanet etme-der. Edenlerin geçmişteki miraslarının sonuçlarının neler olduğunu vurgular. Eğer anlarsak bu çok anlam ifade eder. Bir büyük devlet adamı derki: "En kötü demokrasi bile, en iyi diktetörlükten daha iyidir."
Halk idaresinde, iktidarlar halkın oyları ile gelir, yine halkın oyları ile giderler. Bu idarelerde darbe ve silahlı güç kullanılmaz. Oylar gizli, tasnif serbest yapılır. Herkes istediği parti veya kişiye oyunu kullanır ve "Neden kullandın?" diye sorgulanmaz. Oylar açık tasnif edilerek, kimsenin oyu ziyan edilmez ve başkasına verilmiş bir oy bir başkasına mal edilemez. Bu seçimler halkın katılımı ile yapılır ve her oy hakkı olan yurttaş oyunu kullanır. Çünkü onun Atası, bu rejimi ona en uygun görmüş ve vermiştir. Atatürk istese kral bile olurdu. İstese Cunhuriyet yerine başka bir rejimi seçerdi. Ama o asla böyle bir şey yapmamış, vatanın ve milletin tehlikede olduğunu anladığı andan itibaren, Osmanlı'nın ona verdiği bütün askeri rütbe ve makamları atarak, sineyi millete bir nefer gibi geri dönmüştür. Milleti ile elele vererek, hem içi ve hem dış düşmanlarla savaşarak bu vatanı ve ulusu düştüğü karagünlerden kurtarmıştır. Bugün iki ihtilal oldu. Biri 27 Mayıs ve diğeri 12 Eylül. Nedenleri her ne olursa olsun, tabandan gelen halk gücüne dayanmadığı için tutmadı. Çünkü halk darbe ve böyle olağan üstü yönetimleri istemiyordu. Demokrasi açıklık ve şeffaşık rejimidir. Oyun ortada oynanır ve her kes bu oyunun aktörlerini görerek karar verir. Sahne arkasında oynanan oyunlar artık Türkiye'de tutunmuyor. Darbe ile marbe ile rejim ve iktidar değiştirme çabaları boşunadır. Çünkü Türkiye, böyle oyunlardan daha yüksek mevkilere ulaşmıştır. Türkiye'de iktidarları ve rejimleri halk seçim sandıklarında belirliyor. Silah ve korkutma gücüyle değil. Böyle darbeler, hubuk devleti olmayan, geri kalmış ülkelerde yapılıyor. Türkiye, tarihi misyonu olan geçmişi güçlü ve geleceği parlaK bir ülkedir. Hiçbir kimse Türk Ulusu'nun tarihini, Tarihe mal olmuş şahsiyetlerini kendi çıkarları uğrunda kullanamaz. Onlar hem bizim ve hem dünya uluslarının seçkin miraslarıdırlar.
Atatürk, bir tarihi misyondur. Bu yeni ve modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusudur. Onu hiçbir kimse oturduğu tarih tahtından indiremez. İndirmeye de asla gücü yetmez. Bu bir gerçektir. Onu koruyan bu ülkenin yasaları ve o yasaların uygulayıcısı olan Türk Adalet sistemi vardır. Bu iktidar, "Atatürk'e ve devrimlerine ihanet ediyorsa veya etmiş ise, Türk Adalet Sistemi ne güne duruyor?" Onlar, gerekeni yaparlar. Etmemiş ise, yasalara uygun çalışıyor ise, bu darbe senaryoları, çığırtkanlıkları niye? Eğer iktidarda gözünüz varsa, buraya oturmanın yolu darbecilikle değil, halkın oyları iledir. Kurarsınız partinizi ve çıkarsınız meydanlara, halka projelerinizi anlatırsınız, halkın teveccühüne layık olursanız, iktidar koltuğuna oturur bu ülkeyi yönetirsiniz. Demokrasilerde bunun başka yolu yoktur. Hukuk ilkeleri içerisinde geçerli olan yol ve yöntem budur. Bunun dışında başka deneyler, bu ülke de geçmez.
Türk Halkı, Atatürk'ü seviyor da; Alpaslan'ı, Kılıçarslanları, Osmangazileri, Fatihleri, Yavuzları, Kanunileri sevmiyor mu? Onlar olmasa idi ne bu vatan ve ne de Atatürk ve Türk Ulusu olmayacaktı. Elbette ki biz, Atalarımızı seviyor, sayıyor ve koruyoruz. Onlar bizim kadar, bütün Türk Halklarının da atalarıdır. Gelin hep birlikte düşünelim. "Türkiye'de neler oluyor?"