ŞEREF PINARBAŞI
TOPLUM BİLİMİNDE 3Y (YALAN YALAKA ve YAMUK)
Yalan; 1. Aldatmak amacıyla, gerçeğe aykırı olarak söylenen söz. 2. Doğru, gerçek olmayan uydurma söz. Yalan söyleyene yalancı denir. Yalanın tek kaynağı da KORKUdur. Korkan insan yalan söyler.
Yalaka; Yal ve yalama sözcüğünden ka ekiyle türetilmiş bir isimdir. Mecazen birilerini yalayarak onun gönlünü hoş edip kişisel çıkar sağlayan eğik biridir. Bununda temelinde yine korku vardır.
Matematikteki yamuğun tarifi yalnız iki kenarı koşut olan dörtgen. Sosyal psikolojideki yamuk; Yalancılık ve yalakalıktan dolayı karakterinin her tarafı eğrilmiş, çarpık, çurpuk hale gelmiş, eğik, basık bir kişiliğin adıdır.
Yamulmanın temelinde de korkaklığına kılıf hazırlama, göstermeme, kimselere söyleyememe nedenleri yatmaktadır. Yani korkaklığının görünme korkusu vardır.
Toplumun karnını yarıp, toplumsal olguları irdeleyerek toplumsal değişimlerin önünü açan Marksla, bireyin karnını yararak, bireysel psikolojinin içine giren S.Freudun; bilimde üç temel unsurda anlaştıklarını görüyoruz.
Bunlar; 1. İnsan her şeyden kuşku duymalıdır. 2. İnsansal olan hiçbir şeyin bana yabancı olmadığına inanıyorum. 3. Doğruluk (gerçek) seni özgürleştirecek.
Albert Einsteina göre doğada düzgün hiçbir madde yoktur. Oklit Geometrisine göre düzgünleştirdiğimiz prizmalar, geometrik şekiller, dahası uzaydaki tüm maddeler, ışık, elektromanyetik güç, kütle çekimleri, dünya ve benzeri uzay gezegenleri hepsi pürüzlü ve yamuktur. Bunların hareketleri de zikzaklı ve yamuktur. Örneğin; ışık yamularak ta, dalgalı da, parçalıklı da ilerleme yapar. Zaman görecelidir. Yamularak uzayıp kısalır.
Uzayda tek düzgün, pürüzsüz, pütürsüz, eğik basık olmaması gereken tek varlık insandır. Çünkü insan doğanın bir parçası ama doğaya aykırı olan tek varlıktır. İçinde bulunduğu doğayı aşarak kendine göre şekillendirmeye 2 milyon yıldır uğraş vermektedir. Çok doğrudur ki kendine göre şekillendirirken de, pütürleri, pürüzleri, yamuklulukları düzeltmeye özen göstermektedir. Bu düzgünleştirme işlemine kendiside dahildir.
İşte bu anlamda: insanın değişimini sağlayan etkileşme şekilde görüldüğü gibidir.
Ekonomik Temel
↓ ↑
Toplumsal Özyapı (Karakter)
↓ ↑
Düşünler ve Ülkülerimiz
Yani üretim biçimleri tolumun karakterini etkileyip oluştururken,oluşmuş olan toplumsal karakter, bireylerin düşün ve ülkülerini oluşturmaktadır. Bireyin dönüşüm yapan düşün ve ülküsü toplumsal özyapıyı oradan da ekonomik üretim biçimini değiştirmektedir.
İnsanın doğasında, yalan, yalaka ve yamukluk yoktur. Çünkü insan doğayı aşmış içgüdüsünü akıl kapsamına almıştır.
Durum böyle ise yapacağımız iş yeni yetme bilimimizi akılla buluşturarak, yani her şeyden şüphe ederek, insani olan olgulara anlayış gösterip dürüstlük ile, kendimizi özgürleştirelim. Doğruya doğru, Eğriye eğri diyerek, Korkusuz bir özgürlükle yetişen; canlı, duyarlı, yürekli ve zeki insanlar olalım. Bu insanlardan meydana gelen bir toplumda, insan daha huzurlu ve daha mutlu olacaktır.
Yalan söylerken korktuğumuz şeyin ne olduğunu fark edebilirsek yalandan vazgeçeceğimiz aşikardır.
Korkumuz bizi yalancı yaparken, orada durmuyor hemen arkasından yalakalığa götürüyor, böylece korkuyla başlayan yalancılık, yalakalığa ulaşarak kişiliğimizin yamulmasına neden olmaktadır.
Yani: Korku → yalan →yalakalık →Yamuk bir kişilik →Nihayet canlı bir ceset haline gelmektedir.
Peki korkularımız nelerdir? Nasıl fark edeceğiz
1- Ölüm Korkusu 2- Çoluk çocuğumuza zarar gelir korkusu 3- Kazandıklarımızı kaybetme korkusu (mal-para - İtibar) 4- Toplumdan ayrı düşme korkusu (Yalnız kalma) temel korkularımız bunlardır.
Davranışlarımızı gözlem altına, yani kendimizi irdeleyerek kolayca farkına varabiliriz.
Tüm bu korkularımızın farkında olduktan sonra kendimizde olan özgüvenle ortadan kaldırabiliriz. Yeter ki kendimize inanalım sevelim, saygı duyalım Hoşça kalın.