Esat ne zaman Eset olduysa, bu kavga da o zaman başladı...

Ve malum medya şu soruyu hiç bir zaman gündeme getirmedi:

- Nedir bu Esat düşmanlığı? Nedeni nedir?

Suriye ile bizim ne alıp/veremediğimiz vardır ki?

Niçin Türkiye halkının başbakanı/cumhurbaşkanı Suriye halkının lideri Beşer Esat'a bu kadar düşmandır?

Öne çıkartılan neden, Esat'ın demokrat olmadığıdır.

Bir kısım medyanın ağzındaki sakız şudur:

- Beşer Eset diktatördür!

Peki, o bir kısım medyanın silahşorları kendi ülkelerindeki rejimi niçin sorgulamıyorlar?

Pek sayın Cumhurbaşkanımızın gündemindeki "Başkanlık" istemin dibindeki gizli gündemde neler yazıyor?

Şeriat düzenini savunmak, demokrasi karşıtı bir Ortaçağ ideolojisi değil midir?

Laiklik karşıtı eylemlerin odağı durumundaki bir siyasi gücün gönlünde yatan rejim çok mu demokratiktir?

Evet, milli irade...

Beşer Esat, Suriye halkı tarafından yüzde yüze çok yakın bir çoğunlukla başkan seçilmedi mi? Seçildi.

Suriye halkı sandığa giderek Beşer Esat'ı iktidardan indirme hak ve yetkisini elinde bulunduruyor mu? Bulunduruyor.

O halde Beşer Esat nasıl oluyor da diktatör ilan edilebiliyor?

Hem de bu ülkede demokrasiyi delik deşik eden bir siyasi güç tarafından...

Hem de laikliği kemiren bir siyaseti yıllardır izleyerek.

Hem de ülkede korku imparatorluğu yaratarak, hukuk düzenini bu korku imparatorluğunun merkezine bağlayarak...

Sonra, diyelim ki, Beşer Esat'ın yönetim biçiminde gerçekten anti demokratik öğeler var, unsurlar mevcut...

Bize ne?..

Bu var oluş, Türkiye Cumhuriyeti'nin komşusu Suriye Devleti'ne savaş ilanı için yeterli bir neden midir? Meşru bir sebep midir?

"Milletin hayatı tehlikeye düşmedikçe savaş bir cinayettir..." 

Ömrünü savaş meydanlarında geçiren Mustafa kemal Paşa böyle diyor.

Oğlu askerlik görevinden teğet geçen cumhurun başı ise, bunun tam tersini söylüyor; yapmaya çalışıyor...

O zaman Atatürk'ün dünya görüşü, kurmaylık yeteneği, kültürü ve savaş tecrübesi ile olup bitenlere bakıp, teşhisimizi koyalım:

- Türkiye hükümetinin Suriye'ye savaş ilanı bir cinayettir!

Türkiye Büyük Millet Meclisi, vereceği "tezkere izni" ile bu cinayete ortak olmamalıdır.

Cinayetin azmettiricisi ve hatta faili olmamalıdır...