SORUMLULUK VE BİZ...

İktidarın İl Genel meclisi üyesinin çeşitli basın organlarında yaptığı açıklamaları okuduk. Çelişkilerle dolu. Ya da bilerek, bu yönde açıklamalar yapmak zorunda kalmış.

Savunma haklı gerekçelerle yapılır. Kendisi de bir partinin il genel meclisi üyesi, olduğunun farkındadır.

Biz il genel meclisi üyelerinin oturdukları yerlerin önünde hangi partiden seçilerek geldiğimizin bir göstergesi olarak o plakalar orada durmaktadır.

Yine İl  Özel İdaresi binasında her partinin bir grup odası bulunmaktadır. Kısacası bizler bir partinin politikalarına ve siyasi çözüm önerilerine bağlı olarak seçilip geldik.

Ülkelerde  demokrasinin gereği olarak partiler kurulmuştur. Eğer  aynı  şeyleri düşünmüş ve aynı çözüm önerilerini önermiş olsaydık, ülkelerde çeşitli partiler kurulmazdı. Gerekte olmazdı.

Demekki siyaseten sorunların çözümünde aynı şeyleri düşünmüyoruz.

Farklılıklarımız var.  

İl Genel Meclisi Üyeleri, kendi siyasal düşüncelerine parelel olarak farklı düşündüklerini her nerede olursa olsun, kendi parti sorumluluklarını bağlı olark açıklamak zorundadır. Bu bir gerekliliktir.

Buna karşın iktidar partisinin il genel meclisi üyesinin, sorulara sahiplenme ve çözümlere bakışını görmek, bizlerin anlamasını  sağlamıştır.

Ancak  Aydın İlinin içme suyu, alt yapısı sorunları ve kalkınma ile ilgili sorunları bu günde varsa  ve sürüyorsa 2003'ten bu yana ülke yönetimine talip olarak seçilmiş olan AKP yönetimince neden bu güne kadar en azından içme suyu ile ilgili sorunları çözülememiştir.

Özellikle içme suyuyla  ilgili sorunların kesin çözümleri varken, köyde yaşayan halkımız suyu pahalı kullanmakta ve pahalı içmektedir. 2004 yılından bu yana doğru dürüst bir planlama yapılmadığı için içme suyu amaçlı göletler yapılmamıştır. 2010 yılında yapılması planlanan şöyle gölet projelerine bir bakın, yine siyasal amaçlıdır.

Siz yine de bir fotoğrafa bakın....

2004'ten 2009'a kadar KÖY-DES projesi kapsamında il düzeyinde 55.000.000 TL. harcanmış. Ancak kaynaklar kesin çözümler için kullanılması gerekirken, bazı  mütahitlere işler  verilerek geçici çözümlerle sorunlar çözülmeye çalışılmıştır. Geçici çözümlerin çözüm olmadığı ortaya çıkınca, bu gün gerçeklerle yüzleşilmektedir.

Sorunlar yerli yerinde durmaktadır.

Özelleştirmeler ve sözümona  yerelleşme ile ilgili olarak yasalar yapılmş. Çıkarılan yasalar devlet eliyle yapılan bazı  hizmetlerin özel sektör tarafından yapılması, siyasl iktidar tarafından tercih edilmiştir. Bu tercihin nelere sebep olduğunu bu gün net şekilde görülmektedir.

Bütçe komisyonunda görev yapan bu arkadaşımız  İl Özel İdaresi’nin gelir-giderlerine baktığında 15.000.000 TL. açığı var diyebilmektedir. Ancak bu açığın nerelerden kaynaklandığının dökümünün yapmamaktadır.

Biliyoruz ki  Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü LAV edildikten sonra bütün yükü İl Özel İdaresi’ne devredilmiştir. Kısacası Makine parkında iş gören araçların yenilenmesi, bakımı, onarımı  ve işçilerin ücretleri  İl  Özel İdaresi bütçesinden karşılanmaya çalışılmaktadır.

Ancak bir şey daha yaptınız Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nü  lav ederken, bu müdürlüğe ait  veya kullanım hakkı olduğu tesisleri başka kurumlara devrederek satış kararları aldınız. Bu tesisler gelir getirecek mülkler haline getirilemez miydi ? 

Adama sormazlar mı ?

Bu güne kadar genel bütçeden bu konularla ilgili ne kadar ödenek gelmiştir?

Belirtilen açık, yatırımlardan dolayı mıdır?  Yoksa  genel bütçeden yeterli ödeneğin gelmediğinden  mi ?

Bu 15 milyonluk açığın nereden kaynaklandığını açıklamalıdırlar ?

Anladığımız, bu açıklamaların özünde siyasetin ta kendisi vardır. Bu konuda açıklama yapanlar siyaset yapmaktadır. Siyaseti doğru dürüst yapmak gerekir.

Devlet yetkilileri, gerçekleri tastamam ve dosdoğru söylemeleri gerekir.

Gerçekleri çarpıtarak veya halı altına süpürerek, kamufle ederek yandaşlarınızı tatmin edebilirsiniz.

Bir misyonun parçası iseniz, mülki amir olamazsınız. Siyasete soyunmanız gerekir. Siyaset yaparsanız, soyunursanız, çok iyi olur, toplum sizin tecrübelerinizden yararlanır.

Bir siyasal sistemin parçası olmak, mülki amirin, siyaset yapmasına neden olur.

Devleti temsil edenler, mevcut yasaların uygulamasından sorumludur.

2007 genel yerel seçimlerde Aydın ilinde İl genel Meclisi oyları  toplamı bazı                değerlendirmelerde esas alınır. Aydın halkının 548 bin 570 oyuyla seçilmiş olan İl Genel Meclis üyeleri halkın taleplerini dile getirerek görevlerini yapma gayreti içerisindedir. Sorunlara sahip çıkmakta ve meclis gündemine taşıyarak, çözüm önerileri sunmaktadır.

Yapılan çalışmalardan bu güne kadar bir sonuç alınmış mıdır?

Yerinde incelemeler yapılarak ve binbir emekle hazırlanan raporlar neden bütçe hazırlanmasında taban oluşturmaz. Demokrasi ve katılımcılık nasıl yaşama geçecektir.

Sayın  İl Genel Meclisi Üyesi, “Türkiye'nin koşullarının ve devlet yapısının bü  rokratik oligarşinin etken olduğu bir düzenlemeye dayandığının farkına varalım” diyerek ve Başbakan'a atıfta bulunarak Herkes milli iradeye ve meclise saygı duymalı demektedir.

Bu açıklamalar yapılırken 5302 sayılı İl Özel idare yasası  kendi dönemlerinde hazırlanmıştır. Yasallaşmıştır. Ne olmuştur. Yapılan açıklamalara bakılırsa bu yasada patronlar üretmiştir.

Kendilerine patron benim diyebilmişlerdir.

O zaman yasaları yapanlar, yasaları yaparken patronlar yaratmaması  gerekirken, patronlar yaratan yasaları yaparak o belirtilen açıklamaları perçinlemeye çalışmışlardır.

Demokrasiden söz edebilmek için demokrasinin kurallarını uygulayarak, yasalar yapılmalıdır.

Söylenen bir söz vardır.

Kimi aldatıyorsun...

Sen sen ol..

Bir aynaya bak...

Ne görüyorsun...

Hiç  kimseyi aldatamazsın..

Sadece kendini aldatırsın...

Önceki ve Sonraki Yazılar