SON ON GÜN
29 Mart yerel seçim çalışmalarının son haftasına giriyoruz,
Basında en fazla üç parti gündeme oturtuluyor. Sanki diğer partiler Türkiye Cumhuriyetinin partisi değil de, Somalinin partisi.
Varsa yoksa da AKP, CHP ve MHP
Ya DP nerede, onlar için neden yazılmıyor?
Ya BBP nerede. Onlar neden gösterilmiyor?
ANAP, DTP, ÖDP, İP, KP nerede. Onlar neden Türk seçmenine tanıtılmıyor
Varsa yoksa da üç parti. Türkiye seçmeni yalnızca bu üç partinin üyesi mi?
Açıyoruz televizyonları varsa yoksa da namı değer bu üç parti.
2002 yılından beri bu üç parti ile yatıyoruz kalkıyoruz.
Şimdi mahalli seçimleri son on günü.. Demokratik ortamda seçimlerin yapılacağını söylesek te, tam demokratik bir ortam yaratamamanın üzüntüsünü yaşıyoruz.
Yerel seçim yapılacak ama, genel seçim havası yaratılıyor.. Basınımız da bunu bir güzelce destekliyor.
Genel seçimlerde CHP sağ partileri aşırı dincilikle suçluyordu. Laiklik düşmanlığı ile suçluyordu. Şimdi onlar unutuldu.
AKP laikleşiyor, MHP muhafazakarlaştı, CHP ise dinci sıfatına büründü.
Bu ülkenin bağrında barınan diğer partiler yaşamıyor mu?
Onlarında değişik tarzda bildirileri ve mesajları yok mu?
Neden halk yalnızca bu konulara işaret eden partilere yöneltiliyor.?
Şimdilerde de, muhalefetin, AKPnin 40 altında oy alması için duacı olduğunu görüyoruz.
Eğer AKP 40 altına düşerse, erken seçim baskıları yaratılacakmış.
Kaldı ki AKP kurmayları kapatılma davası kararından sonra yaptıkları konuşmalarda ve açıklamalarda çok dikkatli olmuşlar, bu da halkın gözünden kaçmamıştır.
CHPnin din açılımı kadar dini konulara eğilmemişlerdir. Dolayısı ile % 40 altına düşmeleri biraz hayal.
Eğer düşmezse; eğer kendileri oy kaybını yaşarlarsa, liderleri bırakıp gidecekler mi?
Gitmezler ama, millet belki onlara baskı kurara, onlarda bırakıp giderler belki.
Bu seçimlere on gün kala yaşadığımız ve birin sırada görünenler belirtiler bunlar.
İkinci sırada görünenlerse, partilerin rahatsızlıklar.
İktidar partisi, iktidarları dolayısı ile milletin isteklerini tam yerine getirememenin sancısın çekiyor. Bir de kendi tabanına verdiği sözleri yerine getiremediğinden de huzursuz.
Ama, % 40 altına düşmeyi de akıllarının ucuna dahi getirtmiyorlar. Bu yönden biraz olsun rahatlar.
Muhalefet partisi CHP huzursuz, çünkü geçmişte yapmış oldukları eleştiriler kendilerine dönmüş gözüküyor.
Dolayısı ile irtica CHP ye girmiş gibi. Bu da kendi tabanında huzursuzluk yaratıyor.
Bu olgu gösteriyor ki, CHP sol anlamda yeni söylemler yaratarak seçmeninin gözüne girmesi gerekirken, tam tersine hareket etmiştir. Yani tam sağa yanaşmıştır. Artık gericilik ve irtica söylemleri CHP tarafından eleştirilemez. Bu olgu da AKPnin ekmeğine yağ sürmüştür.
Birde bazı adaylarını seçim afişlerine Herkesin Adayı diye slogan yazdırması da eleştirilecek bir konu.
Sanki tüm seçmenler, CHP seçmeni gibi gösterilmekte. Kendimden pay alarak, bu söylemi seçmenlere yapılan bir ayıp olarak görürsem, hata etmiş olmam her halde.
MHP, her zaman görülen açıklama ve düşünceleri ile meydanlarda olmaktadır. Ancak, aday olarak gösterdikleri adaylarının çoğunluğunun yeni yüzler olması, halka yeni tanıtılması MHP tabanını rahatsız etmektedir.
Daha önce şehitler ve PKK konularının üzerine hassasiyetle gitmeleri, millete verdikleri güvence idi. Şimdi bu olumsuz olaylar da azaldığına göre, bu seçimde neler olur, şimdiden kestirmesi zor. MHP kapalı kutu gibi. Ama nereden bakarsak bakalım, AKP yi yıpratacak gibi görünmüyor.
Görsel medyanın gözdeleri olan bu üç parti, son on güne girerken seçmenine böyle gözüküyor.
DTPyi söylemeye hiç gerek yok. Onların görüşleri gayet açık. Onlar ayrılıkçı olduklarını açık açık söylüyorlar ve kendilerine göre bağımlı seçmenler var. Ekonomik değil, politik düşünüyorlar.
Ya ötekiler?
Ya hazine ve devlet yardımından yararlanamayan diğer partiler.
Bence bu seçimlerde Süleyman Soylunun DPsi de patlama yapacak gibi.
Ayrıca değerlendirilmeye alınmayan Zeki Sezerin DSPsi, CHP tabanından oy alarak yükseleceği sinyalini veriyor.
Bence DSP nin bu yereldeki grafiği %8.
Şu anda Türkiye siyasetini etkileyecek, herkesin dediği gibi AKP, CHP ve MHP liderleri olmayacak. Aksine DP nin Süleyman Soylusu, DSPnin Zeki Sezeri, İstanbulun Kemal Kılıçtaroğlusu ve Ankaranın Mansur Yavaşı. BBPliğin Muhsin Yazıcıoğlusu.
Millet üç lideri dinleye dinleye çok şeyler öğrendi.
Meydanların dolup, dolup boşaldığına da bakmamak gerekir. Partiler tuttukları araçlarla meydanlara milyonları da çekebilirler. Önemli olan, partilerin esas muhatapları baz alınmalı.
Meydanlar, partiler, mitingler, kahve toplantıları, süslü araba konvoyları. Bunlar tez gelir geçer. Nitekim işte sona on gün kaldı.
Amma, benim merakla beklediğim hangi partinin ne alacağı, nereleri alacağı değil, 30 Mart sabahı Türkiyenin yeni bir güne nasıl uyanacağı. İşte burası çok önemli.
30 Mart ve sonrası Allah hakkımızda hayırlar etsin, ne diyeyim.