MUSTAFA AÇICI
SOL BİRLİKTELİK VE D.Y.NİN AÇMAZLARI (1)
7 Ocak 2009 tarihli yazımda teraneden söz ettik. Art niyetsiz bir biçimde yazımızı bir bütün halinde okuyanlar ne anlatmak istediğimizi çok iyi anladılar. Anlamayanlar ise halen daha BEN duygusunu yenemeyenler. Bu bakışı da bizler çok iyi biliyoruz.
Yazımızı beğenenlerin teşekkürleri için teşekkür ederim. Beğenmeyenler ve yapıcı eleştirilerde bulunanlara da teşekkür ediyorum. Düşünce alış verişi, özgür irade, insana saygı ve demokrasi işte böyle bir şey.
Ancak sayın Devrim Kızılok arkadaşımıza ne demeli? Sözde Devrim Kızılok arkadaşımız TERANENİN LAZCASI diye bir yanıt yazısı gönderdi. Devrim Kızılok kimdir? Adını gizleme gereğini neden duymuştur? 657 ye tabi devlet memuru olduğunu düşünürsek bile yazısını neden kendi el yazısı ile yazmıştır? Diyelim ki devlet memuru olduğu için gerçek adını yazmak sıkıntısı çekmiştir. Ancak en azından eleştirdiğiniz veya ETNİK KÖKENİ İLE ALAY ETMEYE ÇALIŞTIĞINIZ KİŞİYE GERÇEK ADINIZI BİLDİREMEZ MİYDİNİZ? Ya da gazete yazı işleri müdürlüğüne, evet bu benim ama yazımı şu adla yazar mısınız, diyemez miydiniz? BİRAZ DÜRÜST ve BİRAZ YÜREKLİ OLAMADINIZ MI?
Ama olamadınız, olamazsınız. Çünkü, yazınızda daha eleştirdiğiniz kişinin (yani benim) hangi etnik kökene sahip olduğumu bile bilmiyorsunuz. Sırf Karadenizli (Trabzon/Tonyalı) olmam nedeniyle benim de LAZ ETNİK KÖKENİNE SAHİP OLDUĞUMU DÜŞÜNDÜNÜZ, ve teranenin lazcası derken benim şahsımda LAZlarla ALAY EDİYORSUNUZ. Gerçi bu söylem zaten size yakışıyor. Yazınızda Lazlarla alay eder ama akşam aynı Lazlarla içki sofrasında oturup sohbet edersiniz. Yıllardır içiniz başka, dışınız başka söylediği için kendi açmazlarınız içerisinde insafsızlığınızı göremezsiniz.
Aslında sizin eksikliğiniz bu. Çünkü, her Karadenizli olana Laz deniliyor. Kimse kitapları açıp okumuyor ki. Lazlar nedir, kimdir? Anadoluya ne zaman nereden gelmişlerdir?, Çoğunlukla nerede yaşarlar? Dilleri, kültürleri gibi bir inceleme sizde yapmadınız. Ama olsun, eğer size göre ben LAZ İSEM, LAZLIĞIMDAN YADA LAZ OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM. Bu toplumda hangi etnik köken içine konulursam konulayım, tüm etnik kökenlerden gurur duyuyorum. Çünkü, ben insanım ve insanlara etnik kökenlerine göre bakmam, insani değerlerine göre bakarım.
Gün gelir Laz olurum.
Gün gelir Çerkez olurum.
Gün gelir Arap olurum, Kürt olurum, Ermeni olurum, Türk olurum, Çingene olurum Siz nesiniz, bilmem sayın DY. Size hiç etnik köken üzerinden bakmadım. Her ne olursanız olun ama, insan olun ve LAZlardan özür dileyin.
Sayın Devrim Kızılok, her ne kadar gerçek adınızı gizli tutmaya çalışsanız da, yazım ve hitap tarzınızdan kim olduğunuzu yüzde 90 çıkarabiliyorum. Çünkü, bana AÇICI diye hitap eden üç beş kişi vardır. Ve bu üç beş kişi içerisinde yapılan eleme sonucu bu eleştiri yazısının kimler tarafından kime yazdırıldığı da açıkça ortaya çıkmaktadır. Ancak, korkmayın, adınız bende saklı kalacak. Bir sohbet esnasında size açıklarım. Ancak bu yazıda adınızı D.Y olarak koyuyorum. Geleceğinize de uygun düşecek.
DY kardeşimizin sol-sosyalist mücadeledeki açmazlarını devrim tarihi içerisinde bulabiliriz. Yakından baktığımızda bu aynı açmazlarının bu gün de gelenekte devam ettiğini görüyoruz. Sosyalistleri bile kendi yanında barındıramayan bir geleneğin Sökede bir birlikteliği başarmasının mümkün olamayacağını ben değil aslında siz bilmektesiniz. Ama nafile bir uğraş ile kitleleri kandırmayı da en güzel sizler beceriyorsunuz. Ancak bu konuyu da daha fazla uzatmayacağım. Sözün özü, nasıl dereler kol kırılır, yen içeride kalır. Yıllardır böyle yaptığımıza göre, bende ŞİMDİLİK buna uyacağım. Ama aslında en az 15 yıldır biz birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Ben sizi iyi biliyorum, siz de beni. Bu güne kadar yaptıklarınızı da çok iyi biliyorum ve açmazlarınızı, tutarsızlıklarınızı, hep ben, hep ben duygularınızı. Siz de çok iyi biliyorsunuz ki, Sayın DY kardeşim, PINARLAR DERELERE, DERELER NEHİRLERE, NEHİRLER DENİZLERE KAVUŞUR. DENİZLER ÇOĞALIR. Pınarları kurutabilirsiniz ama, denizleri asla
KURUMUŞ PINARın SORUMLUSU BİZLER DEĞİLİZ. Devam edecek ..