SÖKENİN NEYİ MEŞHUR?
Sizlere damdan düşer gibi bir soru sorayım. Sökenin nesi meşhur?
Bu sorunun yanıtını almak için çarşıda, sokakta birçok insana sordum. Kem küm ettiler ve tam olarak körüklü çizmenin dışında şuyumuz meşhur diyemediler. Hayal penceremden 50-60 yıl öncesinin Sökesine baktığımda, gözlerimin önüne çok renkli görüntüler geliyor. Kentte Ciğerci Topal Tahir, Boşnak Bursalı Süleyman ve Ciğerci Hüseyinin pişirdiği ciğeri tatmayan olmazdı. Hasan Ustanın sabahları çıkardığı işkembe çorbası ve arkasından o meşhur köftesi, Hacının paçası, Hacı Babanın böreği!, Fırıncı Cemal Ustanın peynirli, kıymalı yumurtalı, tahinli nefis pideleri, şimdiki Pamuk Pide Fırınının bulunduğu mekanda Fırıncı Salih Usta da sabahları Cemal Usta gibi aynı çeşitte pideler yapardı. Nam-ı diğer Dondurmacı Kasımı unutmak mümkün mü? O başlı başına bir ekoldü. Arif Şenbaklavacının babası Ömer Usta da öyleydi. Sökede en kaliteli ve lezzetli tatlıları bu ustalar yapardı. Kasım Usta yalnız dondurma değil, baklava, kadayıf ve çok meşhur şam tatlısı yapardı. O gün yaptığı tatlılar, ertesi güne kesinlikle kalmazdı. Akşama kadar satılırdı. Kasım Ustanın diğer bir hüneri de serpme börekti. Bugün Hasan Dede Çeşmesinin bulunduğu yerdeki dükkanda sabahları babası ile birlikte serpme börek yaparlardı. Babası öldükten sonra Kasım Usta, serpme böreğe devam etti. 1955 Söke Balat depreminde dükkanı yıkılınca, börek yapmayı bıraktı.
Şekerci Hakkının o nefis Türkiye geneline ün salmış çeşit çeşit şeker, çikolata ve helva çeşitleri unutalacak gibi değil... O tarihlerde Türkiyenin hiçbir imalathanesinde bu kalitede bir helva çeşidi imal edilmezdi. Şekerci Hakkı, tahini de kendisi üretirdi. Süt renkli bir tahinle, süt rengine çalan bir helva imal ederdi. Babası Recep Ustadan başlayarak, oğlu nam-ı diğer Şekerci Hakkı ile devam eden bir efsane onun ölümü ile son buldu. Üç evladı da tıp tahsili yaptığı için, aileden gelen mesleğe bir varis bulunamadı. Türkiyenin en tanınmış Plastik Cerrahı Prof. Dr. Onur Erola Gel şu baba mesleğini yap denilemez heralde. Günümüzde Şekerci Hakkının uzun çarşıdaki dükkanının çatısı yıkılmış, ön cephedeki kepenkler yere indirilmiş, kısacası mekanın kaderine ağlayan bir görünümü var. Artık günümüzde Sökede kimse helva, şeker imal etmiyor. Koçarlı, İzmir ve Türkiyenin çeşitli bölgelerinden helvaları satın alıyoruz.
Helvacılık ve şeker mamüllerinde Türkiyede bir efsane olan Şekerci Hakkıyı birkaç satırla anlatmanın ne kadar zor olduğunu bilenlerdenim. O, yalnız imal ettiği ürünlerle değil, çok farklı bir kültüre sahipti. Bir özelliği de sanatçı oluşu, her türlü enstürmanı çalmasıydı. Bu özelliklerini ev ortamında değil, genellikle sosyal çevrede sergilerdi. 1924 yılında açılışı yapılan Türk Ocağı ve sonradan Halk Evi adını alan Kültür Merkezi, Söke Halkının gelişmesine büyük katkı yapardı. İşte burası Şekerci Hakkı ve arkadaşlarının kültürünü, sanatını geliştiren bir okul gibiydi. 1953 yılında CHP ve DPnin aralarındaki siyasi rekabeti bu Kültür Merkezinin yıkılmasına neden oldu. Ne yazık ki, bir daha Halk Evi benzeri hâlâ Sökeye kazandırılamadı. Gençlerimiz, birahane, meyhane ve internet cafelerde ömür tüketmeye devam ediyor.
Farkındayım, bugün biraz gevezeliğim tuttu. Sökenin meşhurlarını anlatayım derken, Halk Evine kadar geldim. Hani laf aramızda, Söke Halk Evi, o yıllarda bölgenin en tanınmış kültür merkezlerinden biriydi. Tiyatro sahnesi, büyük bir kütüphanesi, kapalı büyük bir salonu vardı. Burada bazen düğünler yapılır, etkinlikler sergilenirdi. Masa tenisi ve bilardo da oynanırdı.
60-65 yıl önce Söke, Ege Bölgesinde emsal ilçelere göre çok farklı bir merkezdi. Çarşıda büyük lokanta ve içkili gazinolar, kıraathaneler sıra sıra yer alır ve çok güzel iş yaparlardı. Günümüzde ise çarşıda büyük bir kıraathanemiz yok, mahalle ve ara sokaklara sıkışmış büyükçe çayhaneler var. Ve sıra sıra cep telefonları bayileri, her köşede ekmek arası tavuk döner satan dükkanlara rastlanıyor.
Az daha unutuyordum. Osmanlı döneminden itibaren 1960lara kadar Ege Bölgesinde en iyi ve kaliteli hayvan eyerleri Sökede yapılırdı. Bugün saraçlar sokak olarak anılan yer Sökeli saraçların zenaatlarını icra ve sergiledikleri yerdi. Artık Sökede saraçlık tarihe karışan meslekler arasına girdi.
Keçecilik de öyle. Eski dönemlerde küçükbaş hayvancılık Sökede yoğun şekilde yapılırdı. Koyun ve keçisini kırkan aileler, yünlerini keçeciye götürüp, halı, kilim benzeri dövme yaygılar yaptırırlardı. Keçeciler yalnız kilim tipi yaygı değil, kepenek, küçük paspas, semer altına konan keçeler de imal ederlerdi. Bu meslekte Sökede tarihe karıştı. Ancak Tire ve Ödemiş dolaylarında kaçacilik mesleği devam ediyor. Ve keçecilik, bu bölgede şekil değiştirerek turistik eşya imalatına yönelmiştir.
Sahi günümüzde Sökenin neyi meşhur? Her köşe başında satılan ekmek arası tavuk dönerler Sökenin meşhurları arasında yer alması heralde mümkün değil. Yalnız bir esnafımız var, gerçekten çok lezzetli köfteler yapıyor. Adı Erol Şenbaklavacı. Ve aynı zamanda yaptığı baklava ve kadayıfları günlük satıyor.
Yerim kalmadı ama biraz daha yazayım. Anlayacağınız bana göre Sökede öyle meşhurlar kalmadı. Yahu hiç aklıma gelmedi Söke denince akla pamuk gelmiyor mu? Sonunda buldum. Ama körüklü çizme ile Sökeyi Türkiyeye tanıtan ikinci bir Sağır Mustafayı nereden bulayım. Geçenlerde çarşıda sağa sola baktım, Hacı Babanın böreğini aradım. Hani sütlüsü, kıymalısı, lorlu cinsinden. Artık o lezzetler yok. O börekler ağızda erirdi. Kasım ustanın serpme böreği de öyleydi. Allah rahmet eylesin Kasım Usta böreğin yufkasını çarşaf gibi havalarda sallaya sallaya açardı. Günümüzde Sökede pamuktan başka neyin meşhur olduğunu tam olarak tespit edemedim. Mesela ilçemizde son yıllarda yetişen siyasilerin ünleri, hiç yurt sathında duyuldu mu? Yani ilçemizden tanınmış bir devlet adamı yetiştirebildik mi? Vereceğimiz cevap Hayır olur. Gördüğünüz gibi Sökenin pek meşhurlarını bulamadım ama şu anda aklıma parlak bir fikir geldi. Bildiğiniz gibi Sökenin kızları birbirinden güzel. Hiç olmazsa bu özelliğimizle öğünelim. Ama terzi Apo bana Milasın kızları daha güzel demez mi? Bu son arayışım da pek sonuç vermedi. Boynumu büküp kaderime razı oldum.
Afedersiniz bir daha neyimiz meşhur diye sağa sola sormam...