E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

Söke Nazım İmar Plânı nasıl delindi?

 

 

Bu yazıyı hiç yazmak istemezdim. Çünkü "SÖKE NAZIM PLANINI ÇOK BEĞENMİŞ VE ONA İNANMIŞTIM. "Açıklandığı zaman da gurur duymuştum. Plân hakkında olumsuz konuşanlara da karşı çıkmıştım. Hatta birkaç meslektaşım bana sitem etmişlerdi. Yazdığım gazetenin sahibi Durmuş Tuna bile, "Hocam plâna bir CHP’li gibi sahip çıkmışsın" dedi .O günlerde iki ay süren övücü ve tanıtıcı yazılarıma da asla hiç kısıtlama getirmedi. Başka gazeteler ve yazarlar sıradan birer yazı yazarlarken ben, şantiyeye giderek başkan Necdet Ozekmekçi'den ve Kadir Ateş'ten plânla ilgili bilgiler aldım. Belediyenin bilgisayarından plânları inceledim. Projelerin fotokopilerini aldım. Söke'yi her yönüyle hem tanıttım ve hem de yeni Nazım Plânı'nın amaçlarını, hedeşerini, ulaşmak istediği yenilikleri gerekçeleri ile yazdım. Sonunu da şöyle bağladım: "Biz Sökeliler olarak, bu plâna sahip çıkalım bir kaç egoistin çıkarları uğruna deldirtmeyelim" dedim. Bu yazdıklarımı iki dosyada topladım ve ikisini de önce Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Enver Helvacı'ya incelemesi için verdim. Dosyanın biri 80'lik 160 sayfa, diğeri 60'lık 120 sayfa ve 280 sayfalık bir dökümanı teslim ettim. Dedim ki Sayın Başkan Yardımcım, Nazım Plânı inceledim, dedataylarını ayrıntılarını yazarak size sunuyorum. Başkanım yokmuş, inceledikten sonra başkanıma da incelemesi için verin. Dosyalar, iki ay kaldı ve sonunda başkana da verildi ve o da inceledi. Ayrılırken şunu rica ettim: "Bu plân asla delinmesin ve bir kere delinirse dikiş tutmaz" dedim. Aradan uzun zaman geçmeden ve benim çok beğendiğim bölüm delindi. Yani Söke Belediye hizmet binası, plânda istenen yere değil de eski adliye binası yerine yapılmaya karar verildi. Gerekçe olarakta Halk oylamasında bu yer tercih edildi dendi. Bu halk oylaması nasıl ve kimler tarafından yapıldı? Oy verenlerin Söke halkının yüzde kaçını temsil ettiklerini bilen var mı? Ben bunlara güldüm. Çünkü güneşi balçıkla sıvamak gibi birşeydi. Nasıl olsa kokusu çıkar diye yazmadım. O günlerde yazmamı isteyenlerden yüzde doksanbeşi bu konuyu yazmamı ve sahip çıkmamı istiyorlardı ve bana, "Daha önce yazdıkların yalan mıydı?" diyorlardı. Bunlara rağmen sabredip yazmadım.

Bugün basın, CHP'ye, CHP'li Belediye Başkanına yükleniyorsa bunun başlıca nedeni, plânın delinmesi, hizmet binasının plânda yer alan görkemli yerinde inşa edilmemesidir. Necdet Ozekmekçi'ye oy vermiş, yıllardan beri CHP bayrağını taşımış kişiler bile, bugünkü hizmet binasına karşılar.

Ben bu konuda daha fazla birşeyler yazmayıp, geçmişte yazdıklarımı tekrar kamuoyuna okumaları için sunacağım. En doğrusu budur.

Söke Nazım İmar Plânı

Nazım Plân, bir kentin anayasasıdır. Bu plân olmadan bir kentin şekillenmesi, modernleşmesi olanaksızdır. Çünkü Nazım Plânı ortaya konmamış, alt yapısı bu plana göre düzenlenmemiş bir kent, köy azmanı olmaktan kurtulamaz!...

Her seçim döneminde de haklı olarak bu konu gündeme geliyor ve Söke için “Köy Azmanı" deyimi yakıştırılıyordu. Ama bu tezle gelen başkanların hiçbiri de bu plânı hazırlatmaya her nedense yanaşmıyordu. Çünkü riski vardı. Herkesi bu plânla memnun etmek mümkün değildi. Karşı çıkanların oy tehdidi ve çıkarcıların rant kaygısı başkanları bıktırıyor, "otur oturduğun yerde" mantığını ortaya koyuyordu. Bu düzen elbette ki böyle bir kısır döngü metoduyla yürüyemezdi. Bunu kırmak, Söke'yi bu girdaptan kurtarmak, onu çağdaş bir kent yapı ve olanaklarına kavuşturmak gerekiyordu. Bu onur Sayın Başkan Necdet Özekmekçi ve ekibine nasip oldu. Hepsini kutlarım ve her ne pahasına olursa olsun plândan ödün verilmemesini, plânın her geçen gün yıpratılmadan adım adım amacına ulaştınlmasını dilerim.

Plânın Tanıtımı: Bu plân Söke Kenti'nin nasıl ne yönde gelişip büyüyeceğini anlatmaktadır. Nazım Plân demek, düzene koyan, düzenleyici anlamına gelir. Kent Nazım Plânı demekse, bir kentin bütün bayındırlık işlerindeki varsayımları bir düzen içinde, birbirine organize olmuş vaziyette anlatan ve uygulanmasına olanak tanıyan plân demektir. Bu plân herkesin uyması ve gözönünde bulundurması gereken bir yaptırımdır. Bu açıdan baktığımızda daha geniş boyutlu tanımlar yapabiliriz. Bölgemiz antik kentleri, tarihte ilk kez plânlı kentleşmeye örnek olmuşlardır. Miletoslu Hipodamus ünlü kent plâncısı olarak bilinir. Priene Antik Kenti'ne uygulanan ızgara plân ve blok sistemleri ona aittir. Bir kentin gelişmesi, organize yapılaşması bu plânlar sayesinde olmaktadır.

Plânın Amaçları: Her plân yapılırken, önce amaçlar seçilir. Bu plânla ulaşılmak istenen hedefler ve stratejiler belirlenir. Bu hedefler ve stratejiler iyi seçilmiş ve plânlanmışsa bu plânların uygulanma şansları o kadar çok ve çabuk olur. Plânların stratejisi, hedefleri iyi seçilmemişse, o plânların ömrü kısa, uygulanma şansları o kadar az olur. Şimdi bu amaçları kısaca gözden geçirip, tek tek analiz edelim. Kentimizin geleceğine yeterli mi? Plâncı bu amaçları yakalayabilmiş mi? Seçilen hedefler ve stratejiler koşullara uygun mu? Söke için yeni ufuklar açıyor mu? Söke'yi bir köy azmanı olmaktan kurtarıyor mu? Bunları analiz ettiğimizde karşımıza çıkacak sorunlar olacaktır. Bu sorunlar önemli değil.

Zaman içinde çözülür. Sayın İsmail ağabeyim gibi "Bu plân hayallerle dolu" diyenler de olacak. Zaten insan Yahya Kemal’in de dediği gibi "Hayal ettiği müddetçe yaşar". *** Devam edecek...

Önceki ve Sonraki Yazılar