SÖKE BELEDİYESİNE CEVAPTIR

SÖKE BELEDİYESİNE CEVAPTIR

Gerçekler saptırılmaya ve kamuoyundan gizlenmeye çalıştığı için ilgili ve yetkili kişiyi kınıyorum...

Söke Belediye Başkanlığından şahsıma yönelik yapılan yazılı açıklamada yayınladığım haber ve köşe yazılarına yönelik yalanlayıcı bir ifade kullanılmış ve gazeteci kimliğimin önüne ünlem işareti konulmak suretiyle de gazeteci olmadığım ima edilmiştir.
Yayınladığım haberlerde hiç bir şekilde yalan ifade olmadığı kamuoyunun malumudur.
Şöyle ki; iddia ettiğim gibi, E.Ö. kişisinin dolaylı yollarla sahibi olduğu (eşi ve yeğeninin sahipliğinde) yayın kuruluşlarına 4 Bin 100 TL.+KDV ödenmektedir. E.Ö. kişisi; bu parayı sahibi olduğu ancak, kiraladığını iddia ettiği kişilerle paylaşıyor olabilir. Kamuoyunu bağlayan; Söke Belediyesinin E.Ö. kişisine her ay düzenli olarak ne kadar ödeme yaptığıdır. E.Ö. kişisinin eline ne kadar para geçtiği değil...
Gazeteciliğime gelince!
Söke Belediye Başkanı Süleyman Toyran başta olmak üzere; bu yazıyı kaleme alan kişi ve kişilerin benim için ne dediğinin nazarımda hiç bir önemi yoktur! Gazeteciliğimi ispat etmeme gerek yok; ama bakarsınız bir gün sadece bir tane belgeli, kayıtlı haberle bir dönemi bitirebilirim. "Bir dönemi sonlandıran gazeteci" olarak tarihe geçer, yılın gazetecilik ödülünü alabilirim.
Ayrıca; Belediye ve Belediye Başkanı Süleyman Toyran’ı karalamaya yönelik bir tek yayınımı göstersinler mesleği bırakırım.
Örneğin bu mu karalama?
AKP'li bir iş adamından alınan 50 bin lira konusuyla ilgili sayısız yayın yaptım ve sayın Toyran üç maymunları oynamaktadır!
İş adamının bağışı 50 bin lira olmasına rağmen, Söke Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Karakaş neden bağış miktarını 30 bin lira olarak açıklamıştır?
Daha da ileriye gittim ve bu paranın 20 bin lirasına ne olduğunu defalarca sordum ama aylardır cevap verilmiyor!
İş adamının Söke OSB'ye yardım yaptığı söylenerek kandırılması ve Söke Belediyesinin borçlarının ödettirilmesi konusunda neden açıklama yapılmıyor?
Beni neden yalanlamıyor, insan içine çıkamaz hale getirmiyor, gazeteciliğimi sonlandır mıyorsunuz?
Çünkü sonlandıramıyorsunuz!
Çünkü ben doğruyum, yalan olan sizsiniz!
Bu konu şimdi ki konudan yani E.Ö. kişisine ödenen bana göre; 4 bin 100 TL.+KDV'den size göre ise; 1700 TL.+KDV'den daha önemli değil mi?
Meydan okuyorum!
İş adamını basının önüne çıkartın ve böyle bir şey olmadığını söyletin!
Yapamıyorsunuz değil mi?
İş adamının karşısına çıkmaya yüzünüz yok mu?
Başkan Yardımcınız kandırdığı iş adamını bir arasa ya!
Biz ettik sen etme deseniz ya!
Yalanla, dolanla iş adamını kandırmanızı anladım da 20 bin liraya ne olduğunu bir türlü anlayamadım sayın Toyran? 
Aylardır soruyorum cevap vermiyorsunuz ama iş kıçı kırık bir yayın kuruluşu meselesine gelince koskoca Söke Belediyesi imzasıyla açıklama yapıyorsunuz!
Yalancı çobanlığı bırakın!
20 bin liraya ne oldu sayın Toyran? 
Gevelemeden bu soruma cevap verin!
Beni yalancılıkla suçlamak sözle olmaz!
Asılsız polemikler yaratmaya çalıştığımı iddia eden zihniyet ancak ve ancak suçlamalarıma cevap vererek aklanabilir. Aylardır benden ve sorularımdan kaçarak değil.
Aydın kamuoyunu yanıltıcı bir tek yazım bulunmadığını beni takip eden halkınız görmekte ve bana destek vermekte aynı zamanda da sizi ayıplamaktadır.
E.Ö. kişisinin; kira borçları ve işletme ruhsatı konularına da açıklama yapmış Söke Belediyesi!
"E.Ö. kişisi; Söke Belediyesi’ne ait Bedesten'de işyeri açmak için 2011 yılında yapılan ihaleye girmiş ve akabinde önceki dönem belediye yönetimi ile kira sözleşmesini yapmıştır. Bu işyerini açma ve çalışma ruhsatını da 19 Nisan 2012 tarihinde almıştır." denilmekte...
Ben de biliyorum bunu ve size yönelttiğim tuzak sorumdu bu!
Haydi anladık!
Eski Belediye Başkanı dönemimde yetkililer bilerek veya bilmeyerek bu hatayı yaptılar. Ya da E.Ö. kişisi kurnazlık yaparak veya kurnazlık yapmayarak bu ruhsatı aldı. Kira borcu 70 bin lira olana, dağ gibi büyüyene yani ödenemeyecek duruma gelene kadar yani sayın Toyran döneminde neden görmezden gelindi?
Eski Belediye Başkanının suçu olduğu imasında bulunuyorsunuz ama sizin ondan ne kalır yanınız var?
Hatta bu konuda boynuz kulağı geçmiştir!
Zira; kira alacağı sizin döneminiz de 70 bin lira olmuştur.
E.Ö. değil de bir başka kişi veya kuruluş olsaydı, belediye kasasından hem ödeme yapılıp hem de alacağın tahsil edilmemesi gibi bir durum söz konusu olur muydu?
E.Ö.'nün kendi isteğiyle belediye dükkanlarından çıktığı belirtilen açıklama da doğru değildir. 
Çünkü; tarafıma gönderilin açıklamada, “Söke Belediye Başkanımız Süleyman Toyran döneminde ise belediyemize borçlu olan tüm işletmelere olduğu gibi, ayrım yapılmaksızın kiracı Erol Özhavutçu’ya da icra takipli tahliye talep yazısı gönderilmiştir.”denilmektedir.
E.Ö. kişisi hani kendi isteğiyle belediye dükkanlarından çıkmıştı?
Ayrıcaaaaaaaa;
Bu konu AKP'li ve MHP'li meclis üyeleri tarafında geçen sene yine benim yayınlarım üzerine gündeme gelmişti. E.Ö. kişisi tarafından yayın yoluyla hakarete uğrayan meclis üyeleri, Meclise önerge sunmuş ve E.Ö.'nün gizlenen borç durumu sizlere rağmen gözler önüne serilmek durumunda kalınmıştı. Sonrasında da meclis üyelerinin baskılarıyla E.Ö. kişisine icra takipli tahliye talep yazısı gönderilmiştir.
İddia ettiğiniz gibi; kira bedelinin fazla olduğu gerekçesiyle E.Ö. kişisi kendi isteğiyle Bedesten'de bulunan işyerini tahliye ettiği koskoca bir yalandır.
Belediye dükkanlarını aylarca para ödemeden kullandığı ve kendi isteğiyle boşaltmadığı için 70 bin lira kira alacağınız oluştu zaten sayın Toyran!
Beni yalancılıkla suçlamak isterken, Pinokyo durumuna düşüyorsunuz!
Burnunuz nedeniyle ileriyi göremiyorsunuz!
Söke Belediyesi; iş E.Ö. kişisine gelince diğer gariban esnafa davrandığı gibi davranmadığı ortadadır.
Hem her ay düzenli olarak binlerce lira ödeme yaptığınız ve hem de Söke Belediyesine 70 bin lira kira borcu takan bir kiracınız daha var mı?
Bir tane gösterin, gazetecilik mesleğimi anında bırakacağım. Hem de halka dönüp, sizlerden özür dileyerek kalemimi kıracağım!
E.Ö. kişisine ayrımcılık bal gibi de yapılmıştır sayın Toyran!
E.Ö. kişisi; halka ait olan belediyeye kira borçlarını iddia ettiğiniz gibi belirlenen plânlama dahilinde değil, kendisi belirlediği plânlamaya göre yapmaktadır.
Açıklamada; mahsuplaşma bedelinin neden belirtmediğine gelince! Söke Belediyesi yönetimi ya utanmış ya da ayrımcılık görülmesin istenmiş olacak ki; "70 bin lira borcu her ay 1100 TL. olarak tahsil ediyoruz!" diyememişler.
Bu şekilde yani ucundan accık, accık ödeme kolaylığı sağlanan E.Ö. kişisi gibi, bir esnaf daha gösterin, söz veriyorum gazeteciliği bırakacağım. 
Söke Belediyesi’nde her şeyin açık ve şeffaf olduğu iddianızı bu durumda kimsenin inanmasını bekleyemezsiniz.
İddia ettiğiniz gibi; ne alaycı bir tutum sergiliyorum ne de kuru iftiralarda bulunuyorum. Gazetecilik mesleğimi halk adına yapıyorum ve halk adına da hesap soruyorum. Vatandaşlarımız da bunu çok iyi görmektedir.
Söke Belediyesinin benim karşımda her zaman olduğu gibi bundan sonra da dik duracağını belirtmişler!
AKP'li iş adamını nasıl kandırdığınızı,
50 bin lirayı Söke OSB'ye diye alıp, Söke Belediyesi için nasıl kullandığınızı,
Bu paranın da 20 bin lirasını ne yaptığınızı açıklayamadığınız sürece benim karşımda değil dik, eğik bile duramazsınız...
Bırakın gazeteciliğim mazeteciliğimle dalga geçmeyi de adam gibi cevap verin!
Vatandaş Durmuş Tuna’nın, Belediyeniz ve Belediye Başkanınız Süleyman Toyran’a karşı özel hiç bir husumeti yoktur!
Bu nedenle de halkı kışkırtmamı gerektirecek bir durum söz konusu değil. Sayın Toyran görev süresi bitene kadar başkanımızdır.
Son olarak!
Asıl ben! (Haydi sizin gibi yalan demeyeyim) açıklamada doğrular belirtilmediği ve de kişi ismi yerine Söke Belediyesi imzası kullanıldığı için muhatabım her kimse, gerçekler saptırılmaya ve kamuoyundan gizlenmeye çalıştığı için ilgili ve yetkili kişiyi kınıyorum...  DURMUŞ TUNA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.