E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

SÖKE AYDIN’IN ÜÇÜNCÜ İLÇESİ Mİ OLUYOR?

 

Didim ilçe olduktan sonra, Söke nüfus ve ticaret alanında önemli bir ölçüde kan kaybına uğradı. Kuşadası ve Didim hızla turizm sayesinde büyürken, nüfusları kat be kat artarken Söke’de onlara oranla nüfus artışı yaşanmandı. Bunun elbetteki bir çok etkenleri vardır. Bu etkenleri bir çok insan, kendi açısından değerlendire bilsede, gerçek nedenlerini araştırıp ortaya koymakta Söke için yararlar olacaktır. Belediye, Esnaf Odaları, Ticaret Odası, Ticaret Borsası, Ziraat Odası, Söke Kaymakamlığı, Yüksek öğretim yönetimi, Organize Sanayi müdürlüğü birlikte toplanarak bu nüfus kaybına neden olan etkenleri araştıracak bir komisyon kurarak tesbitler yaparlarsa Söke için yararlı olacağına inanıyoruz.

Bugün Kuşadası’nın merkez nüfusu, Söke merkez nüfusunu yakaladı. Söke kılpayı ile önde. Önümüzdeki nüfus sayımında ikinciliği bal gibi Kuşadası’na kaptıracağız. Belki genel nüfus itibariyle ikinciliği yine koruyacağız ama, kent merkez nüfusunda üçüncü sıraya bu gidişle düşeceğiz. İyide neden? Herkes büyürken, biz neden küçülüyoruz? Yöneticiler, sivil toplum örgütleri, iş adamları, Söke halkı bundan hiç rahatsız olmuyorlar mı?

Siyasi partilerimiz, genel merkezlerine bu konu ile ilgili nasıl raporlar veriyorlar? Söke’nin problemlerini, kan kayıbını önlemek için nasıl projeler üretiyorlar? Bunlar şimdiye kadar hangi oranlarda gerçekleşti? Partiler kanalıyla Söke’ye neler kazandırdılar? Doğrusu merak konusudur! Oysa, Söke’ nin böyle ortak projelere ne çok ihtiyacı var.Söke hangi kaynakları kayıp etti? Kısaca bunlar üzerinde duralım:

1) Söke, bir tarım kenti idi. Pamuk çapasına, pamuk toplamaya dışardan her yıl bir çok insan geliyordu. Bu insanların Söke ekonomisine, ticaretine, pazarına, kentin gelişmesine önemli ölçüde katkıları vardı. Bu kaynak, Söke’de makineli tarımın gelişmesi ile kesildi. Artık Söke’de bu kaynak olmadığı gibi, üretilen pamuğun parasının yüzde ellisi de Söke dışına gidiyor. Bu kaynak az bir meblağ değildir. Söke, sanayileşe bilseydi, bu kaynak Söke’nin gelişmesi için kullanılacaktı. Ama Söke ne yazık ki, bu büyük kaynağıda kayıp etti.

2) Söke, 1990 yılından önce Batı Aydın’ın ticaret merkezi idi. Kuşadası’nda, Didim’de inşaat malzemeleri satan mağazalar yoktu. Sahillerde yapılan inşaatların hemen hemen bütün malzemeleri Söke’den alınıyordu. Otellerin kullandığı malzemeler, gıda maddeleri, meşrubatlar, Pazar sebzeleri hep Söke pazarından alınırdı. Kuşadası ve Didim’de ticaret gelişip büyük mağazalar kurulunca, alış veriş oralardan yapılmaya başlayınca, Söke elinde ki bu kaynağıda kayıp etti.

3)      Söke’ nin elinde güçlü bir pazarı vardı. Bu Pazar, bir bölge pazarı niteliğinde idi. Çevreden pazarcılar gelirdi. Yine çevreden bu pazara alış veriş için bir çok insan gelirdi. Canlı bir alış veriş vardı. Gidim, Davutlar, Kuşadası, Güzelçamlı alışveriş için bu pazara gelirdi. O bölgelerde de pazarlar ve ayrıca çevre kasaba ve mahallelerde de semt pazarları kurulunca bu yetmemiş gibi bir de büyük alışveriş mağazaları kuruldu. Söke elindeki bu güçlü kaynağıda  bu suretle kayıp etti.

 Umudunu sanayileşmeye bağlamıştı. Ne yazık ki yıllardır süren Söke Organize Sanayi Bölgesi bu açığı kapatarak, Söke’nin kan kayıbını önleyemedi. İktidar partilerinin yerel yöneticileri ile genel idare yöneticileri bu kuruma dinamiklik kazandıracak hızlı önlemleri alamadılar. Söke’yi yeteri kadar tanıtarak, yatırımcıları çekemediler. Eğer bu durum devam ederse, Söke ikincilikten üçüncülüğe düşmeye mahkum olacaktır. O zaman hepimizin aklı başına gelsede iş işten çoktan geçmiş olacaktır! İlgililere saygıyla sunulur.

Önceki ve Sonraki Yazılar