Gerçek Gazetesi / İmdat GÜÇLÜ
Ege Akdeniz Genç İşadamları Dernekleri Federasyonu (EGAFED) aylık yönetim kurulu toplantısına cuma günü Federasyonun kurucu üyesi Söke Genç İşadamları Derneği (SÖGİAD) ev sahipliği yaptı.
Cuma günü saat: 14.00'den itibaren Söke Ticaret Odası binasında bulunan SÖGİAD toplantı salonunda yapılan toplantıya EGAFED Başkanı Ahmet Volkan Turgut, EGAFED YİK Başkanı Efkan Ceylan ile federasyon yönetim kurulu üyeleri, SÖGİAD Başkanı Reşat Er, ile dernek üyeleri katıldı.
Toplantıda ev sahibi olarak ilk konuşmayı yapan SÖGİAD Başkanı Reşat Er, Söke'nin bölge ekonomisine sağladığı paydan bahsederken, "Ege'nin en geniş tarım alanına sahip ilçemiz ekonomisinde tarımın payı büyüktür. Gayri Safi Hasıla’nın payı yüzde 70'i tarım, bu yüzde 70'lik kısmın yüzde 90'ı da pamuktur. Söke, ülkenin önemli pamuk alanlarından biridir. 2011 TÜİK verilerine göre Aydın pamuk üretiminin yüzde 59'luk kısmı Söke'de üretilmektedir. Pamuk üretim maliyetlerindeki dalgalanmalar Söke ekonomisini de etkilemektedir. Bu nedenle Söke Organize Sanayi Bölgesi biran önce hayata geçirilmelidir" dedi.
İkinci olarak söz alan Sökeli işadamı, EGAFED YİK Başkanı Efkan Ceylan ise özetle, “son aylarda hepimizin ortak gündemi Türkiye’nin içinden geçtiği terör olaylarıdır. Terör ne yazık ki uzun yıllardır hem ülkemizi hem de bölgemizi tehdit etmeye, can almaya, kan akıtmaya devam ediyor. Terörle herhangi bir problemi halletmek mümkün değildir. Askerlerimizi, polislerimizi şehit ederek hiç bir amaca ulaşılamaz. Buna milletimiz izin vermez.  Ben inanıyorum ki; bu terör belasının da muhakkak üstesinden geleceğiz. Bunu hep birlikte, bütün olarak, milletçe başaracağız. 7 Haziran seçimlerinden bugüne kadar geçen sürede sadece terör değil, ekonomik sorunlar da hepimizin gündemini meşgul etmektedir. Siyasi belirsizlikler ister istemez ekonomide de birtakım sorunlara neden olmuştur. Daha doğrusu 7 Haziran’dan sonra ekonomik sorunlarımız daha da görünür hale gelmiştir. Şimdi yeni bir seçime doğru giderken bu belirsizliklerin daha da görünür ve karmaşık bir hal alacağı ortadadır. Bir konunun altını çizmek isterim: Ekonomi, hukuk ve demokrasi birbirini tamamlayan, birbirine güç veren temel konulardır. Hukukun ve demokrasinin işlemediği bir atmosferde iktisadi ilerleme sağlanamaz. Siyasetin her şeye müdahil olduğu, her şeyi yönlendirdiği bir ortamda istikrarlı bir ekonomi, istikrarlı bir gelişme ve kalkınma, hatta girişimcilik ilerleyemez. Sadece dövize, borsaya, faize ve özelleştirmelere dayalı bir yöntemle bir yere varılamaz. Ekonomi demek üretim demektir, istihdam demektir, istikrar demektir. Üretemiyorsak büyüyemeyiz. Bakınız, Türk ekonomisinin istihdam yaratması için her yıl en az yüzde 5 büyümesi gerekmektedir. Türkiye, ithal mallarına dayalı bir ekonomik modelle büyüyemez. 

Montaj ekonomisiyle geleceğe istikrarlı biçimde yürümemiz mümkün değildir. Türkiye üretmelidir. Türkiye kendi kaynaklarını ve insan gücünü verimli bir biçimde kullanmalıdır. Türkiye ARGE’ye ve insana yatırım yapmalıdır” dedi
Toplantıda son olarak  AGAFED Başkanı Ahmet Volkan Turgut konuşma yaptı. Turgut konuşmasında özetle, ”İş dünyası olarak bugüne kadar ülkemizin hem ekonomik anlamda hem de gelişme anlamında istikrarlı bir çizgide gitmesini istediğimizi her fırsatta dile getirdik. Ekonomik istikrarın bizler için ne kadar önemli olduğunu değişik platformlarda ve EGAFED Yönetim Kurulu toplantılarında tüm kamuoyuna ilân ettik. Ancak terör kanlı yüzünü Diyarbakır’da, Hakkâri’de ve Iğdır’da bir kez daha gösterdi. Şehit ve yaralılarımızın olduğu hain saldırıları şiddet ve nefretle lanetlerken, bu saldırıların Türk Milletini yıldıramayacağını kararlılıkla belirtmek istiyorum.7 Haziran’daki genel seçimin ardından yaşanan siyasi belirsizlik, ekonomi gündemini de etkisi altına aldı. Partiler koalisyon şartlarını olgunlaştıramayınca, siyasi çevrelerinin yeni gündemi bu kez yeniden seçim oldu. Buna istinaden oluşturulan seçim hükümetiyle 1 Kasım seçimlerine hazırlanan ülkemizde geride kalan seçimde alınan sonuçlara göre vatandaşın tercihi noktasında bir sonucun gerçekleşmediğini görüyoruz. Vatandaşın kararının yok sayıldığı bir ortamda demokrasiden söz etmenin de doğru olmadığını düşünüyoruz. Sonuç olarak yaşanan olaylar sonrasında her kesimin artık kendine bir çeki düzen vermesi ve huzuru bozacak her türlü girişime karşı tek yürek olması gerekiyor. Artık Türk Milleti’nin tüm unsurları olarak feryat etmeyi bırakıp, net bir duruş sergileme zamanıdır” dedi.