FARUK HAKSAL
SİYASET, SIKINTI, MÜCADELE ve YAŞAMAK KAİDESİ...
Her Allahın günü siyaset yazmaktan bıkıp usanmamak mümkün değil.
Eğer midenizden düşünüp geçim indeksinizi siyasete göre ayarlamışsanız, diyecek bir tek şey var:
- Daha beter olun inşallah!.. Siyasetin kuyusunda boğulun
Ama derdiniz tasanız ülkenizin kamusal çıkarları ise, bağımsızlık, adalet, Cumhuriyetin değerleri ise, içinde bulunduğumuz süreç sizin için gerçek bir kâbustur.
Ama bu kâbus, aynı zamanda sizin dinamonuzdur, güç kaynağınızdır
Çünkü bütün amaç, bu kâbusa son vermek ve aydınlık bir Türkiyeye yelken açmaktır.
Bu bir görevdir.
Bu bir sorumluluktur.
Bu bir ahlaksal sonuçtur.
Ve bu aynı zamanda toplumsal çıkardan eşit bir pay alma sorunudur Yani sınıf meselesidir!..
Mazlum Uluslar için bağımsızlık mücadelesi, sınıf mücadelesinin özüdür, odağıdır
Çünkü bağımsızlık mücadelesi, holdingleşen [yani globalleşen] emperyalist sermayeye ve bu gücün silahlı çetelerine karşı, sömürülen mazlum ulusların mücadelesidir.
Bu mücadelenin bir yanında globalleşen [yani birleşen] sermaye gücü, öte yanda da ulusal cephesini oluşturan [yani yine birleşen] sömürülen uluslar yer almaktadır.
Ve bu kavga her gün, her an, her saat sürmektedir.
Hukuk alanında sürmektedir.
Parlamentoda sürmektedir.
Medyada sürmektedir.
Sokakta sürmektedir.
Üniversitelerde, fabrikalarda ve meydanlarda sürmektedir.
Ve bizler, eğer sorumlu bireyler isek, bu açık mücadele ortamında seçimimizi yapıp safımızı tutmak zorundayız.
Siyasetten bıksak da, ondan hoşlanmasak da, siyaseti bir adam harcama ve kullanma becerisi haline getiren insanlık dışı yöntemlerden iğrenip, şiddetle nefret etsek de Safımızı tutmak zorundayız!..
Sorumluluklarımızı hayata geçirmek zorundayız.
Ahlaklı, dürüst ve adil bir Dünyanın özlemini yaşamımızın pusulası haline getirmek zorundayız.
Peki Gerçekten, bu saydıklarımıza gerçekten niçin zorunluyuz?..
Çünkü
Evet, işte bu çünküyü herkes kendi kişiliği ve kimliği içinde yanıtlamak durumundadır
Çünkü sanıyoruz ki bu çünkünün yanıtı, her birimizin ne kadar, ne ölçüde ve kaç gram insan olduğumuzu belirleyen en temel ölçüttür
Ya da biz[ler] böyle düşündüğümüz için, başımız dertten, gönlümüz çiçekten [bir türlü] kurtulamamaktadır
Evet Bu bir seçim meselesidir.
Ve insan ancak seçtikleri ile kendisini var-eder
Ret ettikleri ile kişiliğini onarır.
Ve sorumlulukları ölçüsünde kendi gücünü, onurunu ve ahlaki düzeyini belirler, yani adam olur...
Bir seçim meselesidir bunların her biri.
Ya adam olmayı seçmek vardır, ya da rezil olmayı
Var mıdır bu lotaryanın ortalaması?..
Hayır yoktur!..
Asla yoktur!
Ve işte bu yoktur deyiş de bir seçimdir: Hayatı böyle görmek, dünyayı böyle bir pencereden seyretmek ve ona göre yaşamak da gerçek bir seçimdir.
Çünkü
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın.
Bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak
Böyle diyor Nazım Baba