sıkıysa İSTİFA ET GİTSİN!

16/11/2014 tarihinde, AK Parti Söke İlçe Başkanlığı görevine getirilen Fatih Gürer'in hiç bir etkinliğe yönetim kurulu üyeleriyle birlikte neden tam kadro olarak katılmadığını bir bilen var mı?
AK Parti olarak temsillere üç veya belki 5 kişi ile (o da yılda bir kez) katılım gerçekleştirmesinin nedeni ne olabilir? 
Fatih Gürer başkanlığındaki 30 kişilik yönetim kurulu; Kaan Durmuş Görecek, Hüseyin Bilgili, Kemal Özbek, Mehmet Ali Oklay, Nizamettin Karataş, Hüseyin Karakaya, Hilmi Özcan, Murat Candal, Haşim Çiftçi, Hüseyin Yıldız, Levent Bozkurt, Süleyman Yılmaz, Hasan Bayraktar, Akif Pala, Metin Turan, Mustafa Yıldız, Muzaffer Tuncay, Dilaver Balat, Kadir Ünal, Arzu Telef, Ufuk Asrav, Muzaffer Şanlı, Sezgin Püslü, Mehmet Yalnız, Hülya Yıldırım, Esin Özhavutçu, Süleyman Şami, Zeliha Göktepe ve Arzu Ünal'dan oluşuyor. 
Bu isimlerden acaba kaçı hâlâ görevinde?
Kaç yönetici hâlâ Gürer ile yola devam ediyor?
Bir bilen, gören veya duyan var mı?
Başına buyruk yönetim anlayışı nedeniyle yaşanan istifalarla, yedeklere musallat olan Fatih Gürer'in imdadına 15 Temmuz darbe girişiminin yetiştiğini bilmeyen yok!
Darbe girişimi olmasaydı, Gürer yönetiminin yerinde şimdi yeller esiyor olacaktı. 
Gürer efendi ve beraberindeki üç-beş kişilik destekçi gurubu şimdi de istifa etmek isteyenlere, "AKBİS (AK Parti Bilgi Sistemleri) çalışmıyor. İnternet üzerinden ne üye kaydı ne de üye ihracı yapamıyoruz." diyesilermiş...

Gürer ve avanesine yönelik tepkiler sonucu oluşan istifa girişimlerini bu şekilde işleme almıyorlar. 
AKBİS'in arkasına sığınmasalar, OHAL Uygulamasında düşen yönetim olarak tarihe geçecekler. 
İki, üç ay önce bir işadamını yönetime yazmışlar. Sohbet ediyorduk ve dedi ki; "AK Parti Söke İlçe Yönetiminin asil yöneticisi olmuşum. Çok şaşırdım. Ben son yani 30'uncu yedek olduğumu sanıyordum. Nasıl oldu bu iş bir türlü anlamadım!"
Güldüm ve "Ah be kardeşim! Dur bakalım! Sen daha 
neler neler göreceksin! Bu ne ki!" dedim. 
Gördük de..
En önemlisi de Gürer yönetimindeki FETÖ bağlantısı oldu. Tam üç tutuklama yaşandı. Her ne kadar istifa etmiş olsa da H.Y. isimli bir asil yönetici, N.K. isimli bir asil yöneticinin oğlu M.K. ve de M.B. isimli yedek yöneticinin ağabeyi A.B. tutuklandı. 
30'uncu yedek üye olduğunu tahmin eden iş adamının demesinden şu sonuç anlaşılıyor!
Yönetim Kurulunda yaşanan istifalar nedeniyle; 30 kişilik yedek yönetimden ikna edip de asil yapabildiğini yapmış, ancak artık yedeklerin de Gürer'e güveni kalmamış olacak ki; son sıralardaki yedeklerden medet umar olmuş...
Varlığını idame ettirmek için yedeklere musallat olmuş bir ilçe başkanı ve yedeklerin bile musalla taşına yatırma hesapları yaptığı bir ilçe başkanı!
Abesle iştigalin bu denli yan yana olduğu bir örnek daha ne görülmüş ne de duyulmuştur. 
Duyan, gören, bilen varsa söylesin.
Yönetim Kurulu Üyeliğinden ayrılmak isteyen yöneticiler konusuna gelecek olursak!
Tam bir rezalet yaşanıyor...
Haftalar önce bu konuyu yazdım ve Gürer'den çıt çıkmadı. Yazdıklarımı yalanlayamadı. Sus-pus oldu. 
"İçişlerimizi nereden biliyor? Ağzımız çok gevşek! Yönetimde ne yaşanırsa haber alıyor!" diyerek, çevresindeki üç-beş kişilik destekçisiyle dertleşmiş. 
İstifa etmek isteyip de istifa edemeyen MAHKUM yönetici konusu tam bir tezgah!
Çünkü, yönetimlerde yer alması düşünülen herkesten peşin peşin istifa dilekçeleri alınıyor. Bu durumda, mevcut yöneticinin görevinden ayrılmak istediğini sözlü olarak bildirmesi yeterli. Ancak; sözden anlamadıkları görülen Gürer ve üç-beş kişiden ibaret avanesi, bırakınız sözden anlamayı, peşin peşin aldıkları istifa dilekçesinin işleme girmesi için gönderilen dilekçeyi bile dikkate almıyor...
Gerekçe!
AKBİS çalışmıyormuş...
Doğru mu?
Sizce?!?!
Olacak iş değil!
Yaşananlar şaka gibi. 
Yönetimden istifa demek, yedek yönetimden üye demek ve bu da Gürer'in işine gelmiyor.

Çünkü, yedek yönetimi bile eritmiş, bitirmiş. Görülmüş olay değil. İktidar partisisin ve yönetiminde yaşanan istifaların sayısı belli değil. Söke AK Parti tarihinde böyle bir durum yaşanmadı.  
Tehlikenin boyutunu bilemiyoruz. Kimse de bilemiyor. Mevcut yöneticiler de bilemiyor. Gürer ve avaneleri kör, topal işi götürüyorlar.
İşi götürüyorlar, dedim diye yanlış anlamayın. Kötü manada söylemedim. Kötü manada yani işi nasıl götürdüklerini bir sonraki yazımda konu edeceğim. 
Bu arada!
O iş adamı gerçekten son yani 30'uncu yedekse ne olacak!
Farzedelim ki; o iş adamı son yani 30'uncu yedek değil ama diğer yedek üyelerin de Gürer'e güveni kalmamış ve yönetimde görev almaları teklif dahi edilemiyorsa ne olacak?
Gürer zihniyetiyle bu sorunun cevabı çok açık!
Yönetici doğmadınız ama istifa talebi işeme konulmayan siz ve diğer yöneticiler; AK Parti Genel Merkezi tarafından Fatih Gürer görevden alınana kadar yönetici olmaya MAHKUMsunuz. 
Gürer'in Söke AK Parti ilçe başkanlığında; elini verdin, kolunu kaptırdın misali bir vuku yaşanmakta. 
Örneğin; tutuklamalar boyutuyla tescillenen Fatih Gürer yönetimindeki FETÖ bağlantısından rahatsız olan bir kişisiniz ve istifa etmek istiyorsunuz!
Haydi bakalım; sıkıyorsa istifa edinde göreyim!
Denemesi bedava!
Bir yöneticinin, peşin peşin verdiği istifa dilekçesinin 
işleme konması için söz yeterli olmayınca yazılı yani dilekçe ile haftalar önce başvurduğu ve sonuç alamadığı artık herkesçe biliniyor. Söke siyasi kulisleri bunları konuşuyor.
AK Parti Genel Merkezi tarafından da herşey biliniyor ama şimdilik yapacak bir şey yok. Hem OHAL Uygulaması var hem de kongre tarihi bir yıl erkene alındı. Yenilenecek ilçe ve il kongreleriyle hem FETÖ bağlantısı olan yönetimlerle hem de başarısız olan ilçe ve il başkanları ile yollar ayrılacak. 
Bu özellikteki ilçelerin başında da Söke geliyor. Fatih Gürer hem başarısız yöneticiliğiyle hem de yönetimindeki FETÖ bağlantılı isimlerle gerçekten de başı çekti. Özellikle de yönetimindeki FETÖ bağlantısını örtbas etmeye çalışması kabul edilir değildi. 
Mesleği avukatlık olan Gürer'e sormak istiyorum!
FETÖ davasından tutuklu veya tutuksuz yargılanan ve partiliniz olan bu kişilerin avukatlığını kim veya kimler üstlenmiş durumda?

FETÖ şüphesiyle görevlerinden uzaklaştırılan, devlet dairesinde müdür pozisyonuna getirdiğiniz kişiye kim kefil oldu ve de  nasıl şartlı serbest kaldı?

Kızmaca yok! İşim gereği ve kamu adına ben soracağım ve sen de suçlu psikolojisiyle her zaman olduğu gibi cevap veremeyeceksin.

Ama olsun! Kamuoyu nazarında, siyasetçilerin başvurduğu bu yaklaşım şekli cevap niteliğindedir.

Ne de olsa susmak kabullenmek demektir 
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım, "İçinizdeki FETÖ'cüleri ihbar edin. Aranızda barındırmayın." emri, uyarısı, çağrısı her neyse işte. Adını kendin koy Gürer! Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın ve de ilçe başkanı olduğun partinin aynı zamanda da Kurucu Genel Başkanı ve mevcut Geenel Başkanının sözleri sizde nasıl karşılık buldu merak ettim de! 
Hani; 17/25 Aralık itibariyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Gülen Cemaati terör örgütüdür. Bu örgütün dersanelerinden, okullarından vs.'lerinden faydalanan vatandaşlarıma, arkadaşlarıma sesleniyorum. Bu durumda olanlar, bu örgütle ilişiklerini kessinler." şeklinde vatandaşlara yönelik bir çağrısı, AK Parti Teşkilatlarına ise; emir niteliğinde bir mesajı vardı. 
Bostan korkuluğu değil de başkanı olduğunuzu düşündüğüm yönetim kurulunda Reis-i Cumhur'umuzun bu mesajına rağmen nasıl bir yol izlediniz? 
Yönetim kurulundaki arkadaşlarınızı bu konuda uyardınız mı? 
Uyardınsa ve de seni adam yerine koymayıp, uyarını dikkate almayanlar olduysa da bu kişiler hakkında yaptırım uyguladınız mı? 
Cevabını bildiğim net bir soru soracağım!
Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)'nın eğitim ve öğretim kurumu görüntüsündeki, Özel Havva Ayşe Güven Koleji'nin kapısına kilit vurulana kadar, hangi yönetim kurulu üyelerin çocuklarını bu okulda okuttu?
Biraz uzun bir soru oldu ama neticede avukat adamsın ve işine gelirse anlarsın. 
Sayende MAHKUM yöneticiye gelince!
Tüm girişimlerinden sonuç alamayan ve dilekçeleri de kabul görmeyen yöneticiye önerim; Pazartesi günü ilk iş olarak noterden yani resmi kanaldan peşin peşin verdiği istifa dilekçesinin işleme konulması yönünde uyarı yazısı göndersin. 
Bu kesin çözümdür. Neticede noterlik müessesesi resmi bir kurumdur ve sizden peşin peşin alınan istifa dilekçesi derhal işleme konulacaktır. 
Haaaaa!
Bu da çare olmazsa sıkıysa İSTİFA EDİN GİTSİN...

Önceki ve Sonraki Yazılar